bugün

umduğum gibi çıkmadı insanlar.
herkes bir şeyler aldı götürdü benden.
Kanıma girecek
Gözbebeklerime oturacak
Bir senfoni gibi kulaklarımdan eksilmeyecek

Ne vardı?
Hiç karşıma çıkmasaydın
Bu kör olası gözler görmeseydi seni
Ne vardı
Güzelliğini hiç bilmeseydim
Bir dua gibi bellemeseydim adını

Ne vardı bütün gece
Gözlerimi tavana dikerek
Seni düşünmeseydim.
görsel
Gitgide alışıyorum sana....
Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz...
Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin...
Yanımda olduğun zamanlar;
Sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor,
Alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun...
Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan...

Alışkanlıklar daima korkutur beni...
Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim...
Ya senden çok uzak olmalıydım
Aramızda aşılmaz engeller olsun istiyordum
Büyük dağlar, derin denizler olsun istiyordum.
Sana gelmeye gücüm yetmemeliydi
Çaresizliğimin bütün hıncını mesafelere yüklemeliydim
Dağda yanan bir çoban ateşi gibi
Gökte bir yıldız gibi
Seni görmeli
Seni yaşamalı ve senden çok uzaklarda olmalıydım

Biliyorum güzelliğin yer altı nehirlerine benzer
Biliyorum bir sır gibi güzelsin
Hani anlatılmaz duygular vardır
Hani şarkılar vardır
Sevip söyleyemediğimiz
Şiirler vardır unuttuğumuz
Aşina çehreler vardır hani
Zaman zaman hatırlayamadığımız
işte sen o kadar güzelsin
Ve ben o kadar karanlıklar içindeyim ki
Şunlar ellerindir diyorum, tutamıyorum
Şunlar gözlerindir diyorum bakamıyorum.
Düşün kahrımdan ölmeliyim artık
Ölemiyorum.

inanmak var olmaktır, bilirsin
inandığımız şeyler için yaşayalım
Nice sabahlar, nice aydınlıklar
Gelecek nice günler için yaşayalım.

Sarı gülleri seversin
Sarı karanfilleri seversin
Sarı kasımpatılarını
Sarı bir dünyayı seversin
Ben sende olan bütün renkleri seviyorum
işte tek farkımız bu
Yoksa hiçbir şey önemli değil bu dünyada
Senden başka.
Ne zulümler
Ne kavgalar
Ne günler ne geceler hiçbiri önemli değil
Sen yaşadıkça.
Ve yaşamak hiçbir zaman
Bunca güzel olmayacak
Sen yaşadıkça.

Bir kalbim var et, kan, sinir
iki gözüm var seni görür
Ayaklarım sana gelir
Ellerim seni arar
Bir dünya ki kocaman
Bir evren ki sonsuz
Sen olmasan neye yarar

Şimdi söyle bana bütün çirkinliğimi
Yalanlarımı
Kötülüklerimi yüzüme vur artık
Utandır beni yaşadığıma
Çaresizliğimi suratıma bir tokat gibi indir
Yanağımda beş parmağının izi kalmalı
Sonra geç karşıma
Olanları unutalım
iki eski dost gibi
Her şeye yeniden başlayalım
Yeniden yaşayalım geçmiş, gelecek bütün yılları
Bütün keder ve sevinçleri paylaşalım
Sana sevinç düşsün, bana keder
Benim ellerimde kanlı diken yaraları
Senin ellerinde kanlı güller.

Bir yere yaklaşıyoruz
Kulağıma sesler geliyor
Bir gemi demir alıyor olmalı
Belki bir adam ölüyor
Ne biliyorsun
Belki de bir sona yaklaşıyoruz
Yum gözlerini her şeyi zamana bırak
Yum gözlerini nasılsa akşam olacak

Korkma yaklaş karanlığa
Orda ben varım
Çaresizliğimize, zavallılığımıza
Gel, beraber ağlayalım.
Ben böyle olsun istememiştim;
Ya sana çok yakın
Ya senden çok uzak olmalıydım!
Aramızda aşılmaz engeller olsun istiyordum
Büyük dağlar, derin denizler olsun istiyordum
Sana gelmeye gücüm yetmemeliydi...

Çaresizliğimin bütün hıncını mesafelere yüklemeliydim.
Dağda yanan bir çoban ateşi gibi
Gökte bir yıldız gibi
Seni görmeli,
Seni yaşamalı,
Ve senden çok uzaklarda olmalıydım.
kıymetini eski kuşak bilir... kimi çok güzel şiirleri kimi çok güzel şarkı sözü olmuş/olacak şiirleri vardır ama yine de yere göğe eğdirilmeyecek bir şair değildir.

https://www.youtube.com/watch?v=_6Bq0IWwkx4
(bkz: Nilüfer) - (bkz: Ayrılanlar için)

timur selçuk versiyonu da vardır ama... nilüferle çalışan (bkz: buğra uğur) düzenleme olarak iyidir... piyano falan duyarsın ya... yaylılar girer çıkar vs.
Tam 24 kez intihara teşebbüs etmiş olan şair. En sonunda oğlu vedat 17 yaşındayken kendisini galata kulesi'nden atarak intihar etmiştir ve üzerinden çıkan notta ise şu yazmaktadır "baba öyle intihar edilmez, böyle edilir."

