bugün

Dikdörtgen tahtaya madeni paranın geçebileceği aralıklarda kaleyi, korner direklerini ve 11+11 olmak üzere futbolcuları belirten çivilerin çakılması ile oluşturulan çocukluğumuzun en güzel oyunudur.
tırnaklarımızı morartana kadar oynamak...bazı bölgelerde 3 kez vurma hakkı olmakla birlikte genelde birer vuruş şeklinde oynanmaktadır.
özlenen oyundur. paraya vurdukça çiling çiling sesi kulaklardadır. bunu yaşamayan bir birey çocuk olmamıştır.
çocukken çok sevilerek oynanan bir oyun.
liseli uşahların neyden bahsediyor bunlar dediği şimdiki teknoloji ve asosyal çocuklardan kaynaklı oynanmayan eski sosyal çocukların oynadığı oyun.
edit: ya bi sittirn gidin amk buna eksi veren zihniyetinizin amg. yok yani kardeşim umrumda değil eksi ya da artı da durdum düşündüm niye eksilensin ki? benim derdim bu.
(bkz: bunu hatırlayan liseli değildir)
(bkz: serbest çağrışım)
beni yıllar öncesine götüren oyun. kendi oyuncaklarını kendi yapan bir nesilden, nasıl oyuncak beğenmeyen emparyalizmin pençelerine düşmüş bir nesil türedi anlamış değilim.
piyasanın en ucuz langırtıdır. elişi dersinde not almak içinde yapılırdır yüzyılın buluşlarından bir tane şimdi gören varmı bilinmez.
şimdiki çocukların fareye işaret parmaklarıyla tık tıkladıkları gibi, çocukluğumuzun vazgeçilmez oyunlarından biri olan çivili tahtada işaret parmaklarımız ağrıyana kadar tık tıklıyorduk.
çocukluğumda tüm gün efsane oyun fifa 98'i oynamama rağmen arkadaşlarımızla bunu az oynamadık efenim. tabi parmaklarımız acımasın diye parmaklarımıza yara bandı yapıştırırdık.
(bkz: nerede o eski günler)
bir anda 15 sene geriye götüren başlık, çocuktuk, vakti evvel pek çok oynardık bu oyunu.

(bkz: masada kibrit bardak oyunu)
''ÇOCUkluğum, en eğlenceli yıllarım, abime defalarca yenilmem'' diye tanımlamak lazım aslında. *
abiyle iddiaya girilip oynanmışsa vakti zamanında,
efenime söyliyim güç gösterisi*, ben de anlıyorum ayağı yapılacak ya taak diye bi' vurulur paraya, parmağın ucu ve tırnak felç!

(bkz: çocukluğun özlemini başlıkta gidermek)
daha sonra adamları geriye çekmek sureti ile fiziksel abanmayı gerçekleştirebilen plastik sahaların çıkması ile tarih olmuş mükemmel oyuncak.
ilk formasyon deneyimlerinin tahtaya çivi çakmak sureti ile kazanılması da cabası.
(bkz: play station 0)*
imkanlar dahilinde futbolu heryerde yaşamak olarak adlandırdığımız hadise.
(bkz: çivi futbolu)
(bkz: aramaya inanmak)
(bkz: pes 1900)
çok zevkli bir oyun oynama biçimidir.2011'de hala oynayabilirim.
çocukluğa döndürür insanı. bu tırnaklar, bu parmaklar az acı çekmedi o bozuk paraya kaleyi gördürücem diye.
(bkz: hey gidi hey)
parası olmayanın ceket düğmesiyle oynadığı oyundur.
okul ceketinden düğmeyi koparmış sahaya katmışsındır. düğmenin, çivilerin arasında gezinirken çıkardığı o tatlı ses, işte o ses; kulağımda çınlar şimdi.
çok keyifli bir çocukluk aktivitesidir. ama yine de bir çivi oyunu değildir.
şimdiki teknolojik veletlerin hiçbir zaman tadına varamayacakları etkinlik.

80'lerin sonunda 90'ların başında çocuk olmak böyle bir şey sanırım. Her şeyin tadına baktık. rulmandan tekerlekleri olan arabanın üstüne binip yokuştan aşağıya kayardık dizlerimiz yara olana kadar. daha neler neler...

Yaratıcık döneminden teknoloji dönemine geçişi yaşadığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.
(bkz: tahtaya çivi çakılarak oynanan futbol oyunu)
90'larda çocukluğunu yaşayan biri olarak, merak ettiğim oyundur. Bizde tahta parçası (vurmak için) ve 3 tane madeni para ile oynanan versiyonu vardı.
tırnakların kenarında kırmızılık oluşturur.acıya rağmen zevk verir.

wembley stadyumumuz vardı bizim.Kocaman.2'şer kişi oynardık... hey gidi..