bugün

Sikimsonik bir şey fazla beklentilerinizi yüksek tutmayın.
pek bi havası yok 1.5 sene oldu bol bol yatış
Üniversite hayatını özel yapan şey yaşadığınız dostluklar, deli gibi eğlendiğiniz günler, aşkın ve aynı zamanda getirdiği acının doruklarında olduğunuz zamanlar, cebinizde para kalmadığı zaman yaşanan çaresizlikler, kendi başına bişeyler yapmak, biraz aileyi özlemek, e birazda tek olmanın verdiği özgüven, başka şehir başka insanlar hatta bambaşka insanlar. Herkesin bu tecrübeyi edinmesi gerekiyor bence. Hayata başlangıç gibi. Good old Days..
2 artı 2'nin 4 etmediğinin anlaşıldığı dönem.
Pek hareketli geçmese de güzel zamanlar oluyor ve iş hayatına atılmamış olmanın rahatlığı var bu yüzden yüksek lisans falan filan derken okumaya devam edicem. iş güçle bu yaşımda uğraşamam. Zaten ailem okuduğum sürece maddi anlamda destek çıkacaktır devamlı.
lisansı okurken sövüyorsunuz. yüksek lisans yapıyorsanız lisansı özleyip tez hocanıza sövüyorsunuz. doktora yaparken beyninizde kalan 3 hücreyi idareli kullanmak zorunda olduğunuz için asla sövmüyorsunuz, sövemiyorsunuz.

-her ne kadar insanda çimenlere yatıp aylaklık etmeyi çağrıştırsa da değil ya. bunlar hep üniversite tanıtım kitapçıklarındaki mutlu gençliğin suçu. ben onlara kandım arkadaşlar. siz kanmayın. tünelin sonu öyle bir yere çıkmıyor.
kars'tan birşey bekleyenler olduğunu göstermiştir.
orada herşeyden var ama azar azar.
bir insan kars'ta ölmez ama yaşayamaz da. öyle bir yer işte.
Eğer iibf, beden öğretmenliği vs. böyle bölümler okuyorsanız artık hayatınızın en güzel yılları olur. Ama benim gibi mühendislik okuyorsanız bitsin artık da level atlayalım modunda geçebilir.
boktan bir şey. liseden daha dün mezun olmuş adam üniversiteye ayak basınca ben oldum sanıyor. bir havalar, bir tripler. sigara, alkol tüketmek bir fark. derslere girmemek orada burada sürtmek bir fark. işte üniversite hayatı böyle bok gibi ortamlarda geçiyor. bir de üniversite öğrencisine bok muamalesi yapıyor. en basiti geçen öğretmenler tuvaletine girdim tertemiz kağıt havlu bile var. ama sadece öğretmenlere ait tuvalaet için bu.
sonra çevre, esnaf öğrenciye bok muamalesi yapıyor. geçen bir lokantaya girdim pardon baraka ya girdim menemen ısmarladım. teflon tava çizilmekten beyaza dönmüş. amk insan bir tava alır para kazanıyorsun. yok. bir de hesap lüks restoranlardaki gibi okkalı. öğrenciyi yolunacak kaz olarak görüyorlar.

lafın özü her açıdan üniversite hayatı boktan. hani paranız çoksa bu hayatı teğet geçin derim yani. dikkat ederseniz eğitime hiç değinmedim. çünkü o daha da boktan. her şey boktan amk.
Genellikle aynı bölümden sevgili yapmadığınız takdirde çok daha güzel geçen eğitim-öğretim hayatıdır.
üniversite dediğin kampüsü büyük olacak. marka olacak. biraz da şehirden izole olacak ama bağlantısını da koparmayacak. (bkz: hacettepe üniversitesi) (bkz: ortadoğu teknik üniversitesi) başka türlü güzel bir üniversite hayatı yaşanmaz.
Boktan bir hayat ve herkes mutlu olacağını sanıyor.
Seks yok mu seks?
Bazılarının eğitim, kültür değil de başka şeyler için gideceğini anladığımız kurum.
Sanki çok güzel bir üniversite yaşantısı geçirdim gibi sürekli özleyip durduğumdur. Şu Okulu keşke çift dikiş bitirseydim.

