bugün

yusuf akçura tarafından yazılmış olan, osmanlı devleti'nin son dönemlerinde devletin bekası için osmanlıcılık, türkçülük ve islamcılık politikalarının uygulanabilirliğini ele alan kısa bir makaledir. akçura bu makalesinde açıkça türkçülüğü desteklemese de, osmanlıcılığı uygulanabilir görmemiş, islamcılık ve türkçülüğün şanslarını eşit görmüştürç. fakat bu makalenin en önemli noktası; ele alınan dönemin koşulları itibariyle türkçülüğün bir politika olarak ilk defa ciddi ve kapsamlı bir şekilde dile getirilmesidir. bu sebeple modern türk devletinin ideoloğu olan ziya gökalp'e fikir babalığı yaptığı ya da ona öncülük ettiği söylenebilir.
osmanlı devleti için çıkış yollarını anlatan makaledir...

makalenin yayımlanmasından sonra osmanlıcılık, islamcılık ve türkçülük meselesi yoğunlaşmıştır.

osmanlıcık düşüncesinin artık bir işlevi kalmadığını belirten akçura öncelikle islamcılığın ardından türkçülüğün izlenilecek bir yol olmasını anlatır.

nitekim düşüncesinde haklı çıkacaktır ve türkçülük (milliyetçilik) akımı tek ihtimal olarak kalmış olacaktır.
pantürkizm in manifestosu olarak kabul gören eserdir.
yusuf akçura nın 1908 yılında yayınladığı eseridir. islam birliği ve türk birliği hakkındaki fikirlerini açıklayıp , olumlu ve olumsuz taraflarını ortaya koymuştur. bu yazı türkçülüğün manifestosu olarak kabul edilmiştir.
Yusuf Akçura 1904 yılında yazdığı 32 sayfalık Üç Tarz-ı Siyaset adlı makalesini Mısır’da yayınlanan Türk Gazetesi’nin 23-34′üncü sayılarında Nisan-Mayıs 1904′te yayınladı. Türk Gazetesi bu makalenin yayınlanmasından birkaç ay evvel gazeteci Ali Kemal’in etrafında toplanan bir grup liberal tarafından Kahire’de yayınlanmaya başlamıştı.
Bu makalede üzerinde durulan ve uygulanabilirlikleri tartışılan ana konular şunlardır:
1. Bir Osmanlı ulusu meydana getirmek,
2. islâmcılığa dayanan bir devlet yapısı kurmak,
3. Iraka dayalı bir Türk siyasal ulusçuluğu meydana getirmek.
Her biri Osmanlı Devleti’ni kurtarma yolu olarak görülen bu konuları şöyle irdeliyor.
Osmanlıcılık: Bu fikrin amacı yeni bir Osmanlı milleti oluşturmaktır.
Osmanlı devleti’nin devamı için bu iş başarılabilirse elbette çok yararlı olur. Bunun için cins, din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin Osmanlı halkları haklar ve ödevler açısından eşit hale getirilecek, böylece ortak vatan kavramı etrafında Amerikan ulusu gibi bir Osmanlı ulusu oluşturulacaktır. Tek amacı sınırları korumak ve imparatorluğu yaşatmaktır
Akçura, Osmanlılık fikrini hem sakıncalı hem de imkansız görmektir. O, sınırların korunmasını devlet için yeterli bir amaç görmemektedir imparatorluk halkları örgütlenip bir halk haline geldiğinde devletin kurucusu ve yöneticisi Türkler eriyip gidecek, egemenlik Arap çoğunluğa geçecektir. Ayrıca, Osmanlı topluluklarının birbirleriyle kaynaşmak istemeyeceklerini de öne süren Akçura, dinsel, siyasal ve mezhepsel nedenlerle bütün Avrupa’nın buna engel olmak için çalışacağını söyleyerek Osmanlı milleti meydana getirmeye uğraşmanın boşa yorulmak olduğuna kanaat getirecektir.
