bugün

hep öğretmen masasında sınava girerdim hiç iyi bir duygu değil. sınıfta en başarılı öğrenciydim kopya çekmeye çalışıp rahatsız ederlerdi öğretmende sen kalk masama derdi.

arkadan montumu çekenler silgi parçası atanlar. en son önümde oturan kız kopye çekerken yakalandı. sonuç hoca bana çabuk ver kağıdını dedi ve aldı utanmıyor musun kopye çekmeye dedi ben kopye çekmem dedim diklendim.

hocada görüşecez senle dedi tabi sonuç ben 5 almışım kız 3 hocam ne oldu diyorum ses yok ama iyi bozulmuştu.
Namlı kopyacı olsa gerektir.
Sınavda sağa sola bakıyor diye birine tebeşir fırlatmışlığım bile var. Masanın kişiye vermiş olduğu ağırlığı taşıyabilmesi gereken öğrencidir.
kopya cekme ihtimali neredeyse sifira dusmus ogrencidir. o masada sinava girmesinin sebebi ise ya cok caliskandir ya da kopyacidir.
ara sıra bu öğrenciler en çok kopya çeken öğrenciler olma özelliği taşıyordur. işte o kişi için o sınav tam bir zulümdür. gerçi masadan kalkıp kopya alıp sınıf geçen arkadaşlar da olmadı değil ama n'aparsın, hayat işte...
ezikliğin doruklarında olan öğrencidir..
tüm konsantrasyonu,cepheden görebildiği kızlar tarafından emilen,demek öğretmen olsam burada ahkam keserim tribine giren ,hocaya muhalif kişi.
okul takımında olduğu için sınavı kaçıran ya da sınavda kopya çektiği için müdür yardımcısı tarafından sınıftan atılıp öğretmenler odasında tek başına sınava giren öğrencidir.
(bkz: sınıftan ayrı tek başına sınava giren öğrenci)
hocanın sınavdaki uyarıları bir kulağından girip ötekinden çıkan öğrenciyle hocanın başetme yöntemi olarak ortaya çıkan durum.
eğer sınıfın en tembellerinden biriyse bu öğrenci; kopya çekmesini zorlaştıracak bir durumdur.
Öğretmenler genelde öğrenciyi kopya çekmesin diye oraya oturtur. Ancak öğrenci öğretmenin aradaki çantasını itmek suretiyle karşıdaki öğrenciyle birebir istişare fırsatı bulmuş ve hocanın çabalarını beyhude kılmıştır. Özetle saçma sapan bir vakadır.
kopya konusunda vukuatı olan şahs-ı muhteremdir. tedbir amaçlı öğretmen masasına oturtulur.
daha kolay kopya çekebilecek öğrencidir.
sınavların imece usulü olmasını savunan, arkadaşlarına yardım eden ya da onlardan yardım alan örnek öğrencilerin başına sıkça gelen durumdur. sınav boyunca öğrenci-öğretmen ilişkisi sınırlarını zorlamaktadır, gözler onun üstündedir. ama bu asla öğrencinin yardımlaşamayacağı anlamına gelmez, aksine akıllı bir öğrenci zaten sınavın başında öğretmen masasının onu beklediğini tahmin ederse orda da harikalar yaratabilir.
mühendislikte okuduğundan yüksek okulda okuyan arkadaşların tarafından ordinaryüs muamelesi görürsün..sınav haftası yaklaştıkça kendi derslerine yoğunlaşmaya çalışırsın, fakat yüksek okulda okuyan arkadaşlarının "benim yerime sınava gir" salvolarına maruz kalırsın..ingilizce sınavına sokmak isteyenler, matematik sınavına sokmak isteyenler vs..el çüküyle gerdeğe girmek isteyenlerin haddi hesabı yoktur yani..sonunda kabul edersin ve matematik sınavı için yüksek okulun yolunu tutarsın, artık yavuz donat olmuşsundur..yüksek adrenalin salgıarıyla sınıfa girdiğinde bütün sıraların dolu olduğunu görür ve usulca öğretmen masasına geçersin..soruları çözmeye başladığında işkillenen öğretmenden "sen kalk oradan" sözünü duyup girdiği komutu yerine getirirsin..sorular çıtır çerez cinsinden olduğundan 10 dakika sonra soruları bitirmek üzereyken hoca yanına yaklaşır ve;

+senin adın ne?
-yavuz donat hocam.
+ben seni hiç görmedim, kağıdı da bitirmişsin..(nereden bilebilirdim bizi topladıkları sınıfın bitikler topluluğu olduğunu..çift dikiş sözünü yanlış anlayıp 5. yılına gelenleri toplamışlar buraya..aslında işkillenmiştim içerde yaş ortalaması 30'un üzerindeydi)
-hocam nasıl görmezsiniz?daha geçen görüştüm sizinle, derslere gelemeyeceğimi söyledim, hani fabrikada çalışıyorum..
+peki, kimliğini çıkar!
-hocam kimlik evde kaldı..
+tamam arkadaşı tanıyor musunuz?(sınıfta ses seda yok,ulan ulan)şimdi en öndeki arkadaşınızla sınavdan sonra kayıt listesini kontrol edeceğiz..eğer yavuz donat olmadığını görüp "evet, o arkadaş yavuz donat" derse en öndeki arkadaşı, yok doğruyu söylerse yavuz donat'ı uzaklaştıracağız..
-yok hocam!
+ne?
-kimliğimi arabada unuttum, sınavdan sonra getiririm..(ulan kimliği evde unuttuğumu söylemiştim.. (bkz: sıçmak)

hoca yanımdan uzaklaşır, ben de kağıdı hemen bırakıp uzaklaşırım..ben çıkınca, mekan çorum olduğundan, içerdeki arkadaş hocanın "göbele bak heeri 10 dakikada bitirmiş amua koyum" demiş..
üniversitelerde de vardır bu tiplerden. sınava en son gelmenin neticesinde- yer yoksa- kürsüye oturtulurlar. yazıktır günahtır
ya fırıldak bir öğrenci sınavları kopyasız yani boş geçmeyen öğrenci ya da sınıfın en çalışkan öğrencisidir...
kopya çeken değilde kopya çekilen bilgili öğrencidir. öğretmen onu diğer öğrencilerin arasından aldığında yanında arkasında önünde oturan öğrenciler yazılı boyunca yas tutarlar...
hazırladığı ve arkadaşları ile hazırlanmış kopyalardan mahrum kalacak zavallı öğrencidir.
9. sınıftayken her ingilizce yazılısında yaşadığım durum.biliyo kadın tüm sınıfa kopya verceğimi oturtuyor oraya.üstelik masanın üstünde de yazamazdım.dizlerimin üzerinde yazardım.ahhhhh eski günler ahhh
genelde kopya çektiğinden şüphelenildiğinde veya başka sınıftan geçmiş sınavı olmak için gelinip hoca tarafından yaptırılan eylemdir.
kopya çekmek için gayet uygundur. çünkü herkesin odak noktası olmuş bir durumdayken rahat rahat sesini duyurabilir, birazcıkta ağız okuyabiliyorsan, kopyayı rahatça çekebilirsindir.**
önceden mimlidir.Zaten öğretmenin kaldıracağını bildiği için sınav hazırlığını ona göre yapan,kafasını hep boktan işlere kullanan zeki öğrenci.
kopyasını kağıdına yazıp gömleğinin kol şeysine sıkıştırdıysa ortalığın amına koyacak öğrencidir.