bugün

Bir Türkiye sorunsalıdır. Günümüzde birkaç üniversite bölümü hariç diğer bölümlerden mezun olan kişilerin yüzde doksanı iş bulma konusunda sorun yaşıyor. Özellikle mühendislik, iibf ve hukuk fakültesi mezunları bu konuda başı çekiyor.
Tabi bunlar sadece benim gözlemlerim.
o zaman biz bunca zaman boşunamı okuduk dedirtir.
yanlış önerme.

ak parti çocukları öyle bir iş buluyor ki sorma gitsin.
Aga bizim gençlerde hep şu olay var

*Yaa aman bir mezun olayım bakarız
iş güç
Falan
Sen git şeytanın sıkıştığı yerde okul oku
Dandik gundik bölüm bitir

Sonra iş bulamayınca işsizim diye ağla..

Araştırma yok
Öğrenciyken staj yapayım diyen yok
Son sınıfta iş için plan proje yok

Sadece bir kağıt parçası için 4 yıl gotunu yırt
Sonra kağıdı alınca

iş güç kovala dur...
Üniversite okumanin bir bok olmadigini zaten coktaaan kavramis olmaniz gerekir. Sonra mezun olunca elimde bir diploma ee hadi bana is yok mu abi diye y*rrak gibi kalirsiniz. Baska seyler yapin üniversiteye bel baglamayin. Okumayin demiyorum dikkatinizi çekerim.
girin bakın kariyer sitelerine kaç ilan var kaç kişi başvurmuş o ilanlara o zaman vahim durumu anlarsınız. üniversite mezunu da .çareyi kpss ales gibi sınavlara hazırlanmakta buluyor.
(bkz: adam haklı beyler dağılın)

gidip dağın başına açılan üniversitede, piyasada bir değeri olmayan abuk subuk bir bölümü okusun, okurken de piyasayı takip edip çevre edinmesin sonra da iş bulamıyorum.

genç nüfus fazla ve her 10 gençten 7si üniversite okuyor. bir de emeklilik yaşı 65lere çıktığı için gençlerin önü bir türlü açılamıyor.

durum böyleyken, üniversite okuyacak gençlere tavsiyem, doğudaki bilinmeyen, birkaç yıl önce açılmış abuk subuk üniversitelerde okumasınlar. köklü üniversiteleri hedefleyip, şartları zorlasınlar ve okurken piyasada çevre edinsinler. üniversite tatil merkezi değildir; ortamlara akmak için gidiyorsanız, mezun olunca piç gibi ortada kalırsınız.

bir de şu koduğumun kırıkkalesinde ne varsa, kime sorsam orada üniversite okuyor. ne var lan orada? sen orada üniversite okusan ne okumasan ne be veledim? sanırım kaldırımda yürümemenin inceliklerini öğreniyorlar orada ahahahaha öhöhöhmm evet.

özellikle mühendislik fakültesi hedefleyenlerin yaşadıkları şehirde okumaları gerekiyor. zira 4-5 yıl başka şehirde okuduktan sonra kendi memleketlerine dönünce sektörden kimseyi tanımıyorlar ve hayata kendi şehirlerinde sıfırdan başlıyorlar veya okudukları şehre yerleşmek zorunda kalıyorlar aileden uzakta. mühendislik gibi özel sektörde çalışmayı planladığınız mesleği bir ömür yaşamayı planladığınız şehirde okuyun. okul boyunca çevrenizi edinin, piyasada abileriniz, tanıdıklarınız olsun. okul bitince işiniz hazır olur ya da gidebileceğiniz bir açık kapı olur.

özetle hukuk ve sağlık gibi çevre edinilmesi elzem olmayan bölümleri okumuyorsanız, kesinlikle yaşadığınız şehirde okuyun ve okul boyunca boş durmayın.
bir insanın üniversiteye gitme amacı öğrenmektir zaten. öğrenmeye gelmiş bir insana sen kendini geliştir diyorsun ve işin garip tarafı istese de istemese de o amaçla bir şekilde oraya geldi. o üniversiteden kazandığı bilgilerle direk işe yarayacak insan çıkarman gerekiyor ki o kadar heba ettiği yılın bir anlamı olsun. insanlar mezun oluyor ve sıfır donanımsız iş yeri soruyor ne özelliklerin var diye adam üniversitede öğrendiğini söyleyecek tabii ne diyecek. iş veren bunlar beni karşılamıyor diyip almayacaktır. Ondan sonra efendim gençler kendini geliştirmiyor. ulan kırdınız insanın hevesini kendini geliştirecek insan zaten geliştirir önemli olan kendini geliştirmeyi bilmeyen insana orada bu değeri katmaktır.
Çalışan adam üniversiteden çıkıp da iş bulur, sanayide de iş bulur, parasını kazanır.