Keşke bu kadar melankolikken ebeveyn olmasaymış.
türk sanat müziğinde ayrı bir yeri olan şair...
pek çok şiiri avni anıl tarafından bestelenmiştir...

şiirleri içten bir sesleniştir benim için.
şiirlerinde müzik vardır.
kendisi de şiirlerin böyle olması gerektiğini ifade eder...

bu nedenle pek çok şiiri rahatlıkla müzik cümlelerine uyarlanabilmiştir...
avni anıl ve ümit yaşar bu anlamda bir ruhu temsil ederler...

sabite tur gülerman'dan dinleyeceğiniz bu şarkının sözleri ümit yaşar oğuzcan'a aittir..
https://www.youtube.com/watch?v=v30V-fh-B_M

sözleri:
uzuyor yıllar gibi dakikalar sen yoksan
teselliler, ümitler neye yarar sen yoksan
alev alev yanarken bilsen nasıl her gece
bin defa ölüyorum fecre kadar sen yoksan
ve kendi kendine bile
çok sevdiğini bütün
samimiyetinle,
inanmışlığınla
itiraf edebiliyorsan,
bir gün o seni hiç,
ama hic sevmediğini söylese bile ,
senin sevginde azalma olmayacaksa
ve ölünceye kadar onu aşkların
en olumsuzu ile sevebileceksen;
işte o zaman
onu seviyorsun demektir.
oğlu vedat intihar ettikten sonra daha güzel şiirler yazmış denilebilir.
"Anlamıyor musun?
Gökyüzü güneş olsa
Sensiz karanlıktayım"
...

Al beni de erit ateşinde gözbebeklerinin
Erit beni
Ruhumu aşkının potasında yak
Kahrolsun bu karanlıklar
Bu mesafeler
Bu zaman
Ben seni istiyorum
Ya seninle yaşamak
Ya da sende yok olmak.
“intihar edecem edecem” diye diye oğlunun da başını yakmıştır.
1926’da Tarsus’ta doğan Oğuzcan, Eskişehir Ticaret Lisesi’ni bitirdi. Çeşitli banka ve ga­zetelerde çalıştı. iş Bankası Halkla ilişkiler Müdür Yardımcısı iken 1977’de emekli oldu. ilk şiirlerini 1940 yılında yayınladı. Kırkı aşkın şiir ki­tabı, dört düzyazı, on üç de antolojisi çıkan, ayrıca şiir plakları ve şarkı sözleriyle de tanınan şairin kendi adını taşıyan bir resim galerisi vardı.

Şiire aşk ve benzeri güzel duyguları işlemekle başlayan Ümit Yaşar, çok sevdiği oğlu Vedat Oğuzcan’ın ölümü üzeri­ne, “ölüm” ve “acı” konularını dile getirmeye başladı.

Bir gazete küpüründen:
"4 Kasım 1984 Ümit Yaşar Oğuzcan öldü. “Pop” şair oldu. Üç kez intihara kalkıştı. “ Kimse acımasın bana, istemem / Ben aşkın ve ölümün şairiyim” dedi. 26 yaşındaki büyük oğlu Vedat avucunda “ işte böyle intihar edilir” notu ile Galata köprüsünden atladı. Bu olayın ardından şiirleri ölümün bahçesi oldu"

aŞK Şairi Ümit Yaşar Oğuzcan, önceki gece ge­çirdiği bir enfarktüs sonu­cu 58 yaşında vefat etti. Oğuzcan geçirdiği krizin ardından Şişli ilk Yardım Hastanesi’ne götürül­dü ama kalbi yeniden çalıştırmak için yapılan girişimler sonuç vermedi.

Cemal süreya,
Bazı insanların ölümü insanda ayrı ve ek bir eksiklik duygusu yaşatır. Ümit yaşar'ınki böyle oldu bende. eski bir arkadaşımdı. Son yıllarda çok az karşılaşıyorduk. buna kendimi çok zor alıştıracağım.

SELiM iLERi,
Ümit Yaşar’ı çok eski yıllardan, gazetelerden ve takvim yaprakların­dan tanımıştım Böylesine popülerleşmiş bir şiir, okuma isteğinin gitgide ortadan kalktığı bir toplum için, elbette bir işlevi yerine getiriyordu. Ayrıca kendisini sonradan tanıdım. Çok duyarlı bir insan olduğunu gördüm.

MÜJDAT GEZEN,
Ümit Yaşar yalnız Türk şiirine değil, taşlama ve hiciv edebiyatımıza, ve mizahımıza da büyük katkılarda bulunmuş bir sanatçıdır. Tüm seven­lerine başsağlığı dilerim.

ORHAN Duru,
Gerçek bir şair yaşamı sürdüren Ümit Yaşar Oğuzcan, yeni şiirimizin, özellikle 1940’lardan sonraki şiirimizin geniş halk kitlelerine yayılmasında etkin oldu. Şiirlerinden ve mısralarından bazıları nerdeyse atasözleri hali­ne geldi. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Cenazesi teşvikiye camii'nden kalkmış ve zincirlikuyu mezarlığı'na gömülmüştür.