bugün

ölüm; herşeyin sonu olduğu gibi aslında her şeyin başlangıcıdır.

ayrılık; her şeyin başlangıcı olduğu gibi bazı şeylerin sonudur.
(bkz: ölüm Allah ın emri ayrılık olmasaydı)
Her ölüm bir ayrılıktır fakat her ayrılık bir ölüm değildir.
ikiside aynı anlama çıkar aslında, bi nevi kopmaktır.
mesela ayrılırız sevgilimizden, sevgiliden koparsın, ölürüz hayattan koparızi ikiside zor ve üzücü bir durumdur. .
ayrılık üst üste atar yumrukları ölümün üstüne; ölüm kazanır gibi görünür başta son vuruşu yapacağından. oysa ölüm kazandığı an ayrılık galibiyetini ilan etmiştir.
yaşamak ayrılık; ölüm kavuşmaktır.
ölümün sonsuz bir ayrılık olduğu göz önüne alınırsa ölüm daha beterdir. ayrılık can yakmaz demiyorum fakat bazen onun nefes aldığını bilmek bile rahatlatır insanın içini. görebilme ihtimaliniz vardır en azından ya da görmeseniz bile bir yerde bir şekilde iyi olduğunu bilmek bile yeter. ama ölüm öyle mi ? hiç bilmediğiniz bir yere alır götürür sevdiğinizi ve içinizde en ufak bir umut kırıntısı dahi bırakmaz onu tekrar görebilmeye dair. nerde olduğunu bilemezsiniz, nasıl olduğunu. iyi mi, huzurlu mu olduğu yerde hiç bilemezsiniz. sadece iyi olduğunu umut edersiniz, öyle olmalı der kendinizi kandırırsınız. ayrılığın sebebi ölüm değilse eğer bir şekilde katlanılır ama ölümse işte o zaman dayanılmaz bir acı haline gelir. keşke normal bir ayrılık olsaydı, ben onu yine hiç göremeseydim ama o yaşasaydı dersiniz ve belki de hiçbir keşke bu kadar yakmaz içinizi.
aynı kapıya çıkan acı veren olay iki ayrı olay.
tartılsa birbirlerine üstünlük sağlanamayacak karşılaştırmadır.
ölüm yaşamın sonudur, ayrılık ölümün başlangıcı.
--spoiler--
ölüm ile ayrılığı tartmışlar, 50 gram fazla gelmiş ayrılık.
--spoiler--
ayrılık daha zor gelir insana ölümden;
ölümden sonra ne olacağını anlattılar bize, biliyoruz ne olacağını..
ama, ayrı düşünce nasıl yaşanır kimse anlatmadı bize, bilmiyoruz ne yapacağız ayrılıktan sonra..

bilmeyişimizden aslında korkularımız..
bilmediğimizden şaşırıyoruz ne yapacağımızı, birini kaybettikten sonra..
o yüzden "nasıl yaşarım ben sensiz" diye ağlıyoruz ayrılıkların arkasından..

çünkü bilmiyoruz gerçekten, onunla hayata o kadar alışmışızdır ki, başka bir hayat'ın varlığına ikna edemeyiz kendimizi..
ölüm ile ayrılığı tartmışlar elli direm ağır gelmiş ayrılık.
ölüm keskin bıçakken, ayrılık öldürmez süründürür.
ölenler bir daha ayrılamazlar. *
Ölüm ile ayrılığı tartmışlar, elli dirhem fazla gelmiş ayrılık.
ölüm acıtır, ayrılığa alışılır.
ölüm ile ondan elli dirhem fazla olan ayrılığın karşılaştırmasıdır. Ikisi de çok zor gelir adama ama ayrılık daha çok koyar.
ölüm herkesle, ayrılık sadece sevdiklerinle arana perde çeker.
ölüm bir ayrılıktır ancak ayrılık ölüm değildir. dense de ayrılık da ayrıldığınız kişinin ölmesi gibidir. yani pek yakın anlamlıdır. ikisi de üzüntü verir.
ayrılık yıkar geçer, yaşarken ölü gibi hissetmenize neden olur. kabullenemezsiniz. biryerlerde çok sevdiğin yaşıyordur ama sen onu göremiyorsun, dokunamıyorsun, ne yaptığını deli gibi merak ediyorsun ama bilemiyorsun. belki başka birileriyle o keyif içindedir, daha çok kafayı yiyorsun. bütün umutlarını bir çöp gibi bitirir ve atar.

ölüm ise bir kesinliktir. en azından gidip ağlayabileceğiniz bir mezar taşı vardır. gittiği yeri bilirsiniz, kabullenirsiniz. inançlı bir insansanız ve sevdiğinize sadıksanız sonsuz hayatta onunla buluşmayı, dünyada geçiremediğiniz güzel anları sonsuzlukta beraber yaşamayı umut eder ve mutlu olursunuz. tekrar buluşacağınızı umut edersiniz.

bu açıdan bakıldığında ayrılık ölümden daha zordur. düşünsenize en sevdiğiniz sizden ayrılıyor. o kadar zaman geçirdiğiniz, müthiş duyguları yaşadığınız kişi bir an da gidiveriyor ve bir daha görüşmüyorsunuz. dünyada katlanılması en zor şey. tabi bunun için hakkatten hakkıyla sevmek gerekli. sözüm hakketten sevenlere.

ölüm allahın emri de şu ayrılık olmasaydı diyen de aslında buna binaen söylemiştir bu sözü. ayrılığın katlanılmaz acısının ölümden bile daha zor geldiğini anlamıştır da ondan söylemiştir.

ayrılık zor. gönlümün yükü çok ağır geliyor taşıyamıyorum. düşünsenize ölümden sonra bile kavuşamayacağım. bunu bilmek bile zaten dünyayı size çok zor bir mekan haline getiriyor.
(bkz: ayrılık)
ölüler ağlayamaz, ölüler susar.
oysa ayrılık insanı ağlatırken susturur. içe konuşturur.
Ayrıldığında bir yerlerde yaşadığını bilmek tutunabilinir bir durumdur ancak hayatta canlı kanlı bir daha görememek, işte bu dayanılmazdır.
(bkz: ölüm allah ın emri şu ayrılık olmasa)
Ayrılık var ise yeni bir ayrılık olma ihtimali vardır, hayat bu, bir önceki ayrılık umrunda olmaz artık. Ölüm var ise artık ne ölüm vardır gelecek, ne de bir ayrılık. Ölüm varsa başka bir şey yoktur.
Ayrılığın alacağı vs'dir. Zira bir insanın ölümüne alışmak onu ölü saymaktan çok daha kolaydır. Ayrılık insana yaşadığını bildiğin hâlde, bir yerlerde nefes aldığını bildiğin hâlde onu unutmak ölü bilmek eylemlerini zorunlu kılar.