bugün

yazının her türlü alanında eseri bulunan usta kalemşör. hep sarkastik bulurum tarzını. zira hep durumumuzun boktanlığını fevkalade gerçekçi bir marjinaliteyle açıklayıp bunalım yaratsa da yazılarını hep "enseyi karartmayın" diye bitirir. bir de hep 15-20 yıl önce yazdığı yazıları koyar köşesine. "hep aynısın yurdum, biraz değiş" demek ister herhalde.
ölümünün 7. yıldönümünde saygı ile anıyoruz.

https://www.milliyet.com....n-altani-aniyoruz-6845680
bütün çocukları fetöcü.
Bugün ki birgün gazetesinde ayşenur arslan' ın çetin altan' ın nasıl sosyalistlikten liberalliğe geçtiğini anlattığı köşe yazısı;
http://www.birgun.net/hab...gi-cetin-altan-93482.html
memlekete çok zarar vermiş en büyük yalan yazıcılarındandı.
Yazıları bir efsaneydi. Baba erenler, bektaşiler, cellatlar, boa yılanları, eskide kalmış küçük ayrıntılar.

Allah rahmet eylesin. Unutulmaz bir yazardı.

https://populerkulturcopl...0/seytann-gor-dedigi.html
yakınlarda rahmete kavuşmuş yazar.
"Büyük Gözaltı"ndaki "küçük bahçe"sinde, yudumladığı "viski"ye zehir de katsalar, "Bir Avuç Gökyüzü"nü seyrederek, enseyi karartmayandı.
acısını paylaşıyoruz.
Ayrıca hayran olunacak bir adammış. Hukuk okuyup, kendisini yazıya verip gazeteci oluşu, doğal olarak hapse girişi(düşünce özgürlüğümüz),
huzurla yatsın.
Paşa torunu, Galatasaray Lisesi'nin Nallı Böcek'i, istanbul Hukuk'un iyi öğrencisi ve hiç hukukçuluk yapmayanı, gazeteciliğin haşarı evladı, Türkiye parlamentolarının bugüne kadar gördüğü en aykırı vekili, türkiye mahpushanelerinin bir avuç gökyüzü'sü, türk dilinin en kıvrak kalemi, insanlığın ortak gül bahçesine bir değil binlerce gül dikeni, hayatın hep katanı ve güzelleştireni, güncelin prangasını her gün kırabileni, edebiyat dendi mi adı yeter'i... Çetin Altan. Güle güle git... Senle, Dünya gözüyle tanışıp iki söz edemedim ya, ona yanarım.
Hayal ettiği ülkeyi torunlarına bırakamadan yeryüzünden göçüp gitmiş, güzel çocuklar yetiştirmiş aydın gazeteci. Allah rahmet eylesin. Bu da son yazısı,

http://m.radikal.com.tr/t...m-ulke-bu-degildi-1457090
Ülkemizin; ilerici düşünen ve bu uğurda da çok çileler çeken usta kalemlerindendir. göç etti "Soluk Mavi Nokta"dan. Güzel yürekli cesur insanların ölmediği bir dünya kurgusu daha güzel olabilirdi. En güzel Türkiye tasvirini de o yapmıştır aynı zamanda:

Gazeteci: "Bugün dönüp baktığınızda 'Keşke başka bir ülkede doğsaymışım.' der misiniz?"

-Derim tabii. Aklı başındaki herkes de der ama Türkiye’den vazgeçemiyoruz... insan doğup yaşadığı yere âşık oluyor bir şekilde, yanlış bir aşk gibi, tarif ettiğinde âşık olacağın kadın o değil ama onu seviyorsun... Ne yapacaksın?..
daha bir hafta önce mina urganın kitabında adını duyup ön yargıya kapıldığım adam. mina urganın eskiden bizdendi şimdi döndü dediği adam hatta şöyle bir entry girmiştim

(bkz: bir dinozorun anıları/#29796213)

kitapta geçen bölüm şöyle

--spoiler--
Çetin Altan’ı Kanal 7’de programa çağırırlar; şiir okuması meşhurdur ya, programın sonunda şiir okuması istenir. Çetin Altan’da kurt tabii, madem öyle Necip Fazıl’dan birşeyler okuyayım bari der; programdaki tipler de “Çetin abi jest yaptı” diye keyiflenirler.
Gelgelelim, Çetin Altan, kadın bacakları şiirini okur!
Şiir de şöyledir;
Her kadının bastığı yerde sanki kalbim var
Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden

Bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,

Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın.

Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü

Kadınlar!Onlar varken konuşmayınız sakın.

ince sütunlardaki ilahi güzelliğe

Bacakların ruhudur şekil veren diyorum

Bacakları bir kalın örtüde saklı diye

Mermerde kalbi çarpan Venüs’ü sevmiyorum

Ömrümüzün geçtiği yolda, bana sorsalar

Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.

Boynuma doladığım güzel putu görseler.

insanlar öğrenirdi neye tapacağını

Kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler

isa’nın eli diye bir kadın bacağını

Tabi ilk dizeleri duyunca suratlar morun tonları arasında gidip gelir, araya hemen müzik kapaklar, Altan okudukça sesi de dibe dayarlar. Lakin, rakı ve sigara ile pişmiş Çetin Altan’ın ses telleriyle sidik yarıştırmak kolay değildir; Çetin Altan’da yükseltir sesini.
--spoiler--
oh sonunda bi tane liboş gitti.good bye bro.
Adnan Menderes dönemini en iyi yazan gazeteciydi.
enseyi karartmayın diyerek daima umut eden büyük yazar.

tarihte sosyalist bir partiden seçilen ilk milletvekili oldu onda da rahat bırakmadılar tabii.

vefatına üzüldüm.
akp ve cemaat ile işbirliği yapıp orduya, ulusalcı aydınlarımıza her türlü iftirayı atmaktan çekinmeyen iki evlat yetiştirmiş gazeteci yazar yine de allah rahmet eylesin ölmüş evlatları ile düşünceleri ortak mıydı bilemiyorum bilenler zaten yazar.

(bkz: mehmet altan)
(bkz: ahmet altan)
Allah rahmet eylesin, "enseyi karartmayın".
vefat etmiştir.
halk diline enseyi karartmayın deyimini kazandırmıştır.

allah rahmet eylesin. iyi adamdı, sıkı entelektüeldi.
orhan pamuk'un kara kitap romanındaki gazeteci celal salik karakterine ilham kaynağı olmuş gazeteciydi. allah rahmet eylesin.
bugün 88 yaşında vefat etmiştir.

http://www.hurriyet.com.t...ayatini-kaybetti-40004551
günaydın gazetesinde tek parmağıyla daktilo yazan yazardır. gazetede hademe sanmıştım. bomboş masada tek parmağıyla taktilo parmaklıyordu. ergun köknarıda müdür sanmıştım. nehar tüblegi yazar sanmıştım. yazgülü erdoğanı sayfa sekreteri sanmıştım. ugur cebeciyi fotografçı sanmıştım. birden ortalıga çıkıp sonra kaybolan adamdı ugur cebeci.

ordaki çalışanlar beni ofisboy sanmışlardı.

günaydın gazetesi ozamanlar son demlerini yaşıyordu. pikajerler sokaktaki ayakkabı boyacının çok para kazandığını görünce (boyacı paraları sayarken onlarda saymayı tekrarlıyorlardı.) iş bırakma eylemi gerçekleşti. çetin altan yukardakiler okumuş aşagıdakiler okumamış bu yüzden işi bırakmışlar demişti. bu olaydan sonra bilgisayar sistemine geçiş oldu . bilinçli bir gazete olsaydı şu an haladaha iş yapıyor olacaktı. gazetenin bulunduğu binayı otoparka çevirmişler. birde hürriyet gazetesinin elemanları var. aldıkları maaşlar çok yüksekti. gazete bilinçli bir manevra yapsaydı kayalıklara toslayıp batmazdı. direksiyon ellerinde kaldı.

günaydın gazetesi binası kapıda güvenlik görevlisinin olmadığı sorup sorgulamayan özgür bir yerdi. şimdi bakıyorum her yerde güvenlik görevlisi var.
hastaneye kaldırılmış.

http://www.gazetevatan.co...aldirildi--797263-gundem/
Çetin Altan, "GERi KALMIŞLIĞI" böyle "rakamsallaştırmayı" hep sevmiştir:
http://galeri.uludagsozluk.com/r/çetin-altan-726169/

Biz de bu, "geriyiz geri" psikolojisiyle büyüdük...
Kötü bir psikoloji.
Kendimize KÖTÜ VE GERi OLDUĞUMUZU SÖYLEMEK, bizi daha iyi olmaya motive ediyor mu?
BENCE ETMiYOR!
Kendi kendisine "ruhsal" eziyet ederek adam olmuş insan da millet de yok. Yazık biz o eziyetle - moralsiz yaşadık!
güncel Önemli Başlıklar