bugün

en yakın arkadaşlarımdan birinin yıllarca çektiği zulum ;

- olum babana biri boyle davransa hoşuna gidermi
- hocam zaten davranıyorlar
deyip gerçekleri kabullenmektir.
çok zordur.hele ki küçük bir yerde yasıyorsanız .
aldığınız kotu notları babanızdan saklamaya çalışırken babanız çoktan öğretmenevinde öğrenmiştir notunuzu.hem de okey oynarken.
-senin oğlan sıfır aldı bugun benden


ya da dersaneden kaçmışsınızdır çıkış saatine kadar eve gitmezsiniz ama siz daha dersaneden çıkmadan haberi gitmiştir zaten . çok çektim çokkkkk bu işten
hiç bir başarının kişinin kendisine yorulmadığı durumdur. her başarınızdan sonra 'ee annen öğretmen tabi' gibi repliklerle karşılaşırsınız.
okul kurslarından %50 indirim alılar.* bu yüzden bütün okul kurslarına giderler. mahvolurlar.*
genelde anadolu ve fen liselerinde okurlar.*
her hafta annenizi öğretmenler odasında öğretmenlerinizle kahve içerken bulmanıza sürekli olarak insanlardan bir öğretmen çocuğu olarak sende böyle yaparsan ne ayıp lafını duymanıza sebep olan durum...
içinde mensup bulunduğum topluluktur eğer öğretmenlerin babanın öğretmen olduğunu biliyorlarsa ellerinde büyük bir koz vardır.
-Oğlum senin babanın okulunda da çocuklar camdan atlıyıp kaçıyorlar mı?
+Benim babamın okulunda camlar çok yukarda öğretmenim(yaş 9)

-Bi de öğretmen çocuğu olucaksın ne işin var senin disiplin kurulunda
+Öğretmenim ama o başlattı (yaş 11)

-Utanmıyormusun lan hocana karşı gelmeye senin babana böle mi yapıyorlar lan...
+Benim babam öğretmen hocam denyo değil...(yaş 14)

-Çık dışarı ne saç bu böle bir de öğretmen çocuğu olacaksın
+Yani hocam...
-Çık çabuk!
+E peki.(yaş 16)
Kopya çekemez bu öğrenciler. Devamlı yakalanma korkusu içindedirler. Başarısız olduğu bir dersten yüksek not aldı mı, çevredeki lavuklardan torpilli yakıştırması yapılır. Halbuki bilmezler ki, o öğretmen çocuğu alnının akıyla o sınavdan çıkmıştır. Genelde efendidirler, giyimlerine dikkat ederler *. bir de annesi veya babası idareciyse ve çocuğunun notlarınızı bilgisayara aktarıyorsa "sınavın nasıldı?" sorusuna asla "iyiydi" cevabı veremezler. *
öğretmenlerin "ay daha dün altına bez bağlıyolardı ne çabuk büyümüşsün!" ya da "aaaa ben sana bigün şeftali yedirmiştim de üstüme kusmuştun" gibi anıları gündeme getirip sınıfta, arkadaşlarının arasında seni rezil etmelerine neden olabilecek durumdur öğretmen çocuğu olmak.
hiç bir zaman öğrenciliğini tam olarak yaşayamamış ve her yaptığı hareket göze batan örnek olacak diye ördek olmaktan son anda kurtulan (ya da kurtulamayan)ama dersleri genelde iyi olan öğrenci kişisidir.*
arkadaşlar arasında hep onu kollayan kişiye* güvendiği sanılması sonucu kavga, gürültü, patırtı olaylarında alay konusu olan kişi.**
hep "evde de ders çalıştırıyorlarmı?" sorusuna muhatab olan birey.
(bkz: ersin karabulut)
zamanında beleşten dpy bursu aldıkları için uyuz olduğum çocuklardır. * *
"sen 24 saat nasıl katlanıyosun şu babana/annene" tarzı diyaloglara mağruz kalabilecek kişilerdir.
genelde velilerinin branşlarında başarısız olup herkesi şaşırtan ve velisini utandıran çocuktur. *
doğduğundan beri işin içinde olan kişidir. hayır, annesini babasını da kandıramaz bunlar.
(bkz: kendimden biliyorum)
her zaman para karşılıgı yazılı sorularını çalması teklif edilmiş kişidir. ama tüm sınıfın bu hayali hiç gerçekleşmemiştir.
okul kapısına kadar anne ya da baba(bende her ikiside) kapıdan girince öğretmenim demek bu yüzden bazen ikiside birbirine karıştırmaktır asla bi ayrıcalığınız yoktur hatta diğerlerinden daha fazla çalışmak zorunda kalırsınız ne de olsa hata yapma hakkınız yoktur başkalarının gözünde amannn ne de olsa öğretmenin çocuğu babasından soruları alıyodur denmemesi için ama 1 kere bile vermemiştir orası ayrı

