bugün

profesorlerin bazen cobandan farksız olduklarını kanıtlayan cümle.*
(bkz: demokrasi) *
1 aylık erzak karşılığında satın alınan oy'un da ülkenin kalkınması, ileriye gitmesi için canla başla çalışıp, önemli projeler üretip buna insanların inanmasını sağlamak için didinme karşılığı alınan oy'un da bir olması durumu.

edit: eşit olmak her zaman adaleti sağlamaz.
herkes, eşit olarak, nasıl yönetileceğini seçme şansına sahiptir. çobanın bilgisi ve kültürü azsa da sağduyusu vardır. adamın ne olduğunu gözünden anlar. ama bazen de alternatifsizlik içinde mevcutların içinde en iyi olanını oylar. doğrusunu yapar.
demokrasi önünde herkes eşittir. * *
bu vatanda yaşayan her insanın ayrı bir birey* olduğunun göstergesidir.
(bkz: atatürk)
(bkz: türkiye cumhuriyeti ni kuran türkiye halkı na türk milleti denir. ne mutlu türk üm diyene!)
anayasada önünde herkes eşittir .
Herkesin eşit olması durumudur. normaldir her demokratik ülkede olması gereken durumdur.

(bkz: Başbakanla anasınıda alıp giden köylünün eşit oy hakkına sahip olması)
ayrıca (bkz: eğitim duzeyine göre parti tabanları)
demokrasiyi sadece seçimden seçime oy kullanmak olarak görenlerin, demokrasiyi tiye almak için kullandıkları söylemlerden birisidir.
hem çobanın hem de profesörün rezil gelişmeler sonrasında sadece bir kez "oy" çekebilme hakkına sahip olduğunu gösterir. iki kez oy çekenler, yani "oy, oy" diyenler demokratik hakkını fazla fazla kullanan bünyelerdir. fakat yaşadığımız ülkede zaman zaman "oy, oy, oy" diyen gafillere de rastlanmaktadır (bkz: faydalı bilgiler ansiklopedisi)
tüm hayvanlar eşittir. ama bazı hayvanlar daha da eşittir.
(bkz: george orwell)
(bkz: hayvan çiftliği)
ismini hatırlamadığım bir felsefecinin "oylar sayılıyor ancak bence tartılmalı" cümlesini hemen aklıma getiren durum.
statü farkı olmaksızın herkesin eşit olduğunu ıspatlayan durum.

çobanla profosörün ortak noktası. (bkz: insan olmak)
kimileri tarafından eşitlik ve demokrası olarak görülse de bilinçsiz oy vermeler yüzünden kurunun yanında yaşında yanmasıyla sonuçlanan durumdur.
dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama çoban da profesör de oksijen soluyor. hatta ikisi de vakitleri gelince ölüyorlar. ha ayrıca şu da profesördür, ona bir oy kullanmak bile lüks olmalıdır: (bkz: zekeriya beyaz)
önemli olan çobanın ya da profesorun oyunun eşit olup olmadığı değildir. burda üzerinde durulması gereken şey bilinçli oy vermek, oy verdiğin, senin ülkeni yönetmesi ve temsil etmesi için seçtiğin insanı iyi tanımaktır. bu tespiti herkes yapabilir. bir çobanın bunu yapamıyacağını düşünmek ne kadar yanlışsa bir profesorun bunu yapabilceğine emin olmak da o kadar yanlıştır. ayırım yapmak anlamsızdır. üzerinde durulması gereken asıl konu bilinçli oy verme bilincidir.
(bkz: ÇOBAN DA OLSA iNSAN iNSANDIR). *
(bkz: demokrasinin zararları)*
televizyonlarda gördüğüm bazı profesörlerı gördükçe aslında pek de mantıksız bulmadığım durum. önemli olan insan olmaktır, bilinçli olmaktır.
profesörün hormonal dengesini ve beslenmesini, çobanın güttüğü koyundan karşıladığını varsayarsak, profesörün çobana gebe olduğu sonucu ortaya çıkar. bu yüzden çoban 2 oy kullanmalıdır.
naylon profesör olunur, sağda solda 1-2 tez derleyip zırvalarsın, ama herkes çoban olamaz, o doğanın verdiği zevki tatmak istemeyen çok prof vardır çok... tabiki eşit olacaktır.

naylon prof veya bürokrat, çobana ne demiş?
(bkz: senin güttüğün koyun kadar benim tiğim halk var)
(bkz: üçüncü nesil ile birinci nesil yazarın istediği türde başlık açma hakkına sahip olması) *
gayet doğaldır. demokrasinin gereğidir. çoban da insandır profesörde insandır.
ikisininde insanca yaşama hakkına sahip olmasından gelir.