bugün

çünkü kadın şiir yazamaz, yazılan şiire malzeme olabilir en fazla.
kullanamadığı arabayı park etmeye çalışan kadınlardan böyle şeyler beklemek çok büyük olay.

satranç da oynayamıyorlar zaten...

ama dedikodu her gün orhun kitabeleri amk.
hiç didem madak okumamış insanların söylemidir. didem madak dışında birçok kadın şair örneği var tabii ki ama aklıma ilk gelen o oldu başlığı görünce.
kısaca anlatacağım. birinci dünya savaşıyla birlikte kadınlar, erkeklerin orduya asker olarak katılmasından dolayı zorunluluk oluştuğu için kamusal alana çıkmaya başladılar. bu dönem kadınlar fabrikalar, atölyeler ve bir çok emek yoğun iş kolunda faaliyet gösteren işletmelerde erkeklerin yerini aldılar.

birinci dünya savaşı bitip ordular terhis edilinci askerler fabrikaya kadınlar da evlerine çekildiler. ta ki ikinci dünya savaşına kadar.

ilk büyük savaştan daha büyük işgücü gereksinimi olduğu için ikinci dünya savaşında kadınların çalışma ortamına katılımı kitlelerle olmuştur. ve savaş sona erince bu sefer kadınlar eve dönmeyi reddettiler. ekonomik özgürlüğe kavuştukça kadın haklarında ilerleme böylece sağlanmış oldu.

kısacası ikinci dünya savaşına kadar bu yüzeysel anlatım paralelinde, kadınlar çocuk büyütmek ve ev işleriyle uğraşan, sanat, bilim ve felsefeyle ilgilenmeyen ikinci sınıf vatandaşlar durumundaydılar.
Ece Ayhan ın erkek olduğunu anlayınca o gün bu gün edebiyata güvenemiyorum. Harunluk oraya da sıçramış anladım.
şairlik kadınlara göre değildir.
duygu ve düşüncelerin yalın halidir.
manyaşmayınız.
şair adam olandır.
adam gibi kadına yazandır.
kadından şair olmaz adam olacaktır.
burdan da anlıyoruz ki hep kadınlar erkeklere çektirmiş derbeder edip şair yapmıştır. erkekler:1 kadınlar: 0.
kadınların romantizmi seviyor olsa da, aslında hiç romantik olmamasındandır.

erkek aşık, kadın ise maşuktur, yüz yıllardır bu böyle süregelmiştir. aşık olmak, deli gibi sürünmek sanki kadına yakışmayan bir eylem gibidir hep. kadına aşk yakışır daha çok sanki, aşık olmak değil. belki de oındandır. belki de eski devirlerde şiir yazan kadınlara iyi bakılmazdı, bilemiyoruz.
güldürdün kardeş.
erkeklere şiiri kim öğretti?
platon'un bile düşüncelerinden etkilendiğini kabul edip 10. ilham perisi ilan ettiği sappho'dan başlayarak kadın şairleri sayana kadar yaşlanırız.
sahi sappho kadar eski olduğu halde hala bilinen erkek şair var mı?
(bkz: gülten akın)
(bkz: birhan keskin)
(bkz: nilgün marmara)
(bkz: didem madak)
(bkz: lale müldür)
bir kere kadından şair olsaydı şaire diye bir şey olurdu.

olmadığına göre...
şöyle diyelim o zaman sokaktaki 1 değil 5 değil 10 değil 100 değil 1000 de değil 100.000 kişiye "bir şair ismi" soralım.

1 tane bile kadın ismi söylenmez.

geç bu kadın ayrımcılığını geç...
(bkz: maya angelou)
(bkz: sylvia plath)
(bkz: emily dickinson)
(bkz: cehalet)
(bkz: gwendolyn brooks) (bkz: renee vivien)
ramazan uz.
şair şiar.