bugün

dünyanın bir sınav olmasından kaynaklanıyor olabilir. ayrıca o şarap sarhoşluk verip insanların araba kazası yapıp başkalarına zarar vermesine, ya da şuursuzca yaşamasına, deliryum transa girmesine falan da neden olmuyor bildiğim kadarıyla.
cahillik kokan sığ düşünce söylemi.
cennette mü'minlere nimet olarak verilecek şarabı daha doğrusu içecekleri dünyadaki alkol zıkkımıyla aynı zannedenlerde tabiki olacaktır, eee (bkz: kapasite meselesi).
yasaklanan sarhoşluk veren alkoldür.
içmeyesinizde tarfik kazası yapmayasınız canlara mallara kast etmeyesiniz,
içmeyesinizde ona buna yoldan geçene tecavüzde-tacizde bulunmayasınız,
içmeyesinizde çoluğunuzun çocuğunuzun rızkını heba etmeyesiniz,
içmeyesinizde sirozdan gebermeyesiniz diye alkol yasaklanmıştır.

(bkz: 21 yüzyılda hala alkolü savunan ayyaş)
ilahi adaletin bir göstergesi daha. biraz da içmeyenler içsin demiş işte.
(bkz: aşk şarabı)
içerisinde çelişki içeren durum. fakat olaya şöyle de bakabiliriz;

cennette huriler varmış, kara gözlü
içkinin de ordaymış en güzeli
desene biz çoktan cennetlik olmuşuz
bak bir yanda şarap, bir yanda sevgili..

ömer hayyam
tercüme hatasından kaynaklanan bir yorumdur. kuran-kerim'de geçen şarap, içecek manasındadır. hatta meşrubat, şarab aynı kökten türemiştir.
cennette aktığı belirtilen, bizim düşündüğümüz manada alkollü içecek olsa, arapça meysere ya da müskür denirdi. ama şarab kelimesi yani içecek kelimesi kullanılmıştır. türkçeye girince anlam kayması yaşayan kelimelerin sebep olduğu yeni bir problem daha. zaten aynı ayetlerde cennette içilen içeceklerin sarhoşluk yapmadığı da mevcut. lütfen eksik okumayalım.
işbu başlığı ilahinin çelişkili beyanatlarına sitem olarak anlamak gerek(!)
Kaynağından (doldurulmuş) testiler, ibrikler ve kadehler ki bundan ne başlarını bir ağrı tutar, ne de kendilerinden geçip akılları çelinir. (Vakıa Suresi, 18-19) ayetinin açıkladığı şarabın cennete içilmesidir.