Üniversite öğrencisi olmak ne güzel burada ya. Sabah akşam bir son model araba, barlar, canlı müzikler, kızlar, gezmeler. Bir de bize bakıyorum her günü copy paste hayatlar yaşıyoruz. Kurmaya çalıştığımız bohem arkadaş gruplarında her gün biri nişanlanıyor ya da evleniyor. Böylece çürük çarık birkaç etkinlik yapıyoruz. Kafelere gidip bir şeyler içsek bile iş dertlerimizi konuşup birbirimizin beynini kemirmeye devam ediyoruz. Akşamları birlikte dürüm söyleyip tv deki saçmalıkları izliyoruz. kahve, çay ve meyve seansımız başlıyor.

Sonra ertesi gün iş var diyip herkes tavuk gibi evlerine çekiliyor. Haftasonu aileyle yahut sevgili, koca vs ile yapılan planlardan dolayı kimse kimseyi görmüyor zaten.

Yani bu yakındığım benim daha iyi yanı arkadaşlar. Bir de bunun işe girecek olan halini düşünün. O yüzden öğrenci hayatı güzeldir.
Günah kesesinin oldukça hızlı dolduğu bi dönem.
Ömrün en verimli yıllarıdır. Faydalı geçirilmesi gerekiyor. Dinden uzak bir yaşantı sürerseniz ömrünüzün devamında toplamanız çok çok zor. Hayat sizin hayatınız; tercihinizi 1 saatlik belki 1 günlük zevklere değil; baki bir ömre göre vermenizi tavsiye ediyorum. Önce kendime sonra her gence.
Hayatı mı hayatsızlığı diyelim biz ona.
aile evinde kalıyorsanız, bu başlığı tanımlarken "muhteşem", "eğlenceli", veya "harika" gibi kelimeleri kullanmanız kat'a mümkün değildir.

yazar burada tabii ki kendisinden bahsetti.

edit: okulunuzun güzelliği de önemli. e bende o da yok. anlayın artık durumu.
Kendi adıma ders çalışmakla geçendir, mutsuzluktur, umutsuzluktur, sonu masallarda ki gibi bitendir.
yurtda kalıyorsanız baştan içine sıçtığınız hayatdır zaten boktan bir hayattır.
Bittiği andan itibaren fark ettiğiniz, hayatınızın en güzel yılları. Mutlaka her anın tadını doyasıya çıkarın, geri bulamazsınız sonradan öylesini. iyi dostluklar edinin kendinize, iş hayatına da kendinizi hazırlayın. Zira bittikten sonra tünelin ucu her konudan çok kötü bir yere çıkıyor.
Böyle geçeceğini biri söylese götümle gülerdim. En güzel ortamların içindeki en eğlenceli şahıs olmam ve her günümü kudurarak geçirmem gerekirken ders arasında sınıfta tek başıma oturuyorum kadere bak. ilk gün herkesle tanışın arkadaşlar. Ufacık bir merhaba demeye çekinmem taa nerelere geldi. Bir daha okuyacak olsam var ya önüme gelenle tanışırım. Küçücük bir kelimeyi etmemiş olmam nelere mal oldu. Sınıfın asosyali gibiyim, oysa dış dünyada ne kadar aktif ve sevilen biri olduğumdan haberleri yok. Aralarına girsem bayılacaklar bana ama giremiyorum arkadaş. iki yakın arkadaşım var sadece onlar da gelmeyince böyle yalnız başıma takılıyorum. Sıçayım böyle işe.
Çıkar üzerine kurulu boş bir hayattır.
Fakir , parasız şekilde otobüs duraklarında kışın yaşta yağmurda otobüs bekleyerek, 10 kişilik otobüse 50 kişi binmeye çalışarak, bir yerden bir yere giderken 3-4 saat yolculuk yaparak geçen,

Kirayı, faturaları nasıl öderim, akşama ne yerin telaşı ve stresi ile boyanan.

Ve bu dersleri nasıl geçerim, ne kadar çok çalışırsam çalışayım o kadar zor ki geçmesi bunun stresi ile süslenen.

Ne bileyim ya bitse de kurtulsak denilen boş bir hayat.
Boş vaktin oluyor ama paran , imkanin olmadiktan sonra boş vakti napacan.
Babanızda para bolsa, 4 senede mezun olmanız önemli değilse, üniversitenin bulunduğu şehir hareketliyse, mezuniyet sonrası iş bulma derdiniz yoksa, muhafazakar takılmıyorsanız hayat gibi hayattır. Tabi yukarıdaki hayatı yaşayanlar tüm üniversite öğrencileri arasında %5i geçmez.
Yoksa kalmaya yer bulma derdiyle, vize final çalışmakla, memleket ile okunulan yer arasında valiz taşımakla geçen sıkıcı bir hayattır.