bugün

2 aydır denediğim üzere, hiçbir yolu yoktur.
yolu olmayan sıkıntılı hal.

sadece zaman. başka bir şey değil.
üzülerek söylerim ki ölmektir.

Seneler,seneler evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz
ismi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekden başka beni.

O çocuk ben çocuk,memleketimiz
O deniz ülkesiydi,
Sevdalı değil karasevdalıydık
Ben ve Annabel Lee;
Göklerde uçan melekler bile
Kıskanırdı bizi.

Bir gün işte bu yüzden göze geldi,
O deniz ülkesinde,
Üşüdü rüzgarından bir bulutun
Güzelim Annabel Lee;
Götürdüler el üstünde
Koyup gittiler beni,
Mezarı ordadır şimdi,
O deniz ülkesinde.

Biz daha bahtiyardık meleklerden
Onlar kıskandı bizi,_
Evet!_bu yüzden (şahidimdir herkes
Ve o deniz ülkesi)
Bir gece bulutun rüzgarından
Üşüdü gitti Annabel Lee.

Sevdadan yana ,kim olursa olsun,
Yaşça başca ileri
Geçemezlerdi bizi;
Ne yedi kat gökdeki melekler,
Ne deniz dibi cinleri,
Hiçbiri ayıramaz beni senden
Güzelim Annabel Lee.

Ay gelip ışır hayalin eşirir
Güzelim Annabel Lee;
Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
Güzelim Annabel Lee;
Orda gecelerim,uzanır beklerim
Sevgilim,sevgilim,hayatım,gelinim
O azgın sahildeki,
Yattığın yerde seni .
9 senedir bulamadığımdır.
Babamın ölüm acısını tamı tamına on senede atlattım. Artık onun arkasından ağlamıyorum. Çok uzun sürüyor geçip gitmesi. Ama cidden ölmezseniz inanılmaz güçleniyorsunuz. Babamdan sonra ölen kimsenin arkasından ağlamadım bile doğru dürüst.
Ölümün yok oluş değil boyut değiştirmek olduğunu hatırlatmaktır kendimize.
(bkz: narkoz)
hayır amaç ne niye açıyorsun başlığı? saçma sapan bir şeyler yazsak daha mı iyi. yaşa işte acını içinde olsun bitsin. neyse bu kadar kötü yazdım hz ali'den bir alıntıyla bir kalite katayım entryme:

"Mü'minin neşesi yüzünde, hüznü kalbindedir."
En etkili ilaç için (bkz: zaman) bunun dışında anlatın lan derdinizi sevgilinize eşe dosta herkese. içine atmanın bir anlamı yok. insanın tek başına baş edemeyeceği durumların başında gelir bu acıyı atlatmak.
Kendi ölümüne karar vererek çözülebilecek durum. Ben herkesin ağrısız ve acısız bir ölümü hak ettiğinden yanayım. Bir insan altı bağlanacak, yataklardan kalkamayacak kadar yaşlanmayı ya da hasta olmayı istemediği için, kendi ölüm kararını verebilmeli diye düşünüyorum. Lakin çoğu ülkede bu yasak. insanlara bu hakkı tanıyan ülkelerin bazı konularda gerçekten ilerlediğini düşünüyorum.
Yoktur. Bazı ölümler insanı o kadar etkiliyorki günler, aylar, yıllar geçse yinede unutulmuyor. Zamana bırakmakta yetmiyor, her gün sol tarafına giren bir acıyla uyanıyorsun ve gözünden hafif bir yaş geliyor. Belki unutamazsın ama alışırsın. Artık bu acıyla bir bütün olur ve ömür boyu bu acıyla yaşarsın..
http://youtu.be/twcMmITbS5U
19. Yy da ölüm acısı en fazla br yıl sürer diyor üstad.
Babam ölüm döşeğinde, doktorlar ümidi kesti ve kendinizi kötü son a hazırlayın dedi. Oysa bilmiyor ki buna hazırlanmak bile imkansız, dilim varmıyor ama kötü son gelince hayattan kopacağımı biliyorum. Koskoca daglar gibi babam gidiyor be ne demek hazırlanmak?
ne demek alışmak? ne demek unutmak? Ben bilmiyorum bunlar ne demek?
sabret canın ayaklarından gırtlağına doğru çekilirken son nefesini verdiğinde bütün acıların dinecek dedirten durum.
Ölüm haktır deyip yola devam etmek gerekir.
dünyada sevdikleri ölen ilk insan siz değilsiniz ve son da olmayacaksınız. Ona mahsuben ölümün gerekli ve gerçek bir olay olup sırası Gelince bizim de Herkes gibi gideceğimizi düşünmemiz belki bir nebze hafifletebilir o an ki acıyı..
aileden kaybettiklerinin ve can arkadaşlarının ölüm acıları hiç bitmiyor arkadaş yapacak bişi yok ölene kadar hatırlanacak belki zamanla azalacak ama unutulmayacak....
Dine yönelmektir belkide...
Yaratıcıya güvenmektir hani.
Ne bileyim.
acıyor mu canın ölümden
yak bir sigara gönülden
çektiğin yetmedi zulümden
dünya kahrı çekilmiyor