islamcılık: Osmanlı milliyeti siyasetinin başarısızlığı üzerine islamiyet politikası meydan aldı diyen Akçura, islamcılık siyasetinin Dünyadaki Müslümanlardan bir islam birliği meydana getirmek amacı ve eylemi olduğunu söylüyor. Avrupalı yazarların Panislamizm dediği bu fikir Osmanlılık fikrinin zayıflamasıyla Abdülaziz zamanında başlamış olup,Abdülhamit zamanında fikirden eyleme geçmiştir. Bu dönemde Müslüman memleketlerinde geniş bir Panislamist propagandaya girilmiştir.
Akçura, bu politikanın güçlüklerini anlatırken şunları göz önüne alır: Önce Tanzimat’ın Osmanlı toplulukları arasında yaymayı amaç tuttuğu siyasal ve hukuksal eşitlik artık söz konusu olmayacaktır. Hatta Türkler arasında bile mezhepsel, dinsel çatışmalar çoğalabilecektir. Müslüman ülkelerin çoğunun idaresini ellerinde tutan batılı devletler de bu tasarının gerçekleşmesine izin vermeyeceklerdir. Ancak bu politikanın olumlu yanları da vardır. Onlar da, Osmanlı memleketlerinde din esasına dayalı güçlü bir Müslüman birliği kurulacağı, Dünyadaki Müslümanların Halife’nin etrafında toplanmaları için sağlam bir zemin hazırlanacağı idi. Bu arada islam’da din ile devletin bir bütün olarak kabul edilmiş olmasını, Kuran’ın anayasa niteliği taşımasını, halifenin Müslümanlarca imam kabul edilmekte olmasını, islamcılığı kolaylaştırıcı etkenler olarak görmektedir. Ancak dış engelleri çok kuvvetli gören Akçura bu siyasete, islam tebaya sahip büyük devletlerin, islam ülkeleri üzerindeki etkilerini kullanarak engel olacaklarını söylüyor.
Türkçülük: Bu siyasetin uygulaması, önce Osmanlı imparatorluğu’ndaki Türklerin, Türk olmadıkları halde az çok Türkleşmiş olanların ve ulusal bilinçden yoksun olanların bilinçlendirilmesi ve Türkleştirilmesi ile başlayacaktır. Asıl fayda Asya ile Doğu Avrupa2da yayılmış olan Türklerin birleştirilmesi sonucu meydana gelecek azametli bir siyasal milliyetin elde edilmesiyle sağlanacaktır. Türkçülük fikrinin uygulanmasında Osmanlı Devleti Japonya’nın sarı ırk için oynadığı rolü oynayacak ve liderlik edecektir.
Bu siyasetin engelleri ise şunlardır: Önce Osmanlı Devleti’nde Müslüman olup da Türk olmayan ve Türkleştirilmesine imkan olmayan topluluklar Osmanlı Devleti’nden ayrılmak isteyeceklerdir. Büyük bir Türk nüfusa sahip olan Rusya’nın da bu siyasete engel olmak isteyeceği kesindir. Ancak Türkçülüğün harici engelleri islamcılığa göre daha azdır.
Sonuç olarak Akçura, Osmanlıcılığı uygulanması imkansız bir siyaset olarak gösteriyor. islamcılık ve Türkçülüğü ise, eşit denebilecek yarar ve zararlara sahip olarak niteliyor. Makalesini şöyle bitiriyor:
”Hülasa öteden beri zihnimi işgal edip de kendi kendimi ikna edecek cevabını bulamadığım sual yine önüme dikilmiş cevap bekliyor: Müslümanlık, Türklük siyasetlerinsen hangisi Osmanlı Devleti için daha yaralı ve kabil-i tatbiktir.”
Yusuf Akçura bu makalesiyle yüzyılın ilk yarılarında istanbul’da Mekteb-i Tıbbiye öğrencileri arasında etkili olmaya başlaysan Türkçülüğü sistematik olarak ilk kez ortaya koydu. Bu nedenle ”Üç Tarz-ı Siyaset” Türkçülüğün manifestosu kabul edilmekted
Türkçülüğün manifestosu sayılır katip hali bulunmakta her türk gencinin alıp okuması gereken bir eserdir.
güncel Önemli Başlıklar