bugün

Söz konusu olan konu ile ilgili geçen aylarda yazdığım bir yazıyı paylaşmak istiyorum.

insanı yapay zekası çok gelişmiş bir robot olarak nitelemek mümkün müdür?
Özgür iradesi var mıdır ?
Özgür irade bilimsel tanımıyla, kişinin eylemlerini, arzu, niyet ve amaçlarına göre kontrol altında tutabilme ve belirleme gücüdür. Kişinin belli eylem ya da eylemleri gerçekleştirmede sergilediği kararlılık; belli bir durum karşısında, gerçekleştirilecek olan eylemi, herhangi bir dış zorlama ya da zorunluluk olmaksızın, kararlaştırma ve uygulama gücü; eyleme neden olan eylemi başlatabilen yetidir.

Peki karar vermek gerçekten bizim elimizde midir ? Sanırım ilk bakışta öyle gibi gözüküyor. Lakin gerçekde bu böyle değil. Nasıl mı ? Yaşanmışlığın tecrübesinden ve genetiğimizin eğilimlerinden öte bir eylemde bulunmamız mümkün değildir.
Canlılığı öğrenebilen robotlar olarak tanımlayabiliriz. insan yapay zekası en gelişmiş robottur. işletim sistemi belli olup zamanın getirdiklerinin zihninde yarattığı etkilerden kurtulamaz. insan çevresini değiştirebilir diyebilirsiniz.
Çevresini değiştirme kararı yine aynı koşullara tabii olup yine kendi bağımsız seçimi dışında değil midir ? Irade dediğimiz olgunun bir şeyi yapmamak için veyahut yapmak için zorlamak olduğunu varsayalım pekala kişinin kendini zorlama nedeni ise inandığı kutsal metinlerin sevap veyahut günah diye nitelediği etmenler olsun. Kişinin kendini zorlama kararı bile belli yaşanmışlık ve genetiksel koşullardan geçecektir. Inanın bana bir insanın seri katil olup olmayacağı bile örnek veriyorum. 2 aylıkken annesinin o kişiyi ne kadar emzirdigi ile bile ilişkin olabilir. Yani en derine inersek genetiksel kodların rastgele seçimi ve algılama sürecinin başlangıcı özgür irade dediğimiz şeyi kodlanmış iradeye çevirmektedir.

ODTÜ BiYOLOJi GENETiK BÖLÜMÜ ile yaptığımız konuşma sonrasında kendileri şunları aktardı;

”Attığınız her adım ortalama olarak yaklaşık %50’si genetik, %50’si ise çevre ile belirlenir (zamanı da çevresel etmen olarak alıyoruz). Bu oranlar kimi zamanlar değişir; ancak bunların dışına çıkmanız imkansızdır. “Haydi, hemen şu anda bungee jumping yaparak genlerimin dikte ettiklerinin ve çevrenin dışına çıkayım.” dediğinizde bile farklı olmak amacıyla aldığınız bu kararda genlerinizdeki farklılığa eğilim ve çevresel olarak geçmişiniz ve o anınız etkili olacaktır. * Canlı iseniz, bunlardan kaçamazsınız.

insanı yapay zekası çok gelişmiş bir robottan hiçbir farkı yoktur. işte büyüleyici olan, Evrimsel Biyoloji’nin ve modern bilimin gösterdiği budur. Hatta daha büyüleyicisi, organik robotlar yapmamızın çok yakın olmasıdır. Bu da yaratmanın en son olmasa da, en ileri noktalarından biri olacaktır. Bunlar birkaç on yılda sıradan gerçekler haline gelecektir. *

Özgür irade yok.
Sadece özgürmüş gibi algılamamıza yarayan beyin patikalarımız var. Algılamak zorunda mıydık? Hayır, ancak evrimsel süreçte beynin bu şekilde evrimi, bu şekilde bir sonuç verdi. Fakat bu kadar karmaşık hareketlerimizi arkasında her zaman moleküller yığınının birbirleriyle etkileşimi var. Bu yüzden canlılığı çekip bırakılmış kurgulu bir arabaya benzetiyoruz. Fizik yasalarının etkisi altında, doğanın işleyişi içerisinde tamamen çevresel ve kurulma biçiminden kaynaklı genetik bir patikada ilerleyip duruyor. Doğa yasaları bu şekilde ilerlediği sürece, savrularak, değişecek ancak pek de müdahale edilemeden devam edip gidecek. işte bu süreçte birçok yeni yapı oluşup, birçoğu kayboluyor. Bu sürece evrim diyoruz. Ancak bu sürecin en ufak bir kısmı dahi, moleküller ve atomların etkileşiminden başka bir niteliğe veya niceliğe sahip değil. Evren içerisindeki hiçbir şey, atomlar (ve atomları oluşturan parçacıklar) haricinde bir nicelikten fazlasina gereksinim duyularak açıklanmıyor. Bu durum da, “çevresel etmenlerden üstün bir özgür bilinç” kavramını abartılmış ve hatalı bir kavram haline getiriyor.

Bunu anlaması ve kabullenmesi biraz güç. Ancak özellikle sinirbilimin detayları öğrenildikçe, bu gerçek sert bir tokat gibi insanın yüzüne vuruyor. * ”

ODTÜ BiYOGENETiK bölümü de bizim düşündüğümüz gibi olan bilimsel gerçekleri aktardılar.

Öyle ise ulaşmak istediğim asıl nokta şu Bir tanrısal yargı mümkün müdür ?
Insanın bağımsız kararlar veremediğinin bilgisine sahip olduğunu düşündüğümüz tanrıya yargılayacak ne kalıyor ? Bir düşünün...

Teşekkürler.
güncel Önemli Başlıklar