bugün

bir ülkenin özeti gibidir. öğrenci işleri ne kadar mükemmelse o ülkenin diğer bütün kurumalrının bireye, insana yakşaşımı aynı şeklde mükemmeldir.
bedavacı zihniyete sahip ülkedeki her üniversite kurumlarına sızan boş beleş insanlar. işini ehliyle yapanları tenzih ederim. ama genel itibarı bakıldığında işleri çay içmek örgü örmek laf ebeliği yapmak olan oturduğu yerden maaş alan kazancının %5'ini haketmeyen insanlar güruhu.
uludağ üniversitesi cehennemindeki öidb'de muhattap bulmak o kadar zordur ki insan hepsini uçkurundan geçirmeyi düşünebilir.
kocaeli üniversitesi iletişim fakültesi'nin öğrenci işlerinde ki görevliler pek ardımseverdir.
hiç unutmuyorum, yine öğrenci işlerine istemeyerekte olsa gittiğim günlerden biri. öğrenci belgesi almam gerekiyor. adama bu isteğimi çok net belirttim, adamın 2 dakika sonra bir başını kaldırışı vardı, nasıl ter attığımı anlatamam. lan görende 7 sülalesine küfrettim, herifin jetonda yeni düştü sanır ha. bir kağıt parçası be arkadaş.
kimi üniversitelerde ne işlem yapılacağını bilmeyen insanların masalara oturtulup laklak ettiği iş beceremeyenler müessesesidir. iş başvurularında aradıkları kriterler merak konusu olmakla birlikte, aldıkları ücretin karşılığını veremedikleri müddetçe üst birimler tarafından şikayetlere rağmen ne amaçla tutulmaktalar bilinmez.
ben daha düzgün çalışanını görmedim, duymadım.. kapısına öğrenciler giremez yazılsa daha anlamı olur. öyle tezat bir birim işte..
dersanelerde olan, oğrencilerle ilgili işleri halleden ve beni dersaneye almayan insanların olduğu bölüm.
diploma alındıktan sonra bir daha işinin düşmemesi için dua edilen mekandır. öğrenci işleri, öğrenci işleri haricinde her şeyi yapabilen birimdir.
danışmanın sizi başından atmak için gerekli gereksiz gönderdiği yer.
bir başvuru yapacağız, gerekli tüm belgeleri götürüyoruz. fotoğraf da gerekiyo, bir dosyanın üzerine yapıştırılmış şekilde. fotoğraflar cebimde. adam diyor ki; dosyanın üzerinde fotoğraf yok, ben çıkıyorum 1 saat sonra gel.

ben diyorum, fotoğraflar cebimde. o diyor, evet ama dosyanda yok, şimdi git sonra gel. ben diyorum, iki saniyede yapıştıralım. o diyor, git bul yapışkan bir yerden yapıştır, bir saat sonra gel.

ulan masanın üstüne de göz gezdirdim tüm bunlar olup biterken, bulsam dudaklarını birbirine yapıştırıp tekme tokat gireceğim adama.

hayvan herif.
öğrenci belgesinden başka bir halta yaramayan yer.
durmadan simit yeyip dedikodu yapan, öğrenci işlerinin telefonlarını komşularıyla muhabbet ederek meşgul eden, bir iş için uğradığında neden geldin bakışlarıyla baygın baygın kovarcasına işini yapıp komşusunu tekrar arayan kadınlar bütününün sekreterlik ettiği yerdir. hepsinin amına koyum o kadınların.
öğrenciyken, öğrenci işlerine ne zaman gitsem öğrenci işleri bırak bu işleri diye saçma bir tekerleme geçeriridim aklımdan. hey gidi günler hey hala diplomam durur orada ne zaman gidip alacağız kim bilir.
ders kaydı döneminde kimseyle görüşmek istemeyen birim. bugün bir kez daha gülmekle ağlamak arasında kaldım. öğrenci ile görüşmek istemeyen 'öğrenci işleri' ne selam olsun. ders döneminde gırgır şamata ne ala, kayıt döneminde 'ben seninle mi uğraşacağım' tavırları. allahım oksijenlerini bol tut şu kullarının.
hazırlık ogrencilerine ınsan muamelesi yapmayan şişman tombul kadın ve erkeklerden oluşan igrenç rezil çok zorunlu olmadıkça girilmemesi tavsiye edilen yer.
öğrencinin kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramayan insan toplulukları. hatta fakültelerdeki öğrenci işleriniyle üniversitenin öğrenci işleri başkanlığının birbirlerinden hiç bir haberleri yoktur. o oraya gönderir öteki berikene gönderir.
"öğrenci adamın ne işi olur arkadaş." mantığı üstüne kurulmuş bir kurum ya da her neyse işte. tüm olayı bekletmek, sallamak ve ilgilenmemektir. kaç nesil üniversite öğrencisi tanıdım hiç birinden hakkında pozitif bir yorum alamadım.
tipik devlet memurlarının çalıştığı resmî daire. ama buradakiler daha artisttir. birgün kendilerini açığa alınmış vaziyette bulacaklar ama hayırlısı.
"danışma" lafını farklı vurgu ile algılayan amca ve teyzeler mekanı.
genellikle çok suratsız elemanları olmakla birlikte bazıları candır, bi tanedir.
sizin yerinize gidip not konusunda hocaya itiraz edenleri özellikle.
Benim okuldaki öğrenci işleri illet ötesi. oraya gitmek şu okulda isteyeceğim son şey. ne kadar dangalak varsa toplamışlar. bir şey sorarsın bilmezler. ters ters bakarlar bir de. cevapları da azarlar gibidir. bazı bankalarda da böyle insanlar vardır. ben anlamıyorum arkadaş. sen orada bana, halka hizmet için varsın onları azarlamak için değil. silah zoruyla mı çalıştırıyorlar acaba bunları?
amaçları -genelde- günü tamamlayıp "salon kadını/tv adamı" moduna geçmeyi beklemek olan memurların barındığı oluşum. yazıktır, günahtır; pek çoğu aldığı parayı hak etmediği gibi, kırtasiyeciliğin amına koymakta ve işleri yavaşlatarak oraya oturtulma amacının 180 derece zıtlığında zarar vermektedir; kuruma ve dolayısıyla öğrenciye.

genellemiyorum, ama çoğunlukla beyinsiz insanlardan oluşur bunlar. amlarına koyayım ben onların, çok ayıp ediyorlar.
işte yemek yemek, makarna yapmak, senede 1 kez evi silmek süpürmek, sınavlardan 1 gece önce ders çalışmak, gezmek tozmak. bunlardır öğrenci işleri.
giderken insanda inanılmaz bir stres ve baskı oluşturan yerdir. o "seninle uğraşmak istemiyorum, çabuk siktir git burdan!" bakışları insanı stresten öldürür. her dediklerini ilk seferinde anlamaya çalışırsınız ki bir daha sormak zorunda kalmayınız, hemen her şey hallolsun ve siktir olup gideyim istersiniz. ancak bu çoğu zaman mümkün olmaz. her söyledikleriyle kafanız daha da karışır, o stresli ve hareketli tavırları başınızı döndürür, bayık bakışları kıçınızdan ter akıtır.