bugün

lisans, önlisans ya da yüksek lisans eğitimi alan öğrencilerin yaşadıkları sıkıntılar.

yaz tatilinde aileye ve çevreye yabancılaşmak bunlardan sadece biridir.
24 saat boyunca sevişmek zorunda kalmak.
parayı idare etmek zorunda olmak.

öğrenci sevmeyen komsulara sahip olmak.
sebep saymaya hiç gerek yok. öğrenci kelimesi geçtiğinde zorluklar hemen kendini belli eder.
okulu bitirdikten sonra çok aranılan zorluklardır.
genelde:
sabah derslerini unut...
13 gibi kalk... okula git...
bir seyler atistir...
bara git...
hatun dusur...
sabaha kadar pompa...

sinav donemi:
sinav notlarini kim tutyor tespit et...
notlar hatununsa, okul kantininde iki gun hatunla takil ki hatun hava atsin...
olmadi 1 ya da 2 kere ama kesinlikle 3 degil... pompa...
hoca ters koseden gecirerek ayri bir pompa...

kisaca surekli pompa...
Esnaf-ev sahibi-komşu üçlüsünün diktatörlüğüyle uğraşmak zorunda kalmak.
en başta "üniversite öğrencisi" olmak zordur. zorluklar giderek artmaya devam eder. kısacası olması da olmaktan sonrasıda izdıraptır.
(bkz: am göt meme)
dışlanmak. yobaz bir şehirdeyseniz size öcü gözüyle bakarlar. onlara göre siz yiyip içip seks yapıyorsunuzdur. paranız çoktur. bu yüzden size kazık atmaya çalışırlar her fırsatta.
ironinin içinde yaşamak. özellik iibf'de okumak çok ilginçtir. dört yıl boyunca para hakkında her türlü teoriyi duyar öğrenirsiniz ama cebinizde para yoktur.
parasız pulsuz hayatınızın hiçbir aşamasında işinize yaramayacak saçma derslerden yüksek not almak için çabalayıp durmak.
parayı idare edememek,yemek yapmaya üşenmek ve açlıktan bayılmak üzereyken ya makarna ya hazır çorba yapmak,sigaraya para dayandıramamak..
Derslere devam zorunluluğu olması.
kahvaltıda turşu yemek zorunda kalmak.
yemek sorunsalı..
gurbet elde parasız pulsuz kalıp durumu anne-babaya açıklayamamak. zor günlerdi. bitti çok şükür. param hep fazla geliyordu ama ben yetiremiyordum nedense.*
anlatılmaya bir başlansa, bir türlü bitmeyecek zorluklar.. En önemli zorluk bence üniversite ortamı.. Bu kadar boş bir ortam olamaz.. özellikle uğraşılmış ve bu hale getirilmiş.. Değiştircez işte biz de, diyoz ama hadi bakalım ..
Aç biilaç şekilde sözlükte dolanırken, bir arkadaşınızın sarma yiyip kitap okuyacağını bilmekten daha büyük zorluk olamaz sözlük.
sigarasız ve parasız dımdızlak kalma durumudur. öylece evde oturursun. bunlar en basit ve en yaygın zorluklar.

(bkz: yazsam roman olur)
ilk yıl hasretten dert yanılır. Alışmaya başlar insan ama bu sefer para sıkıntısı baş gösterir. Her geçen gün sefalet artar.
Lisenin bitmesinden ve artık reşit olmanın getirdiği şapşal mahmurluğunuzla üniversitede ki ilk gününüzde her şey herikaa diye düşünürken, derslerin başlamasıyla acı bir gerçek yüzünüze tokat gibi çarpar; geçmek için çalışmanız gerekiyordur, hemde ciddi. Öğretmenlerde rütbe azaldıkça başka bir şeylerin arşa değdiğini görürsünüz, onların nazını çekersiniz birde.
He birde memleket dışında okuyorsanız arada aç kalırsınız.
Sık sık makarna yemek, çoğu zaman aç olmak, totoya giren dersler, fotokopicilere dünyanın parasını vermek vb.
Öyle uzar gider.
bitirmekte gecikirseniz, yaşamından memnuniyetsizlikte eklenirse gittikçe zorlaşan süreçtir. arada kalma dönemidir. etrafınıza baktığınızda mezun olan yaşama katılan insanları görürsünüz. yapabileceğiniz bir şey yoktur. üç şekilde ayrılabilir yaşanılan yıllar. kaybedilen yıllar. öylesine geçen geçen zaman.

yaşanılan yıllarda gördüğümüz; sosyalliğini oluşturan bölümlerinde başarılı neşesini kaybetmeyen tiplerdir. hayat onlara güzeldir.

öylesine geçen zaman kısmında; okula gidip gelen derslere çalışan zamanında okulu bitiren sosyal aktivitelerden uzakta yaşayıp gidenler bulunur. zaten bekledikleri bu olduğundan sorunsuz ve tutarlı yıllar geçirirler. sonrasında memur hayatı gelir.

kaybedilen yıllar; okulu uzatanlar, bir köşede içki tüketmeyi sosyalleşmenin önünde tutanlar. gittikçe artan boş vermişlikten de bıkıp, varoluşçu bir çizgide tutunmaya* çalışıp başaramayanlar. gittikçe yaşlanıp acı içindeyken buna alışanların yaşadığı yıllardır.
Daha gırmeden kokusunu hıssettıgım zorluklardır,bakalım haydı hayırlısı.