bugün

ellerini ne kadar yıkamış olursa olsun gitmez o soğan kokusu, bir kere bulaşmıştır çünkü... böyle bir kızla elele tutuşmak sizin de elinizin kokacağına işarettir, kurtulamazsınız artık.

evet ben çiğköfte yoğurmuş bir kızın elini tutmuş adamım. geçen gün amerika'da amerikan amerikan geziyordum, o kadar amerikalıydım ki yanımdan geçen amerikalılar kendilerini ugandalı sanıyor, oh my god demeden de edemiyorlardı. sonra hafif afromatik bir kız gördüm, böyle tatlı, cilveli, kara kuru bir şeydi. hemen gözlerimle kendisine sevişebiliriz işareti yaptım, o da bana gözleriyle neden olmasın? işareti yaptı, vücut dili böyle bir şeydi, lanet olsun ki 18 dil bilmemin yanı sıra vücut dili, kuş dili hatta gergean dili bile bilmem bu gibi durumlarda hep işe yarıyordu.

elele tutuşmuş bu zenci kızla, amerikan'ın altını üstüne getiriyorduk beraber, öyle tatlıydık ki anlatamam, hani kedisiyle fotoğraf çektiren kızlardan bile daha sempatiktik. az sonra dürümcü naim abinin oradan geçecektik, işte o zaman ne tatlılık kalacaktı, ne de sempatiklik, her şey çok ama çok acı olacaktı...

+ sana çiğgöfte yoğuram mı guul?
- nam mı?
+ çiğköfte diyom, bende çok iyi öğrendim burada türk kız arkadaşlar var, gün yapıyor ben onlarla.
- yani sen çiğköfte mi yoğurdun daha önce?
+ evet
- bu ellerle mi?
+ evet
- hayıııır!
+ kısır bilem yaptım nar eşkili iuhuhaha
- hayııııııııııııır!

sesim tüm amerika'yı inletmiş, obama telefonla arayıp -don't worry be cool diyerek teselli etmişti. eve gidip ellerimi 3 kere çamaşır suyu ile yıkamış, ne olur ne olmaz diye dişlerimi 27 kere fırçalamıştım. işte o gün bir yemin daha ettim; bir daha asla çiğköfte yoğurmuş bir kızla sevişmeyecektim...
(bkz: cool adam başlıklarını 10 km öteden tanımak)