bugün

insanın kendisini ve kıyafetlerini kirli hissetmesine yol açan koku.

kış mevsiminin gelmesiyle birlikte izmit'in havası yine o kirli, dumanlı ve puslu halini aldı. eve geldiğimde ceketimi çıkardığım oda sanki kömür sobası yanmış gibi kokuyor ve elimi saçıma götürdüğümde aynı kokunun üzerime de sindiğini anlıyorum. yazın günde bir duş yapmak gerekirken bu hava kirliliği nedeniyle kışın da günde bir duşa ihtiyaç oluyor, bu kadar çok kömür kullanımı hem doğal kaynakların tüketimi hem de havanın kirlenmesi, dolaylı yollardan da benim gibi temizliğine önem gösteren bilinçli insanlar için fazladan su kullanımı olarak geri dönüyor. petrolün fiyatının dünya çapında varil başına 30 dolar ucuzladığı şu günler de doğal gaz fiyatlarında da indirime gidilip saçma vergilendirme uygulamalarından cayılsa hem sağlığımız hem de doğanın daha fazla korunacağı su götürmez bir gerçek. ancak devlet gelir piramitinin %90'ının üzerinde oturan %10'luk kesimden toplayamadığı vergiyi %10'luk dilime sahip %90'lık halktan suspanse etmek istediği için bu indirimler bizim iç piyasamıza tesir etmiyor. yalnızca ne kadar acı demekle kalabiliyorum.

yazık! hem bize hem dünyaya!!!

not: yerin yüzlerce metre altında yer üstündekiler ısınsın diye hayatlarını hiçe sayarak çalışan madencilere sonsuz saygı ve şükranlarımla. onların bu işi yapmaya muhtaç olmadığı günlerin gelmesi ümidiyle kaleme alınmıştır.