bugün

devletin garip işleyişinden, aksaklıklardan, tuhaflıklardan, özgürlük ihlallerinden falan bahsetmeyeceğim. zaten hepimizin bildiği şeyler.

şaşırdığım başka şeyler var aslında.

mesela, bir 3. dünya ülkesi olduğumuzu kabullenemememiz. "hayır aga olur mu öyle şey" demeyin lan. basbaya kabullenemiyoruz işte. mesela, saçma sapan bir hareket gördüğümüzde batılı bir devletten "oha amk bunlar bizi muz cumhuriyeti falan mı sanıyor" diye çıkışıyoruz, isyan ediyoruz, öfkeleniyoruz. oysa bu ülke yamalı bir anayasası olan, diktatörlükle değil ama istikrarsızlıkla yönetilen bir muz cumhuriyeti.

ve bu gerçeği, sadece başımız yandığında ya da olmadık bir sorunla karşılaştığımızda dile getiriyoruz "yuh be birader ya hakikaten bu ülke adam olmaz ha! bu ne kardeşim madagaskar mı burası ya!" gibi ezbere cümleler kuruyoruz. ve bi kaç gün sonra yine kibirimiz, acizliğimizi unutturuyor.

başka bir konu da, bu durumumuzdan dolayı devamlı başka birilerini suçlama refleksi geliştirmiş olmamız.

kimi cumhuriyeti suçluyor, kimi cemaatleri, kimi romantik solcuları, kimi aşırı milliyetçileri. yani aslında gidişattan hiçkimse mutlu değil ama sorunu topyekün sahiplenen de yok. herkese göre kendisi, beyaz eldivenlerini giymiş, işini doğru yapan, bu çarpık sisteme katkısı olmayan bir birey ve ülkeyi, bayrağı en çok onlar seviyor. "onlar" diyerek ben de birilerini suçlamış oldum. rahatım artık.
biz türklerin en büyük hastalığı ne biliyor musunuz?
kendimizi her konuda küçük görmeyi çok başarılı bir iş sanıyoruz.Realist biri olduğumuzu düşünüyoruz.kusura bakmayın ama yanılıyoruz.size pembe gözlüklerinizi takın demiyorum, ama realistlik te bu değil.
(bkz: birlik olamamak)
Ya ben bu ülkeyi düzelticem
Yada çekip gidecem buralardan.

Bune amk

Ne insanlarda saygı var ne de....

Neyse
1.dünya sir daver
2.daver bey
3.davar bey.