bugün

amatör şairlere ve yabancı şairlere ait şiirlerdir. (hakkı yenen enfes şairleri saymıyorum bile)
küçük travma

neyse işte..
en azından
bu sene belediye iyi çalıştı
yan yana oturup sustuğumuz bankı
kaldırıp götürdüler

şair: http://sekiznumara.blogspot.com/2010/03/kucuk-travma.html
http://www.uludagsozluk.com/k/31-yaş-şiiri/
KEDi VAKTi YA DA ULTRA-ZONEDA LÂLE MÜLDÜR HÂLLERi

KEDi VAKTi YA DA ULTRA-ZONEDA LÂLE MÜLDÜR HÂLLERi
Hüseyin Alemdar

Bir kez bile görmüş olsam/Sen derim sevdiklerime
Tanımasam bile/Sen derim sevişenlerin tümüne*

Ben sana kediydim hayatımız iki sarı ikindiydi yazda
sen bana kediydin yaşayıp yaşamamaktı gözlerimiz
sen bana kediydin ısınmış birer kıştı ellerimiz
sen bana kediydin bilmem kaç masum şiirdi kirpiklerin
sen bana kediydin Buhurumeryem bir anıydı yüzün
ben sana kediydim kanatlı melek çoğalmasıydı susmamız
ben sana kediydim sevmelerden Musevi bir sevmekti kalbin
ben sana kediydim ağzımın tuttuğu her şey bembeyazdı
sen bana kediydin aşkı aşkla tutma oyunuydu dudakların
sen bana kediydin pastel dokunuşlardı patilerin
sen bana kediydin adı Fatoş bir kedi mahcup anne
sen bana kediydin ruh hâlin ağlama biçimimdi
ben sana kediydim süt ve şarap dökmüş kedi her hâlim
sen bana kediydin Kuzey Defterleri bir anlamdı alnın
ben sana kediydim âh, boğazlı kazak bir hüzündü ömrüm!
Sen bana kediydin sende akşam turuncu kokardı
ben sana kediydim cennetimiz gidememeklerde bir köydü
sen bana kediydin kedimden ürkmüş serçe sürüsüydü paranoyan
ben sana kediydim bir adım daha vardı, gri bir kedi unutmak
sen bana kediydin miyavlamaların şiirdi lehçemde
ben sana kediydim hayatımız ara renklerdi hikâyelerde

Biz bize kediydik Bazı insanlara yağmur yağıyordu**

*) Jacques Prévert
**) Lâle Müldür

Ultra-Zoneda
LÂLE MÜLDÜR HÂLLERi
bu kişiler ya ergendir ya da bir şekilde aşırı duygusal bir süreç içindedir. diğer halde keşfedilmeye değer bir şair ve şiirleri bir şekilde doğru zamanda keşfedilir nasıl olsa.
kesinlikle alper gencer şiirleridir. enfeslerdir. onur ünlü vasıtasıyla duyurulmaya çalışılmaktadır.
"...
seni bir gün en yakının ele verirse eğer,
öğren susmasını ve ağlamamasını.
bir kavanozun içinde mavi bir gül
yetiştir her gün daha çok yaşayan.
bir masalın ağzını kapat ve yat
geniş odalarda. bir oksijen çadırında.
ona kötü bir şey olsun istedim.
bana aşık olsun istedim
"

"yanılıp yakana bakışımı taktığında
belge miyim varoluşuna
ve bir hüznün yankısıysa eğer şiir
sana yaklaştıkça şiire yaklaşıyorum demektir"

yine lale müldür
atilla ilhan, özdemir asaf... *... şiirleri... bence tüm dünya bilmeli...
Ekmek Kokusu Gibi Bir "Ş"y Larnaka
Kılık değiştirir yangınlarda
Günah çıkartan arsız karanlık!
Dar gecelerde mis kokar umut
Yasemenler dizeriz göğe
Ekmek kokusu gibi bir "Ş"y
Özlemek !
Uçuşan saçlarımızı vermiyor masallar.
Öldüler!
Böceklere emilen düşleriyle.
içli dışlı kimsesizlik sokaklar
Yalnızlık açan sardunya sabrı alnımız
Beyaz salıncağa gömülü
Sesimden tanıyor Andrulya
Her sabah tozunu alıyor çocukluğumuzun
Hâlâ güneyden esiyor anılar
Göçmen dudaklarımıza
Bundandır, içimizin notası kekeme bir do
Mi'ye ulaşamayan

Mine Ömer
Aralık 2009
Kurşun Kalem Ed. Dergisi Sayı, 5
Mayıs-Haziran 2010
muhtemelen dandik şiirlerdir.
(bkz: bir boka benzemeyen minimal şiir)
buraya yazıldığı anda keşfeden sayısının artmasına sebebiyet verecek şiirlerdir.
(bkz: batuhan dedde)
kaldirimlar

1

sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
yolumun karanlığa saplanan noktasında,
sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
i̇n cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

i̇çimde damla damla bir korku birikiyor;
sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
i̇ki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi.

daha çözemedim.
(bkz: son teslim)
(bkz: furkan çalışkan)
kendi yazdığı şiirlerdir. sonuçta keşfediyor kendi düşündüğü kelimelerin birbiriyle ahenkini.
http://www.izlesene.com/v...riligin-%C4%B1lani/848567
facebook'ta boku çıkmamış şiirlerdir.
bir küfür iliştir bakışına
ve öyle karış kent ahalisine
kibar ol yalnız, nezaketi elden bırakma:
- af edersiniz bayım, sizin sülalenizi!..
ah muhsin ünlü şiirleridir.

bir tanesi ;

su ciğerimizden kaçardı denizlerden bilinirdik
bir tohumu ağaçtan beri açıklayabilirdik
yanlışlıkla simurglardık uçurtma uçururduk aslında
şimdi oturmuş otobüsün gelmesini bekliyor
ve gül üstüne gül düşlüyor mutlaka
işte susku gönlüme iniyor indi
şehirli bin banliyö geçti üstümden sustum
ah beni üflememişler ki beni
ben aslında taşradan önce kuruldum
kutsal kitaplar gibi içime sinmişti adın
gözlerinin dindiği yerde cildin uzzalaşırdı
içerenköy'de inmeyeydin o otobüsten ah!
ah sanki ebu dücane ata çıkardı ama
gözlerime öyle bakma annem ilkokul öğretmeniydi benim.
güncel Önemli Başlıklar