Sizin çalışmaya götünüz yok, az yorulup çok para kazanıyım derdindesiniz.
bazı saçma sapan konuşan arkadaşlara ithafen yazayım. ingilizce sosyal hizmet bölümü bitirdim. Öyle şeytanın sıkıştığı bir yerde abidik gubidik bir bölüm de değil. 5 sene öncesine kadar inanılmaz istihdamı olan bir bölümdü. Öğrencilik dönemimde staj yaptım ayrıca. Her neyse. Bu geniş istihdamı yetkililer nasıl kapattı sizce? Sosyoloji ve felsefe bölümlerinden formasyon vererek tabii ki. Sonra da açık öğretim faciası var oraya hiç girmeyeceğim. Şuanki durum ne? 2 senede maximum açılan kadro sayısı 1000. Mezun sayısı belki 30 40 bin. Ki bizim ülkemizde; aile içi şiddet, taciz, tecavüz, kadın cinayetleri, çocuk istismarı vs vs hadsafhada iken senin ülkende en büyük işsizlik sosyal hizmet mezunlarında. Sence sorun bizde mi yoksa bu sistemi yürütenlerde mi? Öyle oturduğunuz yerden götünüzü yaya yaya konuşmakla olmuyor.
üiversitede karıyla kızla gezememiş tipler nefret kusuyorlar. herkesiş bulabilir. sorun burada üniversiteli sayısının son bir kaç yılda 3'e katlanır şirket sayısı ve pozisyonun aynı kalması. eskisine göre 3 kat daha zorluk çekiyorlar.

tabi herkes üni mezunu olursa eskiden burun kıvrılan meslekleri yapanda olmadığından o meslekler değerli hale gelmiş vaziyette. bugün bir fayans ustasınınaylık kazancı 15-20 bin lira.
Tam olarak doğru da değildir. Arayana, çalışmak isteyene iş çok.
insan istiyor ki, okuduğum yıllar, verdiğim emekler boşa gitmesin, kendime uygun bir işte çalışayım, aldığım maaş beni tatmin etsin, diplomamın bir anlamı olsun.
Fakat insan bu rüyadan uyanıveriyor aniden. 4 yıl bir şekilde emek verip okuduğun bölümün hiçbir anlamı kalmıyor, ortaokul mezunu olan insanlarla aynı maaşı alıyorsun, çalıştığının emeklerinin karşılığını da alman mümkün olmuyor haliyle. Belki siyasi bir partinin destekleyicisi olursanız iyi yerlere gelmeniz mümkün olabilir.

Üniversite güzel bir rüya, iş hayatı da aniden uyandığın, boşluğa düştüğün o kısım.
hala aynı muhabbet ya herkes iş bulacak diye bişey yok ilerde çok gelişmiş bir ülke olursak belki.
(#43663481) önce herkes okumak zorunda değil olarak başladı şimdi herkes iş bulmak zorunda değile döndü.

Bundan bir 5 yıl sonra herhalde " arkadaşlar herkes yaşamak zorunda değil birkaçınız ölsün ülke kasıyor " muhabbetine döneceğiz galiba.
herkesin üniversite okuması sonucu ortaya çıkmıştır.
üniversite mezunları iş bulamıyor değil kendi mesleği ile ilgili iş bulamıyor. yoksa eşek olana itina ile semer vurulur. ülkemizde zaten iş verenler sıkıntı bir de deneyim soranlar var. adam yeni mezun deneyimin var mı diye abesle iştigal soru soruyor. sen verme o vermesin iş bu adam nerde deneyim kazanacak.

