bugün

Ailecek bir demet tiyatro izlerken annemin elinde cilek tabaklariyla iceri gelmesi.

Cileklerin kokusu burnuma geliyor.
Kısacası özlenilen vakitlerdir.
Daha altı yaşındaydım babam o zaman eski kasa kırmızı bir mersedes almıştı. Dışarı çıkıp arkadaşlarla arabamızın tepesinde zıplıyorduk. Ağaçta bir guguk kuşu ötüyordu. Annem yukarıdan yapmayın gelin salça ekmek sürdüm yiyin demişti. Ne güzel günlerdi.
Çocukken sevdiğim kızın kulağına seni seviyorum demiştim 2 yıl böyle bakışmıştık masumcaydı. Babasıda din öğretmeniydi ama neyse özledim o günleri.
Akşam üzeri evin önünde arkadaşlarımla yakar top oynamak güzeldi taki şu ses duyulana kadar;
Hadi artık eve gel.

Ertesi akşam üzeri olunca yine devam ediyor ama. En güzelide bu.
kinder yumurtanın kokusunu bile hatırlıyorum hala her gün bir tane gömerdim.
Bir gün biz erkekler top oynamak istiyoruz. Fakat top denen varlığa bir türlü erişemiyoruz. Top bulamadık. Paramız da yok alamıyoruz da. Sonra bir baktık kızlar köşede dikilmiş, ellerinde top, top oynuyorlar. Biz de gittik adam gibi topu istedik. Vermediker tabii. Top bir tanesinin elinde duruyor. Gülüyorlar ahahaha diye bize. Ne oldu topunuz mu yok, diye. içinmden dedim ki ulan ben bu topu alırım arkadaş bi şekkilde. Neyse bunlar bizimkilerle dalga geçme muhabbeti yapadururken, ben te arka sokaktan dolaşıp kızlara gözükmeden topu almaya karar verdim. Ve nitekim kızların arkasından yaklaşıp topa vurdum. Sonra bizim arkadaş aldı topu. Kızlar topu bizden almaya çalışırken olay bir çeşit oyuna döndü. Birbirimize topu atarken kızlar da bizden topu kapmaya çalışıyordu. Baya bi oynadık. Sonra oyun bitti. Ben kızlara topu takdim ettim. O gün çok eğlenceli gelmişti bana. Çünkü farklı şeyler yapmıştık her günümüze nazaran.
Donla denize girerdik tüm gün şimdi ise mavi bayrağı diktiler eee büyüdük tabi birde defileye çıkar gibi giyinip kibar kibar oturup kitap okuyoruz orada anca.