heleki babanız ilkokul öğretmeninizse daha da büyük bir karmaşaya düşme olayıdır sınıftaki herhangi bir öğrenciye kızdığında sizi dersten atar hele benim gibi çenesi düşükseniz sürekli atılırsınız bazen sınıfta baba sözcüğünü ağzınızdan kaçırır sonra toparlamaya çalışırsınız ama o arada dalgalarını da geçerler en kötüsü de öğretmeniniz değiştiğinde gelen öğretmene arada ağızdan kaçırıp baba demek *

sizi evde sürekli çalıştırdıklarını falan düşünürler ama tam tersidir aslında
replikasyon: anneeee bu soruyu yapamadım yardım etseneee
anne : kızm bak daha bi sürü işim var git babana sor
r : babaaaa yardım etsene yapamadım
baba : kızım yorgunum git ablana sor
abla : defol be benim kendi derdim kendime yetiyo
sonuç olarak kendiniz yapmak zorunda kalırsınız oysaki arkadaşlarınız ailelerine tüm hepsini yaptırır

sonra ödevinizi yapmadığınız için bulduğunuz bahaneler asla yutulmaz çünkü çok iyi bilirler oyun oynamaya gidildiği için yapılmadığını

ama şöyle bir ayrıcalığıda vardır paranız bittiğinde gidip alırsınız bi ihtiyacınız olduğunda hemen hallederler parmağınız kırıldığında koşa koşa hasaneye götürür her şeye rağmen güzeldir
eğer bir sınıf öğretmeninin çocuğuysanız ve babanız köylerde görev yapmışsa el üstünde tutulduğunuz durumdur. fakat benim gibi daha sonradan büyük şehire gelmişseniz * * sudan çıkmış balığa dönersiniz. imtiyaz ve ayrıcalık beklerken azınızı ayaza açarsanız.ciddi terapi gerektiren bir durumdur.
ilkokulda diğer çocuklar tarafından kıskanılan çocuktur ki o da diğerlerini kıskanıyor olabilir tabii ki...
bütün öğretmenlerce sevilen, okulda disipline gitmeyi en çok hakeden, örnek gösterilecek bir yanı olmamasına karşın hep örnek gösterilen, sonunda öss de çuvallayan insan modelidir... ama doğru dürüst öğretmen çocukları da vardır...
toplumun işadamı olma ihtimalleri çok düşük olan kesimidir.
(bkz: öğretmenden temiz çocuk)
ilkokulun ilk gününe kadar bir halt olduğunu sandığım statü olmayan stütüdür.öğretmen herkese adını soruyodu,sıra bana geldi,ayağa kalktım:

öğretmen çocuğu etienne *

bütün sınıf kopmuştu tabi.bu çocuğun sınıf içindeki karizması nasıldır,onu siz düşünün artık.gerçi ilkokul 1'dik,herkes unuttu sonradan tabi,benim hafızamda kaybolmayan ender anılarımdandır.