bugün

ütopyaların en güzeli,ancak en zor olanıdır,mümkün olmayandır.her ne kadar dünya küreselleşiyor ve sınırlar kalkıyor dense de bence sınırlar hiç bu kadar belli olmamıştı.dünya artık kendi arasında bir çok kutba, tarafa bölünü.doğru-batı, zengin-fakir,aptal-zeki,muhafazakar-laik ve bu bölüşmeler hep soyut kavramlar üzerine.evet eskiden de vardı ancak iyi-kötü, mutlu-mutsuz gibi soyut kavramlar üzerine olanlar bolcaydı .azrail ,dünyanın ruhunu aldı sanki dünyada ruha dair bir şeyler hissedemiyorsun.
ve bu kadar bölünmenin arasında kişinin veya bir toplumun bir şeylerden sıyrılıp özgür kalabilmesi imkansıza yakın.zihninde manevi özgürlüğü yakalayamayan insanın,maddi dünyada bunu yakalaması oldukça zor.kafamızda hep bir şeyler kodlu,hep bir tarafa ait olmak zorundasın sanki ve en kötüsü sana ait olmak istediğin tarafı seçme hakkı dahi verilmiyor.bunun inançla veya başka bir şeyle alakası yok.insan tabiatı sanırım gerçek özgürlüğü tadımlayacak kadar cesur değil.