bugün

Gece mide bulantisi+soguk ter eşliginde gelen regl sancisi.
Onun bana baktığını gördüğüm an.
biber gazının vucuda iyice teshir ettiği an. ruhun çikiyor amk.
Boyun krampıdır, şınav çekerken başınıza gelmişse ilk birkaç dakika değil hareket etmek sesiniz bile çıkmaz.
aynı anda 8 tane sokak köpeğinin arasında kalmak ve bu sokak köpeklerinin size hırlayarak gelmesi.
(bkz: panik atak)

bilen bilir...hayattaki en sıradışı durumlardandır. nefesiniz kesilir, başınız zonklar, göğsünüz sıkışır.
aman diyim.
aç karna içilen iki kupa yeşil çayın ardından midede meydana gelen fırtına. delinmişlik hissi, bulantı vb. *
(bkz: karabasan)
Tükürüğünü yuttuğun an. Lan ne boktan bir andır o.
basurken sıçmak.
moral bozukluğunda nefes daralması, kalp çarpıntısı.

yazarken derin bir nefes aldım.
altta kalanın canı çıksın.
sıkıntı anı hislerine gark olunan ve beyin durması sonucu akla gelen tek şeyin birazdan ölcem galiba cümlesinin sarfedildiği andır.
geniz akıntısının tavan yaptığı saniyeler... (öhhö hhöğğghhh höhh hhhööhgh hööh öhh ööhhhhh ghğöghhh)
şu an. nasıl bi anlamsızlık çöktüyse.
Burnun kanarken kanların ağzına dolup nefes alamama durumunda.
uyku felci geçirdiğim ilk an! tamam oğlum buraya kadarmış dedim.
istemeden bir yanlışı suratına çarpan haklı kişi konuşmaya başladığında sessizce onu dinlerken.
siz gelmişsinizdir ve partneriniz emmeye devam ediyordur. *
Platonik aşık olduğunuz şahsı her gördüğünüzde, o her konuştuğunda, şaka yaptığında... Bir de öldüğünüzü belli de edemiyorsunuz ama, bir sevmek bin defa ölmek demekmiş gerçekten. Her insanı her şeyi yanındaki tüm o'na yakın şeyleri kıskanmak. Imkansız olduğunu kendinize kabul ettirmek için her çabanız gitgide yavaş yavaş acılı öldürür sizi, ne söyleyebilirsiniz ne vazgeçebilirsiniz. Arafta öylece beklersiniz.
besin zehirlenmesi sonucu istifra aşamasındaki andır.
Tam da bugündür. Yarına yetiştirmem gereken bir teslimim var. 12 den önce halletmeliyim çünkü gürültülü bir iş. Bildiğin amelelelik. Ve üstelik cumartesi vizelerim başlıyor. Ben çalışamıyorum. Pilim bitti. Bu bölümün hocalarının yatacak yeri yok. Ölüyorum yorgunluktan. (bkz: Diş Hekimliği).
aç karna arka arkaya 4-5 adet marlboro ice(mentollü) içmek. benim bünyede mi zayıflık var bilmem ama içtiğim gece evin yolunu zor buldum.
1-Birayla hap içerken
2-Uyku felçi.
çok değil, henüz iki ya da üç hafta önce, öğlen yemeği niyetine, önce az miktarda ısıtılmış, sonra üzerine var-yok arası tereyağı sürülmüş, tereyağının da üzerine görenin "yuh! bunu yemeyeceksin herhalde, değil mi?" diyeceği kadar bol miktarda kırmızı pul biber serpilmiş, tümünün üzerine de ince dilimlenmiş kaşar peyniri dizilerek 100 dereceye getirilmiş ve ızgara konumunda çalıştırılan mini fırının en alt kademesinde, yaklaşık on dakika kadar ısıtıldıktan sonra insanı baştan çıkartacak bir hal almış olan iki dilim ekmeği fırından çıkartıp bir tabağa, tabağı da bir tepsiye koyarak yiyeceğim yere doğru gidiyorken,
görüntünün muhteşemliği yanında, ekmeklerden yayılan ilahi kokunun da açlığımı arttırmış olması sebebiyle, yürürken elime aldığım bir dilimin ucundan küçük bir ısırık aldığım,
ne var ki -be arkadaş- daha ısırdığım dilim ağzıma girmeden, ekmeğin kenarından koparak fırlayan, muhtemelen plastik top kafalı bir toplu iğnenin başı büyüklüğünde, minik, minicik, ve fakat üzeri silme pul biber kaplı bir ekmek parçasının, bir kurşun gibi, nefes boruma kaçması sonucunda aklıma gelen cümledir.

"ölüyorum galiba"...

çünkü, önce basit bir biçimde, "küçücük kırıntı, öksürürüm çıkar" derken,
sanıyorum, çok acı olan biberin nefes borumun girişinde yarattığı etkiyle nefesimin tamamen tıkandığını,
öksürdüğüm halde nefes yolumun açılmadığını,
üstüne üstlük, öksürük ile ciğerimden attığım havanın yerine dışarıdan, yaşamama ve yeniden -fakat daha da kuvvetle- öksürmeme yetecek ölçüde nefes alamadığımı anlamam üzerine,
kendimi dahi şaşırtacak kadar büyük bir soğukkanlılıkla elimdeki tepsiyi kenara koyup, yan odadaki babamın yanına giderek "sırtıma vur" demem,
babamın -yazık, garibim- sırtıma "benim aslan oğlum" der gibi dostça pıt pıt vurması üzerine, bir yandan nefes almaya, aldığım yok denecek kadar az nefesle daha kuvvetli bir biçimde öksürmeye çalışırken, muhtemelen gözlerim fal taşı gibi açılmış bir halde başımı çevirip, "hızlı vur, hızlı" dediğim sıradaki yüz halimden dehşete kapılan babamın sırtıma, kavgada hasmının beline kürek indiren insafsız amele gibi paaat, paaat vurması sonucunda,
ve belki de bütün bunlardan daha çok, henüz "vade"nin gelmemiş olması sebebiyle atlatmış olduğum "varta" sırasında aklıma gelen cümledir.

"ölüyorum galiba"...
güncel Önemli Başlıklar