ne gördün ki bugünden
farkın nedir öbüründen
düşmek zordur gözümden
dünya kahrı çekilmiyor
Zaman ve allah'a siginmak.
Acisi hic bir zaman gecmez ama zamanla hafifler.
kişinin yakınlık derecesine göre değişen bir şey bu beyniniz zaman zaman onun olamadığını unuttursa da size ,Canınız'sa geçmiş olsun artık gökyüzü hiç bir zaman size eskisi gibi mavi olmayacak...
Atlatma degilde, hafifletme yollarindan biri, belki de en dogrusu budur:

Insan denen varlik, genel olarak beyinden ibaret. Her sey beyinde basliyor ve bitiyor. insanin kenidisini var "sanmasi" beyinde noronlar arasi olusan bi tür biolojik reaksiyon. Ve bu reaksiyon sonrasi beyinde "ben varım, ben istiyorum, yapiyorum... ve s" hissi olusuyor. Beyin bu "ben varım" hissini dogumdan baslayarak ta ölene kadar inkisaf ettiriyor. Ve bu "hiss" maddi olmadigi icin, ebediyyen var olacak ve bunun adı da dinde "ruh"tur. Kendini yine kendi boyutunda artik "maddi" hissedecek. kendini de hissettigi gibi kalacak, yanlis-dogru kabul ettikleriyle.
Ölüm olayı ile beyindeki hücreler canliligini yitiriyor ama bu "ben varım" hissi maddi olmadigindan ve suur olarak kalmis oldugundan, bizim düsünce boyutunu algilaya biliyor. Din ile ilgilenen olanlar icin bazi hadisler:

Muhakkak ki ölülere dirilerin haberleri gelir. Daha önce bir yakını ölmüş, olan hiç bir kimse yoktur ki ona geride kalan akrabalarının haberleri gelmesin. Eğer gelen haber iyi ise sevinir ve ferahlar; kötü ise o zaman da üzülür.

Dirilerin amelleri ölülere arz olunur. Eğer bir iyilik görürlerse sevinir, birbirlerine müjdelerler; bir kötülük görünce de, Allah’ım onu ondan geri çevir, derler.

“Ölülerinizi hayırla anın, iyiliklerini söyleyin, kötülüklerini açıklamayın.” buyuruldu.

Not:
Türkiyeli degilim ve türkce yazmada zorlaniyorum. O yüzden imla ve anlatim hatasi ola bilir. Umarim esas anlatmak istedigim mana, bazi arkadaslara istikamet vermis olur.
Ateş düştüğü yeri yakar. Herkes konuşur, moral verdiğini sanır veya birseyler söylemek zorunda hissettikleri için konuşurlar. Dinliyormus gibi yapıp yalnız kalmayi beklemek en iyi çözümdür. Çünkü beyin yavaş yavaş process ediyor. Onunla yaşadığın her ânı ve aniyi tek tek Hatirladikca biraz hafifliyor sanki. Ben hala her gece onun yatağında yatıyorum mesela.
olmayan bir yoldur. bilmeyenler size bir sürü masal anlatır. o ateş sadece köz olur alev alev yanmayan ama hep sıcak kalan yaradır. dile ne kadar az gelirse o kadar iyi olandır. size aittir o acı kimsenin sizin kadar yanmasını beklemeyin.