bugün

küçük kas gelişimini ve zeka gelişimini tam olarak tamamlamayan çocukların çizdiği resimlerdir.
-kafadan kolları çıkan adamlar,
-çatısında salıncak olan evler,
-nohut kafalı,karbuz bedenli insanlar,
-kare tekerlekli arabalar,
-2 bacaklı yılanlar,
-insanların gözlerine giren sarı sarı güneş ışınlarını temsil eden çizgiler vs.
çöp adam..
çocuğun ilk çizdiği resim,ilk noktayı koyduğu zamandır.
eğer picasso veya leonardo da vinci vb. gibi doğuştan yetenekli değilseniz, yeteneksiz çoğunluktaysanız bu resimlerden mutlaka çizmişsinizdir; M şeklinde martılar, 62'den tavşan, gökyüzünde beşgen yıldızlar, safinaza benzeyen uzun kollu ve bacaklı ayakları görüş doğrultusunda doksan derece yanda duran insanlar...
elde 2b kalem, karşıda bir garip pozisyon alarak oturmuş model.
hoca sözlerine şöyle başlar, öncelikle modele dikkatli bakalım, kişiyi çizerken kıyafetleri çıkartalım ve çıplak düşünelim modeli. şimdi ölçüleri alıp kağıda aktarıma başlayalım.

şey hocam biz ne çiziyorduk?
gökyüzünde dağların arkadasından yeni doğmaya başlamış bir güneş ve gariptir havada bulut olmamasına rağmen evin sobası yanmaktadır,bacadan duman çıkmaktadır yani.
Yazın bacası tüten bir ev her çocuğun hayali sanırım. Nasıl bir çocukluk geçiriyoruz lan biz.
camların buğusuna çiçek çizdim.annem kızdı.camları kirletmişim.söylesene öğretmenim, çiçek çizince camlar kirlenir mi..

bir öğrencimin, daha doğrusu öğrenci eskisinin hüzünlendiren sorusuydu.
en genişinden m harfiyle yapılan sürü halindeki kuşlardır en vazgeçilmeyen.
(bkz: mona lisa)
yetenekliydim evet.
anneler için çok özel olan resimerdir. bir tanesi hala asılıdır evimizde oradan biliyorum.
Klasik bi resim vardır iki dağ yapılır böyle m harfi gibi aralarına gülen bir güneş bulutlar m harfinden kuşlar. Dağın iç kısmına bacası tüten bir ev yanına evden büyük ağaç, ağacın yanına ağaçtan büyük çocuk. Ekstra olarak bu çocuk ip atlayabilir ya da ordan bir nehir geçebilir içinde balıklar falan.
yaz kış bacadan duman çıkardı.
iki dağ arasında patikalı bir ev, evin dışından görünen lamba, güneşin çizgileri, mutlaka havada bir uçak, kafadan kolu uzanan boyunsuz bir çocuk.
(bkz: dinozor) en büyük zevkimdi dinozor veya değişik yaratık resimleri çizmek.
sanat eğitimi dersinde hocam şöyle diyor:
"bi' ilköğretim okuluna gidin ve bi' birinci sınıf öğrencisinden sizin için bi' resim çizmesini isteyin. kuşkusuz bi' simitçi çizecektir."

herkes şaşkın. neden ev, dağ, m harfi gibi martılar değil de simitçi?
ardından açıklama geliyor:

"bu yaşlardaki çocuklara kağıt para olarak yirmi lira verseniz mi daha mutlu olurlar yoksa madeni paralarla on lira verseniz mi? evet, onlar on tane paraları olduğunda daha mutlu olacaklardır. onların gözünde simitçiler çok şanslıdır çünkü bi' sürü paraları vardır. bu yüzden onlara resimlerinde muhakkak yer verirler."

ertesi gün birinci sınıf öğrencisiyle yapılan çalışmanın sonunda kafasında yuvarlaklar olan figürün ne olduğu sorulur ve alınan cevap: "o bi' simitçi."

ayrıca şöyle de bi' şey var: çocuğun gözüyle dünya
gelin damat resimleri çizerdim hep. damat gelinin eteğini tutardı arkasından. o yüzden hep damat daha kısa olurdu. daha üç yaşımdayken perspektif olayını gözlem yoluyla sökmüşsem demek.
Hiç şüphesiz ki; yukarıya 3 5 tane dağ, iki dağın ortasına güneş, isteğe göre m şeklinde uçan bir kaç kuş, sol tarafa bacası tüten ve önünde uzunca bir yol olan ev, sağ üstten akan bir dere, derenin üstüne bir köprü ve evin yanına bir ağaç.
görsel