ülkede tanıdık, torpil, referans olmadan iş problem. yok herkes iş bulmak zorunda değilmişte yok devletin görevi değilmişte. öğretmen fazlası varsa niye kontenjan veriyorsun. öğretmenler atanamıyor hep kasiyer oluyorlar yazık değil mi ? birini tanıdım müzik öğretmeni sözleşmeli mi neymiş 1,500 tl mi ne kazanıyormuş ders başı gündelikçi işçi gibi. ama kadrolu olsa heralde 4.000 bin tl alır.

mühendiste öyle elini attığın inşaat mühendisi bir de inşaat sektörü canlıyken iş bulamıyor bulanlarda üç kuruşa talim. ee velilere ne pompaladılar. herkes okuyacak büyük adam olacak okutun çocuğunuzu. şimdi yeaaa her okuyan iş mi bulmalı. hem git 16 yıl zorunlu eğitim de. millet gitsin çıraklık yapsın ya da adam akıllı meslek okulları aç.

iş kur mesela yok kurs açıyormuşta yok iş başı eğitimmişte. kurs açıyor yaşlı teyzeler güne gider gibi gidiyor lak lak yaparız etkinlik olur hem de para kazanırız. kurstan ne öğrendi nereye işe başladı. iş başı eğitim de patrona jest adam nasılsa devlet veriyor diyor 6 ay elemanı çağırıyor kullanıyor 6 ay sonra şut yerine yeni eleman gelsin beleş işçi.
ülkemizin son 10 yıldır ( bildiğim kısmı) en büyük problemlerinden.
Geleceğin en büyük sorunu istihdam. Türkiye orta uzun vadede sadece güvenlik ve adalet ile ilgili memur alımı yapacak. Eğitim ve sağlık da özelleşecek. Gençlerimiz ezici bir çoğunlukla memur olmak istiyor ama kota dolmuş durumda. Endüstri, hayvancılık, ticaret, tarım, turizm, bilişim gibi sektörlerde girişimci olmamız gerekiyor. Kendi işimizi kurmamız şart. Küçük yada büyük, bu olmalı. Sistem tıkanmış durumda. Yakında atanamayan tıpçılar da olursa şaşırmam.
işsizlik var kabul ediyorum ama insanlar liseye gider gibi üniversiteye gidiyor. Derse gir, eve gidiyolar, kendilerine hiçbir şey katma çabası içerisinde değiller
işsizlik var kabul ediyorum ama insanlar liseye gider gibi üniversiteye gidiyor. Derse gir, eve gidiyolar, kendilerine hiçbir şey katma çabası içerisinde değiller
Birileri işgale devam ettikçe bitmeyecek olan durum.

Arkadaşım ne demek herkes iş bulacak diye bir şey yok? Sen okulu açıyorsan, düzgün eğitimini de verip, onun istihdamını da sağlayacaksın. Her yere torpille, slayt okuyan hocaları getir sonra "öğrenci kendini geliştirsin yaaa, herkes iş bulacak diye bir şey yok." ama lafa gelince de "gençler neden evlenmiyor, evlenmeyenden vergi alalım." iş yok iş. Adam harıl harıl iş arıyor, verdiği emek boşa gitmesin diyor. En iyi üniversitede okusa da olmuyor o. O okulu kasiyer olmak için okumadı kimse.

ben enerji bölümü okudum. 4 dönem stajım vardı. Ülkede en çok istihdam sağlanması gereken, ekonomiye en çok etkisi olan bölüm için staj yeri bulamadım lan.

