bugün

yetişkin olduğunda inan ya kaybolmaz ya da kaybolduğunda panik yaratmaz. ama çocukken kaybolunursa insan dünyada kendini bir başına hisseder, dünyanın sonu gelmiştir sanki, akla en olmadık şeyler getirilir, sokaklarda yaşanılacağı, sokak çocuğu olacağı, dilendirileceği düşünülür, yaygara kopratılır, gözyaşları sel olur. bir çocuğun başına gelebilecek en kötü şeylerden biridir kaybolmak.
ÇOK HEYECANLIDIR. BiR DE YOLU SiZ BULDUYSANIZ KAHRAMAN OLUVERiRSiNiZ BiR ANDA...
gidilen yere varma çabası içindeyken duruma macera katması maksadı ile yapılan bir hata, girilen yanlış bir sokak sonrasında bünyede hissedilen "tırs tırs hormonu"na neden olan durum.
evden kaçma denemesinin kaybolmayla sonuçlanması halidir bazen..
kendisine haksızlık yapıldığına inanan çocuk ağlayarak iç sesiyle konuşmayı sürdürür.
-zaten seni daha az seviyorlar..
+evet farkındayım, öğretmenden aferim aldığımı söylediğimde babam duymadı bile..
-hem kardeşini seviyordu o sırada..
+hı hıı tam üç kere öptü bis boklu bebeği..
-evden gitsen fazla umursamazlar bile..
+gideyimde görsünler, çocuksuz kalsınlar..

sanki nereye kadar gideceksen, iki sokak ötede kayboldum diye ağlamaya başlarsın..
inatçıyız ya, dönmeyi de düşünmeyip elektrik direğinin dibine oturursun.
taa ki, babanın telaşla uzaktan geldiğini görene kadar..
ondan sonrası kolay, kucakta nazlana nazlana eve dönüş..
(bkz: kaybolurken çocuklaşmak)
korkunç bir şeydir bu. önce panikler, arkasından ağlamaya başlar ve ardından bildiğin bütün duaları okursun. *
bir de bulununca utandırılır bu çocuk kısmısı, sanki bile istiye kayboldu.
eğer kaybolan çocuk nereye gittiğini biliyor, mutlu mesut ilerliyorsa sorun yoktur çocuk açısından evini bulup geri gelcektir zaten.tehlikeli olan çocuğun durumu fark edip paniklemesidir.panikleme hallerinde çocuğun sergilediği davranışlar mekan ve zamana göre çeşitlilik gösterir;sokakdaysa bir sokak lambası altında gözyaşlarına boğulmak,markette ise deterjan kutularının arkasına saklanmak en kötüsü bi pazar yerinde ise zabıtanın arkasına saklanarak şevkatli bir teyze tarafından eline tutuşturulan hıyarı kemirmek akabinde annenin gelmesi ve çocuğun korkudan daha çok ağlamaya başlaması.başına gelecekleri biliyor tabi.
(bkz: kaybolduğunu sanmak) yeni bir ülkeye geldiğimizi sanmıştım. meğer alt sokaktaymışız. bulduklarında ne rezil olmuştuk!*
henuz 5 yasindayken pazarda kaybolmustum. bir donem cesme suyu da sattigim semt pazarina yine bir sali gunu annemle gitmistik. annem salatalik secerken onumdeki kirmizi kucuk plastik kaba ben de sectiklerimi atiyordum, annemse begenmeyip cikariyordu. o sinirle anneme donup tam cemkirecektim ki bir bakayim ki karsimda yasli bir teyze ve ben annem yerine onun ten rengi corap icerisinde burusmus yirmiser kiloluk bacaklarinin arasindayim son 10 dakikadir. ayni anda son sesimle agladigimi hatirliyorum. bir de kizamik cikarmisim, suratim pazar yerinden hallice dagilmis, evlat olsam sevilmeyecek bir tipim. o arada karsimda duran peynirci beni tezgahin gorunur yerine tepeye oturttu. yaklasik yarim saat sonra annem gelip aldi. sonra aglama fasli karsilikli. bu da boyle bir animdir da niye anlattim bilmem.
(bkz: yazar mı yazar ne arar la bazarda)
(bkz: çocukken markette kaybolmak)
akşam vakti abimi evde aradım aradım bulamadım (evimiz iki katlıydı.). bende çıktım mahallede aramaya başladım. sonra dilencinin teki benim elimi tutmuş zorla götürmeye çalışmış. tabi eşsiz çığlıklarımı duyan kahraman komşu teyze imdadıma koşmuş ve kaka kadının elinden kurtarmış. eğer kaçırsaydı beni annem: '' şu an gaca' da evlendirirdi seni.'' der.
'büyüyüp de kaybolmaktan iyidir yeen.' dayı.
o korkuyu anlatmaya gerek yoktur hele başka bir şehir de yada tatil de koybolduysanız o an en nefret ettiniz yada anlaşamadığınız insanı bile görseniz sarılırsınız.
tekrar tekrar anlatılası bir anıdır.
büyüyünce de kaybolma korkusu yaşamaya neden olan durumdur.*
kaldığı otelde annesinin masasının etrafında kayboldum diye ağlayan çocuktur. annesi onu oyun oynuor sanar. çocuk ise döndüğü masanın dışında her yere bakmıştır.

