bugün

Zeki bir insanın daha ergenken anlayabileceği olaydır, bu yüzden genellikle ergenlik çağında hayat sorgulanmaya başlanır, verilen anlama göre hayat düzenlenir ve şaka maka derken geçip gider.
ceyhun yılmaz'ın şiir tekniklerini alt üst eden şiirimsisini okuyunca kalan ömrü bir cimcik daha törpüleyip iyice sorguladığım gerçektir.
zamanını boşa geçiren kendinden başkasına faydası dokunmayan insanların er ya da geç farkına varacağı gerçek. insan doğar yaşar ve ölür. ve ölüm son değil başlangıçtır.
ya ne olacaktı.
hayat bitiyor, ömür tükeniyor.
her geçen gün ölüme bir adım daha yaklaşıyoruz.
sevdiklerimizden bir adım daha uzaklaşıyoruz.
her saniye, her dakika, her günün ne olacağını bilmeden hemde
ömrümüzü tüketiyoruz işte.
Sınavlara çalışırken, okuldan eve gidip gelirken, arkadaşlarla takılırken, aileyle bir pazar sabahı kahvaltı ederken, kitap okurken, oyun oynarken zamanın nasıl geçtiğinin farkına varamayışımız ve biz sorunlarımız ile ideallerimizle uğraşırken her saatin, her günün her haftanın ömrümüzden ayrılışı. Çok gariptir günler saniye ile hafta başı saat ile gelir. O kadar çabuk geçer ki zaman ne zaman büyümüş, ne zaman bu kadar olgunlaşmışız belki de ne zaman bu kadar değişmişiz, anlamayız. Bazen sezeriz, ben şimdi yaşıyorum ve yaşadığım her an benim hayatımda bir şeyler kopuyor, bir şeyler eksiliyor veya bir şeyler oturuyor, oluşuyor. Yaşadıklarımı belki planlı yaşamıyorum, belki bazı vakitlerimi çok boş, çok sıradan geçiyorum ama yıllar geçtikçe tüm bu olayların, ve yaşanmışlıkların hepsinin benim 'hayat' olarak topladığım başlıkta biriktirdiğini ve geri dönüşü olmadığını görüyorum. Önemli olan, yaptıklarımızdan pişman olmayışımız ve her geçirdiğimiz vakte 'iyi ki' diyebilmemizdir. Bazen sırf otuzuna girip 29 diyebiliyor insan. Veya bazen saçındaki bir beyaz teli görüp mutsuz olabiliyor. Artık insanların ona 'ufak kız' veya ' küçük o daha aklı ermeyebilir' sözünün yerine 'genç kız' veya ' Büyüdü, olgunlaştı ve artık kendi kararlarını kendi verebiliyor.' sözünE bıraktığını farkedebilir. insanlar her zaman ölümden korkmaz, hayatının bittiğinden veya yaşlandığından korkmaz. Bazen gençliğinde hayallerini yaşayamadığı için, emellerini gerçekleştiremediği için hataları, pişmanlıkları olduğu için korkar. Ve önemli olan şuan ileride pişman olmamak için hayatımızı isteklerimiz üzerine yaşamalı, zamanı planladığımız gibi ve dolu dolu kullanmalı, ne olursa olsun umudu elden bırakmamalı ve kendimize hayatın kısa olduğunu bu yüzden boş şeyler uğruna kendimizi üzmememiz gerektiğini hatırlatmalıyız. Belki yaşlansak, belki hayatımızın sonuna gelsek de yaşadıklarımızdan dolayı mutlu olup, tüm sıkıntılarımıza rağmen hayata ve insanlara 'ümitle' bakmalıyız. Ve ölüme yaklaşırken bile hayatımızdaki iyilik ve güzelliklerden dolayı mutlu ve huzurlu olup, son saniyelere kadar hayattan keyif almalıyız.
amca demeye başladı lan bebeler artık amk.
ağlayasım geliyor lan.
Maalesef olup gidendir. Ne ara oldu yahu.
insanı hüzünlendirir. beyhude geçti yıllar...