Her halttan vergi alıp kasayı dolu tutmaya çalışacaklarına istihdam sağlasınlar.
Her bölümün kendine göre iş sıkıntısı var.
Önemli olan dayı var mı?
Yoksa en iyi bölüm oku, üniversite de iyi olsun. iyi bir yerde çalışmak istiyorsan dayın yoksa sürünüyorsun.
Bunu değiştirmek zor. Dayıyla iş yapmak istemeyenler bekleme listesinde yer alıyor.
nerden bulacaksınız ? kendi mezun olduğun meslek ile ilgili iş ilanlarına giriyorsun "en az 3 yıl deneyimli" yazıyor, stajyer yazan ilanlara bakıyorsun "sigortası okul tarafından yatırılan" diye ibare var yani normal sigortadan kaçmak için dönemsel işçi arıyorlar. he işte şimdi buldum sanıyorsun "işkur'da kaydı olanlar tercih sebebidir" diyor, eğitim vs modeli içinde düşük ücrete çalıştırıp süre bitince, işleri bitince paketlemek için. başka ilanlara giriyorsun "ileri derecede ingilizce" diyor, sanki cumhurbaşkanı ingilizce biliyormuş gibi... cumhurbaşkanı olmak için de ingilizce şart olmalı yani bize şart oluyorsa. öyle yok ben tercüman tutarım dokunulmazlığım var ile çözülmez bu iş. bakanlar,milletvekilleri hepsi bilmek zorunda eğer ki biz kendi ülkemizde iş yaparken bize şart koşuluyorsa.
turizmde bile rehber olmayan birinin kendi ülkesinde yapacağı mesleğiyle ilgili ingilizceye ihtiyacı yoktur. mesleki ingilizce zaten veriliyor verilmesine de niye bize şart ? buraya gelecek turistlerin türkçe öğrenmeleri gerekiyor en azından ingilizcede pre-intermediate denilen seviye ya da bir aşağısı kadar. ingilizce evrensel dildir zırvasını dinlemem kusura bakmayın. ortalıkta herkes kapitalizmden şikayetçi. ama kapitalizmin dilinden şikayetçi değil... kapitalizmin kaçınılmaz olması başka bir konu, kendi ülkemde yapacağım işlerde ingilizcenin şart konulması hem başka konu hem aynı konu. ama bunun da bir kaç sebebi var tabi. amerikan taraftarı siyasetçiler özelleştirmelerle şirketleri sattıkları için oluşan furyada ingilizce dili şart koşuluyor. siz ülkenin dilini,ekonomisini,şirketleri satacaksınız ve cebiniz şenlenecek diye biz işsiz kalıyoruz. nato ülkesi olmak da farklı bir şeydir bu konuyla %100 entegre edilemez. sonra da siz vatansever, biz bu konuları konuşunca hain oluyoruz. korkuyorsunuz tabi siyasetçileriniz sizin musluğu kapatırsa diye. yoksa siz de düpedüz ortada kalacağınızı biliyorsunuz.
bir öğrenci okulu bitirir bitirmez nasıl "3 yıl deneyimli" olacak ? bu demek oluyor ki adamını bul. bir tarafa yaslan. menfaatçi ol. siyasi rantları kovala. bunları yaparsan vatansever, bunları yapmazsan hain olursunuz diyorlar iş ilanlarında. ya da tüm hayatını bireysellik üzerine kur, çocukluktan itibaren bütün konsantrasyon ilaçlarına aban,sosyalliğini bitir, çevreni bitir, harıl harıl en tepeleri zorla sonra da beyin göçüyle ülkeyi terket. zorladıkları şey bu zaten. ya pes et ! ya da terket ! meydan cambazlara kalsın ! çünkü devir ekonomik savaşlar devri. o yüzden bu meclisten bi halt olmaz. her siyasetçi kendi siyasetiyle harmanladıkları ticaret zincirlerini kurmuşlar, oynatacakları piyonlar daha doğrusu köleler arıyorlar. bu devirde kendi işini kurmak,kendini girişiminde bulunmak ya da e-ticaret vs yapmak, yapılabilir bir vaziyet varsa en iyisi. aksi halde sokakta limon,simit satmak bile daha mesut kılar insanı bu ekonomik düzende. bu işlerin de kaçağını savunacak değilim, belediyeden gerekli izinleri vesairleri halledip girişilebilir sokak işlerine. bir de sokakta satmak için özgüven lazım. ayrıca bugün küçümsenen kağıt,plastik vs işlerinde bile hiç ummadığınız paralar var. kağıt tonaj olarak yeterli olmasa da plastik değerli. bu işler için özgüven olduktan sonra, kimseye köle olmak zorunda kalmazsınız. sokakta iş yapanlar kadar hür insanlar yoktur. o özgüveni bulur da bu işleri yapabilirsek tabi. bu sebeple ben sokaktaki kağıtçılara üzülmem,acımam,acıyarak bakmam. acınarak bakılacak konumda olan biziz, biz !