bugün

bir fıkradan alıntı...

Renkli kişiliği ve düşük not vermesi ile öğrencileri arasında özel bir üne sahip olan felsefe öğretmeni, sınav yapacağı gün öğrencilere, önce kâğıt ve kalemlerini hazırlamalarını söyledi, sonra da sandalyesini kaldırıp masanın üzerine koydu.
Sonra:
"Sınav sorumu soruyorum" dedi. "Bu sandalyenin var olmadığını
kanıtlayınız."
Sıfırcı felsefe öğretmeni, sınav kâğıtlarını okuduktan sonra, bu konudaki ününe gölge düşüreceğini bilmesine rağmen, hayatında ilk kez bir öğrencisine yüz üzerinden yüz vermek zorunda kaldı.
Öğrencinin sınav kâğıdında yalnızca şu iki sözcük yer alıyordu:
- Hangi sandalyenin?
düpe düz hocalara verilmiş ayarlar dan bahsediliyor.
Öğretmen: Oğlum sinirlendirme beni. Sana bi vururum bide yer vurur.
Öğrenci : Hocam dikkat edinde yerden sekip bi tarafınıza denk gelmim.
Öğretmen: ?^%#\? *
ilgili konu için bkz;
(bkz: universitede hocalara verilmis ayarlar)
(bkz: lisede hocalara verilmis ayarlar)
(bkz: ilkokulda hocalara verilmis ayarlar)
(bkz: anaokulda hocalara verilmis ayarlar)
kendine uygun olanı seç ve yazmaya başla.
öğrenci öğretmenin derse girdiği sırada arkadaşına küfreder
öğrenci- anasını s*ktimin çocuğu
*öğretmen- aa kızım çok ayıp
öğrenci- napiyim *mına goduumun çocuğu ayıpsa ayıp.
(bkz: ortaokulda hocalara verilmis ayarlar)
(bkz: kendine pay cikarmak)
(bkz: kime diyorum lan ben)
*-neden ödevini yapmadın evladım?
*+e kimse yapmamış ki
-herkes camdan atlasa sen de mi atlayacaksın? koyun musun sen sürü psikolojisine uyuyorsun.
+hocam şu an hiçkimse camdan atlamıyor, siz de atlamıyorsunuz biz size bir şey diyor muyuz?
öğretmenin araştırmadan açtığı başlığa açılmışlarının linklerinin verildiği anlar olabilir.
(bkz: ilkokul klonundan başlıklar)
bir gün öğrenciyi aldım odamda kızdım kızdım sonra bana demez mi siz beni hiç dinlemiyorsunuz kızıyorsunuz beni dinlemek zorundasınız.Düşündüm haklı sonra dinledim.