bugün

sorgulamanın hızını alamadıklarındandır.
sorgulamanın sonu yoktur.
sorgulayabileler korkularından arınır.
bu gibi düşüncelerle bezeli kayıp ve üzgün insanlardır felsefeciler.
aitlik hissetmezler. her zaman yalnız olduklarını bilirler.
çoğu hırsızın da allah,din,iman diye dolaştıklarını farzedersek atayizlerin açıklaması gereken kavram kargaşasıdır.
kültürlü ve aydın olduklarındandır. din cahil işidir.
bu tanrı'nın var olmadığı tezini doğrulamadığı gibi var olduğu konusuna da kesinlik kazandırmamaktadır. kendilerini hiçbir şeye ait hissetmiyor oluşları çoğu şeye sahip olma imkanı bulduklarından ileri gelmekte ve doyumsuzluğa doymanın sınırını aşarak namluyu tanrıya doğrultmuşlardır. sonuç? boom! tanrı öldü...
bu fikir bizde çoğu zaman tersten anlaşılır ve tüm ateistler kendini filozof zanneder.
bakış açısı meselesidir.
içinde din, iman, allah korkusu olmadıktan sonra, felsefeci olmuş alim olmuş... bööö hahaha. daha fazla devam ettiremedim, din kafalar mazur görsün.
(bkz: ibn-i sina)
(bkz: farabi)
(bkz: ibn-i rüşd)
ne kadar felsefe içinde din felsefesi barındırsa, dinle ilgili olsa bile felsefe başlı başına bir sorgulama, soru sorma bilimi iken din sorgulanamaz, dogmatiktir. dolayısıyla felsefeciyseniz dinle alakanızın olması biraz zor.
dinle tanrıyla alakası olmayan durumdur. sığırlar düşünmez ve sorgulamaz. insanların çoğunluğu da sığır olmayı tercih etmektedir.
felsefenin dogmaları sevmeyen, sınırlandırılmayan yapısına ters düştüğü içindir.

müslüman filozofların tanrıya inanması seçenek değil zorunluluktur.

farabi falan demiş. o adamlar tanrı hakkında tek bi çelişki söylese öldürülmesi 0.57 saniyeyi bulmazdı.
mevlana şöyle diyor:

--spoiler--
akl-e cuzi, der serheş çü har der gil
--spoiler--

yani: ''rehbersiz akıl cüzü, toprağa batmış aciz eşektir!''

aslında bu müthiş sözden sonra bir şey yazmaya da gerek yok ya, ben yine bir haşiye düşeyim:

felsefe zahmetli bir ilimdir. aynı zamanda sırlıdır da. bu nüansı herkes anlayamaz. islam dünyasında felsefecilere ''hâkîm'' denirdi. örneğin kur'an'da kıssası geçen mübarek zât lokman hekim, bunun en güzel misalidir. hekim kelimesi de hakimden türemiştir. hakim, ''hikmete malik bulunan, hikmete sahip'' anlamına gelir. hukukta karar mercii olan kimselere ''hâkîm'' denmesi de buradan kalma bir adettir.

tüm antik yunan filozofları ilahiyatı akıl yürütme sanatının en üstünü saymışlardır. sokrat, platon ve aristo, tabir-i caizse antik yunanın 3 kurt felsefecisi akılla tanrının varlığına ulaşmıştır. onlara göre din ve felsefe birbirini tamamlar. nitekim birçok felsefe tarihçisi, felsefe ilminin dini anlama çabasından çıktığında ittifak etmişlerdir. bugün 'felsefe yapı0m qarshim' ayaklarındaki birçok ateist 'feylesof', felsefenin amacına ihanet etmişlerdir.

islam dünyasına da tercümeler rolüyle intikal eden felsefe, en parlak dönemlerini burada yaşamıştır. usul-i fıkh; mantıktan, kıyastan, reyden çok şey almıştır. bugün halen islam dünyasında fıkhî kaideler, kıyas denilen akıl yürütme metoduyla belirlenmektedir. bu da bir felsefe kompartımanı olan mantıktan daha 8-9. yüzyıllarda yunanlılardan alınmış ve islam hukukçularının istifadesine sunulmuştur.

islam'da felsefe, başı boş bir akıl yürütme değildir. islam alimleri; boş felsefenin kuru lakırdı olduğunu, sadece akılla yalnızca yaratıcının varlığının ve dinin emirlerinin bazı hikmetlerinin kavranabileceğini, dinin kendisinin anlaşılamayacağını söylemişlerdir. felsefecilerin her sözünü değil, islam'a uygun düşmeyen ve ilahiyata binaen söylenmiş ifadelerini reddetmişlerdir. tüm felsefe ekollerinin birbirleriyle çelişmesi, tüm filozofların birbirini yalanlaması, sadece aklı rehber edinen felsefecilerin görüşlerinin birçoğunun günümüzde çürümesi gibi olaylarla islam alimlerinin bu görüşü teyit edilmiştir. boş felsefe, insanlığa hiçbir yarar sağlamamış, bir halta da yaramamıştır. bununla beraber; birçok islam alimi filozof, mutasavvıf ve hukukçu kimliğini haizdir. bunların başında yanlış bir şekilde ''felsefeyi yıkan adam'' olarak anılan imam gazzalî hazretleri gelmektedir. hatta zahirî mezhebi imamı ibn hazm bile felsefeye karşı tavır almasına rağmen, tüm hukuk eserlerinde felsefe yapar. kendisi hakkında ve islam felsefesi hakkında genel bir değerlendirme için: (#20076708)

islam dünyasında kelama dayalı felsefe hoş görülür ve teşvik edilir. tek bir şart vardır: o da ehil kişiler tarafından yapılması şartı ile. 8 yaşındaki ateist sıtkı'nın yaptığı felsefenin insanlığa zerre hayrı yoktur. islam alimleri; birçok ateist filozofa reddiye yazmış ve düşüncelerini def etmişlerdir. sadece akılla ve 'sorgulamak' denen eylemle, ilahiyat dünyası keşfedilemez: (#20421869)

edit: ''akılcı'' felsefenin çürütülen görüşleri soruldu. o da meşhur aristo'nun ''evrenin ezelî ve ebedî olduğu'' iddiasından başkası değildir. günümüzde ''entropi'' denen bir olgunun keşfi aşikardır. evren gittikçe düzensizleşmektedir. yani bu evrenin bir sonu vardır. akılcı filozoflar, hatta ibn-i sina ve farabî gibi müslüman akılcılar dahi aklın 'evrenin baki olduğu'nu tespit ettiğini iddia etmekteydi. imam gazzalî hazretleri buna karşı çıktı. günümüzde, kendisinin görüşü doğrulanmıştır. imam gazzalî, entüisyonist felsefenin kurucusu sayılmakla beraber, tarihin en şüpheci filozoflarındandır. (bkz: septik)
Felsefeci den çok türkiye de iyi mutluyken şükretmek yerine eğlenmeye devam edilir başa bir bela gelince allah ım neden ben diye bir anda imana gelinir.
Felsefeye artık yaklaşım bu oldu. Felsefe tartışacak insan kalmadı yahu.