bugün

güzel kadınlardan dememe gerek yok değil mi, siz zeki veletlersiniz anlamışsınızdır. diğerlerine kıyamadım lan, neyse söyleyim, güzel kadınlardan...

evet, her şeyde olduğu gibi çirkin kadınların, güzel kadınlara galip geldiği bir diğer özellik daha bu.
böyleler çünkü gereksiz kaprisleri yok bu kurban olduğum kadınların. böyleler çünkü kendilerini anlaşılamaz yaratıklar sanmaz bu can feda kadınlar. böyleler çünkü siz yürüyen vibratörleri bile insan yerine koyar bu öpülesi, sevilesi kadın gibi kadınlar.

şimdi bu özelliklerini yalakalık olarak addecek fino tipli tipsiz erkekler ve gerçek hayatta çirkin kadınlarla takılıp aradaki farkı gözler önüne serme boş çabasında olan "sadece" güzel kadınlar çıkacaktır muhakkak. nah diyorum size. o bahsettiğiniz yalakalığı yapan sadece ama sadece, benim "bile" nefret ettiğim aha bu çirkin kadınlardır. #6754267

sırf bunu denemek için bugün araba bozulmuş da yolda kalmışım gibi çektim otobanda arabayı sağa, bekledim kadın bir sürücünün geçmesini. işaret yapıp durduracaktım. gerçi sikim hıyar diyenene bir avuç tuz alıp koşan erkekler daha çok durdu ama deneyimi neticelendirecek sayıda kadın sürücü durdurmayı da başardım. ilk duran kadın güzel bir kadındı. nalet olasıca arabadan bile inmedi, hafifçe camı araladı ve;

-bi şey mi oldu neden işaret ettiniz.
+arabam bozuldu yardım eder misiniz?
-yhaaa ben tamirci miyim qardeshiimm

deyip siktir olup gitti. şaşırmamıştım. hiç siklemeyerek devam ettim işaret çekmeye, her geçen kadın sürücüye, yılmadan. çok ıslanmıştım, donuma kadar. üstelik saçlarım bile bozulmuştu. yavaş yavaş ilerledim silecekleri harıl harıl çalışan arabanın bana doğru göz kırpan farlarına. yanındaki şemsiyesini aldı, hışımla açtı arabanın kapısını. ve sanki bu dünyadan bir kadın değilmişçesine kendisini değil de beni korudu o bardaktan boşanırcasına yağan yağmurdan. göz yaşlarımı tutmanın bir anlamı yoktu, nasılsa yağmur gizleyecekti. o yumuşacık ve sıcacık sesiyle;

-ne oldu beyefendi neyi var arabanın?

dedi. allah'ım! lütfen bakınız ilk diyaloğa. bi o soruya bakın bir de şu sorudaki zeka kıvılcımına bakın. elbette ki mantıklı soru buydu. akşamın bi vakti sana neden işaret çekeyim be körolasıca güzel kadın! tabiki arabam bozuldu da ondan çekiyorum. ama o öyle miydi? hayır...

+arabam bozuldu yardım eder misiniz?
-tabiki ama elimden sadece sizi gideceğiniz yere bırakmak gelir
+lütfen siz sadece ben motorla ilgilenirken marşa basın.
-peki

görüyorsunuz değil mi? elbette ki arabamda sorun yoktu. sadece koftiden motora bakıp, şimdi marşa basın diyecektim. öyle de oldu. çalıştığı anda gözlerindeki ışıltı arabamdaki zeon fardan daha çok ışıtıyordu önümü. çıktı arabadan, tam karşıma geçti. sırılsıklam ve yüzüne burnuna yapışmış saçlarını umursamadan gözlerimin içine baka baka;

-başka yapabileceğim bir şey var mı?

dedi, istese dünyaları ayakları altına sereceğim o muhteşem çirkin kadın.

+çok teşekkür ederim, ıslandınız benim yüzümden
-ay ne demek, şeker değiliz ki eriyelim *
+:)

her attığı adımda dünyayı titreterek arabasına doğru ilerleyen o çirkin kadını seyrederken, vücuduma düşen o soğuk yağmur tanelerinin her birinin "cos cos" diye sesler eşliğinde buharlaştığını fark ettim. yanımdan geçerken salladığı o narin elleri yarı buğulanmış camdan zor seçiliyordu. içimde her zaman yaşadığım ama her zaman farklıymışçasına garip bi huzur, ben de salladım elimi. arabaya bindim ve bir kez daha şükrettim allahıma. iyi ki güzel kadınların bir finosu ya da bir yürüyen vibratör değilim diye.
(bkz: çirkin şansı)
güzel bulduğu kadınları tavlamayı becerememiş erkek avuntusu.
dikkatleri yüzlerinden başka bir noktaya çekmeye çalışan canlılar.
güncel Önemli Başlıklar