(bkz: ahanda ben)
eğer ilk kez gittiğiniz biyerse ve kaldığınız yeri kendiniz bulabiliyorsanız akabinde anne ve babanız gururla bizim ufaklık çok zeki diye gerine gerine ortalıkta dolaşırlar.
yıl 199x. büyük bir alışveriş merkezine gitmiştik. koloni halinde ailecek gezerken ben oyuncak reyonuna dalmışım. arkamı bi döndüm ki ortalıkta ne anne var, ne baba ne de abi! aman Allah' ım. o ne panik, o ne korku! sağa koştum sola koştum yok. ara tara yok. başladım ağlamaya. etraftakilere de ağladığımı belli etmemek için güneş gözlüğümü taktım. o da ne adamın biri yanıma geldi: " neden ağlıyorsn ufaklık? annenleri mi kaybettin yoksa dedi? ". sessizce ve çekinerek " evet " dedim. bunun üzerine adam beni danışmaya götürdü ve adımı anons ettirdi. annemler telaşla yanıma koşarak " deminden beri seni arıyoruz vs. " gibi bi ton laf söylediler. neyseki ucuz atlatmış; aileme kavuşmuştum. bu bana iyi bir ders olmuştu. bir daha asla ama asla annemlerden ayrılmamıştım bu tarz mekanlarda.
kısacası lanet bir duygudur ama insana çok şey kazandırır. iyi bir ders olur.
en güzel anılardan biridir. durup durup anlatır aile bunu. hele kaybolduğun gün falan belliyse. hele diğer çocuklardan farklıysa birazda. sen koskoca pazar içinde annemi arıycam diye kaybol. zabıtalar seni bulup ananı babanı ararken eline verilen simitle çayı kemirirken '' babam gelip beni alcak ki, çok seviyolar zaten beni'' diyip aşırı özgüven duyarsan durup durup hergün anlatırlar.
çocukken belki en korktuğumuz şeydir ama büyüyüncede aslında kaybolup uzaklaşmak isteriz bazı şeylerden.
10 çocuktan 8 inin başına gelen bir olaydır. genellikle pazarlarda çok rastlanır bu tip olaylara.

(bkz: bende yaşamıştım)
gülhane parkında yaklaşık 17 sene önce başıma gelmiş olaydır. olayı dün gibi hatırlarım, fakat nasıl olduğunu hala çözebilmiş değilim. beş saniye önce arkamda olan annemler bir anda yok oldu. neyse sonuçta olay tatlıya bağlandı. doğru bir anonsla kavuşmuştum, hemen aileme...
yıllar önce halk plajında başıma gelen hadise. anons sonucunda babam tarafından bulunmuştum.

(bkz: kaybolunca ağlamak)
her çocuğun hayatında en az bir kere bile olsa yaşamak zorunda kaldığı durumdur. en sık rastlananı anne ile çıkılan pazar alanında yaşanır. minik birey kaybolduğunu farkedince korkuyla hıçkıra hıçkıra ağlar. bağıranlar çağıranlar, sürü misali kalabalık çocuğu daha fazla endişeye sürükler. çaresizliğin dik alasıdır.