bugün

öğretmen çocuklarının, genelleme yapmaya bile izin vereceği türden barındırdıkları ortak özelliklerdir.
(bkz: öğretmen çocuklarının notlarının yüksek olmasi)
devlet parasız yatılılık ve bursluluk sınavını ek puanla kazanmış çocuklardır.
çiçekçilik yapabilirler.
anne ya da babaları çok küfür yiyordur.
gözleri cin gibidir,saçları düz ve taranmıştır genelde fazla konuşmaz yaramazlık yapmazlar çoğu inek tipli olmakla beraber össde derece yapanlar da zaten ya öğretmen ya da doktor çocuklarıdır.
yuksek not aldiklarinda anne veya babasindan dolayi aldigina inanilmasi.
Ebeveynleriyle asla ders çalışmazlar.
eğitim hayatlarının bir kısmını atası neredeyse orada geçiriyordurlar.
genelde hocam kelimesini değil öğretmenimi tercih ederler ortaokul olsalar bile. tecrübeyle sabittir.
öğretmen anne-baba akşama kadar tüm sabrını tüketir. harap ve bitap olarak eve gelir.
ne çocukların dersleriyle ne de okullarıyla ilgilenir.
veli toplantısına gelin bari lan * hiç mi merak etmiyosunuz. *
tüm enerjisi tükenmiş olan anne ve baba yatar dinlenir. çocuklarının okullarında sosyal etkinliğe katılmasını istemez. nitekim zaten bıkmıştır kendisi etkinlikten. ortaokulda bizimkilere ısrar edip zorla girmiştim türk halk müziği korosuna.. gösteri akşamı oflamalar puflamalar havada uçuşmuştu. sabırlarını başka insanların evlatlarında tüketen anne ve baba kendi çocuklarına zor yetişir bu böyledir. öyle uzaktan göründüğü gibi mükemmel bir olay değildir.

edit: hee unutmadan, herkesin gözünde kalmış olan, devlet parasız yatılı-bursluluk sınavını da kazandım. almadım amk lan burs falan için rahat etti mi? * tamam tamam sakin asabiyet yok * geçmişteki bir anımı hatırlattı da raydan çıktım efem. sorry *
eğer anne yada babasının öğretmen olduğu okulda okuyorsa berbat bir durum. yani böyle çok yakın bir arkadaşım vardı, yazık yazıık, adam gibi eğlenemezdi hiç, lan düşünsene annen ya da baban sürekli okulda. dasjfkalfa. felaket.
ilkokul sonrası herhangi bir genelleme yapılamayacak özelliklerdir. bahsi geçen örneklemelerin uymadığı yığınla adam vardır. misal, benim annem de babam da babamın babası da(biz dede diyoruz) öğretmendi. eğer iddia gerçeği yansıtan bir iddia olsaydı, kardeşimle en azından birkaç konuda ortaklık barındırmam gerekirdi.

(bkz: şehir efsanesi)
terzi kendi söküğünü dikemez hesabı da olur bazen. misal öğretmen olan ebeveynler çocuklarından çok öğretmenlerine inanırlar. ilkokulda öğretmenin ne kadar kötü olduğunu anlatsa çocuk, imkanı yok inanmazlar. onlara göre suç her zaman öğrencidedir. varsın sınıfta hırsızlık olup çocuğa iftira atılsın, varsın haketmediği yere öğretmeni saçını çeksin, varsın özel ders verdiği öğrencilerine öğretmen özel muamele yapsın yine de o ebeveynlere göre suçlu olan çocuklarıdır. ağaç yaşken eğilir. bu sebepler, çocuğu içine kapanık yapar.

buna rağmen, çocuk okul hayatı boyunca aslında bununla gurur duyar. benim annem/babam öğretmen diyerek diğerlerinden daha farklı olduğunu zanneder.

okuldan eve geldiklerinde öğretmen olan ebevyenler hadi ders çalış hadi çalış hadi hadi diyerek çocuğu ders çalışmaktan soğutur.

hep takdir belgesi almak da yetmez derslerinin hepsi "5" olmak zorundadır. hep 1. olman lazımdır.

bütün bunları nereden mi biliyorum? öğrenim hayatımız boyunca hep yaşadık da ondan. *
bende ögretmen cocuguyum hemde hem anne hem baba. ve diyorumki:
bes parmagin besi de bir degil.
velileri, veli toplantısına gitmeyen çocuklardır. Veli toplantısının genel konusu para olunca zaten vereceği için gereksiz bulurlar. Diğer konu ise 'benim çocuğumun durumu nasıl' sorusudur. Bunu da kendi gözlemleri ile gerçekleştirebileceği için veli toplantısına gitmeyeyi tercih ederler. Olmadı çok merak ediyorlarsa da bir telefonla 'akşama çay içmeye bekliyorum' diyerek toplantıyı evlerine getirtirler.
öğretmen çocuklarının belirli ortak özellikleri yoktur.
öğretmenlerin, öğrenci velilerine söylediklerini kendi çocuklarında uygulamadıklarının en büyük kanıtıdır.
Tek ortak özellikleri öğretmen çocuğu kontenjanından yararlanarak bursluluk sınavını kazanmış olmalarıdır.
Ebeveynlerinin öğretmen olması.