bugün

entry gireriz, facebook'ta sıfatımızın başına tr koyarız. şehitler ölür, gençler ölür iki tane bayrak- bir marş paylaşırız. sonra da karı s.ker, gider mışıl mışıl uyuruz. ama onlar hala ölü olur. çünkü devlet böyle istiyor.

çözümsüz dallamalar sizi.
insanları öldürmekle tehdit ederler, üniversitelerde kavga çıkarırlar. hep şiddet hep şiddet...

başka da bildikleri bir çözüm önerisi yoktur.
(bkz: 404 not found) bundan daha iyi bir tanımlama yapılamaz.

bu cahil andavallar hiç bir çözüm üretemez anca cephede ölen askerleri bayraklara sarıp toprağa vermesini bilirler.

her ölen askerin akan kanında sizin de parmağınız vardır, adamlar ülkede o kadar sorun varken tüm mesailerini bu işe harcıyorlar hala kimseye yaranamadılar, siz nasıl insanlarsınız, burada entry giren cahil liseli, gün gelecek bu barış olmazsa orada sende öleceksin, bunu mu istiyorsun?

tabi hiç bir şeye cevap veremedikleri gibi bu konuda da susmayı ve küfretmeyi seçeceksiniz, işin kötü tarafı tahsilli cahiller bile açılıma karşı çıkıyor ya o diplomaları nasıl almışlar çok merak ediyorum.
bence çözüm sürecinde destekli sütyenler büyük rol oynayacaktır. desteklemeyenleri bile destekler konuma getirebilir. o yüzden tek çözüm (bkz: destekli sütyen).
musul, kerkük ve kıbrıs'ın tamamını alırsın olay biter.

Ekleme : noldulan icimizdeki hainler zorunuza mı gitti?
çok basit çözüm önerileridir. ırk ayrımı yapmaksızın emperyal amaçlar güden güçlere karşı verilen özgürlük savaşı sonrası, ırk ayrımı yapmadan eşit ve özgür yurttaş kavramını anayasana soksan yeterli idi. ama yıllarca bu savaşı veren unsurlardan biri yüceltilip kutsanırken(ki birçok unsur da bu ırkın içinde eriyip gitti), diğer unsurun yok sayılıp aşağılanması süreci bu hale getirdi. şimdi geriye dönüp baktığımda, ülkeyi tek parti dönemi sonrası çok büyük oranda milliyetçi/muhafazakarlar yönetti. bu durumun başlatıcısı olmasalar da devamını onlar sağladı. şimdi kalkmış aynı milliyetçi/muhafazakarlar, sanki süreci bu hale getirenler kendileri değilmiş gibi günah keçisi arıyorlar. daha düne kadar 'cani' dediği '30000 kişinin katili' dediği adamla pazarlık yapıp barış ödülü almaya çalışıyorlar. bizler benzer önerilerde bulununca 'şerefsiz pekaka yandaşı' olduk 'vatan haini pislik' olduk 'bölücü ibneler' olduk... olduk da olduk. evren anayasasını onaylayanlar kimdi? sivasta insanları diri diri yakan kimdi? o katillerin avukatlığını yapan kimdi? şimdi kimse kalkıp 'aman efendim biz barış istiyoruz' deme gerzekliğine girmesin. tarih kimin ne mal olduğunu koyuyor ortaya. ülkenin gerçek akil insanları altı boş bir barış gevezeliğinin faşizme çanak tutacağını görüyor. bayrak eylemleri ortada, mhpnin etkisini arttırması ortada, kemalistlerin nasıl oy avcılığı yaptığı ortada. a. k. partisinin barışla insanla mutlulukla filan işi yok. tek dertleri, kendi tüzüğü uyarınca siyasete bir dönem ara vermek zorunda olan genel başkanlarını imparator yetkileriyle donatıp başa geçirmek. bunun için de kürt siyasi hareketine birkaç rüşvet verip olası sistem değişikliğinde desteklerini almak istiyor. kürt hareketi de ilk defa adam yerine konmanın verdiği dayanılmaz hafiflik ve bir nevi tatminle bu sürecin tamamlanması için desteklerini eksik etmiyor. kimseye hiçbir şey olmayacak bu sürecin sonunda. a. k. partisi ve rte başkanlığı, kürt siyasi hareketi özerkliği, mhp ve chp birkaç puan fazla oyu, para babaları da yeni rant kaynaklarını elde edecek. olan yine yoksul türk ve kürt emekçilerine olacak. bizi düne kadar türk devleti tek başına sömürüyor ve eziyordu, şimdi kürt siyasi hareketi içinde kendini bulacak olan kürt burjuvazisi eklenecek piramidin üstüne.
sorunu yok etmek. ne pahasına malolursa olsun sorunu ve onu besleyenleri yok etmek. gayet açık ve net oldu sanırım.
'öldürmeye devam' dan öteye gidemeyen önerilerdir...
çözüm süreci dediğimiz şey koskoca bir devletin bir örgüte operasyonlarla havlu attıramayıp daha sonra onunla masaya oturmaktır. Bu tamamen karşı olduğum bir olaydır. Karşındaki ne kadar dış devletler tarafından destekleniyor olsa da ne kadar köklü olsa da örgüttür. Eğitilmiş bir orduyla sürekli operasyonlarla dağıtılabilir. Bunu şimdiye kadar yapamamış olmamız ne kadar kötü yönetildiğimizin kanıtıdır. Eğer bir örgüte boyun eğip onunla masaya oturacak kadar aşağılıksanız boşuna oturduğunuz koltukları işgal etmeyin.
bölgenin feodal ağaları ve burjuvalarla yapılan barış sadece onların ekmeğine yağ sürerken halkların elindeki ekmeğin çalınmasına kimse ses çıkarmamaktadır.

mevcut ve göstermelik olan sanal barış süreci halkların barışına daha çok engel olmakta halkları doğrudan kin ve düşmanlığa itmektedir. bu durumun engellenmesi için bölgede yaratılacak iş olanakları ile özellikle işsiz gençlerin üretime katılması sağlanacaktır. tabii ki sorun sadece gençlerin çalışabilmesi değil çalıştıkları işte kendilerini geliştirebilmeleri sınıf içerisinde sınıf bilinçli olmalarını sağlamak üzere atölyeler kurulmalı siyasal-kültürel süreçlerin ne olduğu doğru bir şekilde anlatılmalı öğretilmelidir.

gençlerin çalışabileceği fabrikalar ise oraya yıllardır aktarılan paraların küçük bir kısmı ile rahat bir şekilde yapılabilirdi, bundan sonra yine yapılır. bu tip yerlerin güvenliği ise yine orada çalışıp oraları sahiplenmesi sağlanan işçilerle sağlanacaktır. çünkü sınıf ekmeğini kazandığı yere sahip çıkar.
çözüm önerilerimiz vardır.
(bkz: kürdistan/@protest sanayici)
güncel Önemli Başlıklar