bugün

türklerin her ırka " haaaaa onlarda türk ya" diyen insanından daha normal insandır.
etnik kökenini belirtmekten çekinmeyen insandır.
bundan daha doğal ne var acaba?
soyunu en fazla dedesine kadar bilen insanlara dert olmuştur.
belli bir amaç gütmeyen, istemeden yaptığımız hal ve harekettir. Lakin etrafta başka bir Çerkes bulduğumuzda laf lafı açar, kimse bunun önüne geçemez, susmak mümkün değildir.
(bkz: so what)
Elçin sangu

Hadise

Gülse birsel *

irem suck

Gupse denen kemcuk ağızlı gibi ünlülerdir.

Bu nasıl bir aşağılık kompleksi diye sordurur.
(bkz: gibicibicis0)

Ne vardı canım.
Belirtmezsek çatlarız. Tamam bu yaptığımız bir miktar kibir ama şimdi çok haklıyız be... düğünde, cenazede, bayramda, kalabalık her ortamda o muhteşem saygı kültürünü görmek mükemmel bir şey. O kültürle büyümek de güzel bir şey. 3 yaşındaki çocuk da aynı saygı içinde 90 yaşındaki amca da. Kirpiğini incitmekten korkma zarafeti diye bir şey var.

Unutmadan şunu da ekleyeyim;

ÇERKESLERDE YAZILI OLMAYAN 99 KURAL (Xabze)
1- Bir çerkesin asaleti kanında değil, ruhunda ve kültüründedir.
2- Dik ve düzgün yürümek temel kuraldır.
3- Yüksek sesle konuşmak büyük görgüsüzlüktür.
4- Beden dili ve ses tonunu doğru kullanmak genç yaşta öğretilir.
5- Kadın, eşinin hep solunda yürür.
6- Büyük küçüğüne, küçük büyüğüne doğrudan ve doğru adıyla hitap eder.
7- Hitaplarda muhatabın önemsendiği hissettirilir.
8- Mekanlara dışarıdan büyük ya da küçük girdiğinde kalkmak saygı ritüelidir.
9- Biri mekândan ayrılırken diğerlerinin ayağa kalkması büyük görgüdür.
10- Söylenmek istenen alçak gönüllülükle, kibirlenmeden söylenir.
11- Başkalarına gösterilen saygı ve nezaket resmiyet içinde eşlere de gösterilir.
12- Kadın eşi dışındaki erkeklerin her zaman sağında yürür.
13- iki erkek bir kadınla yürürse kadın ortada olur.
14- Yürüyüş haline iki kişiden yaşlı olan sağda genç olan solda yürür.
15- Genç erkek yaşlı erkeğin her zaman yarım adım gerisinde yürür.
16- Üç erkek birlikte yürürse yaşlı ortada, orta yaşlı solda genç sağdadır
17- Baba çocuklarıyla yürüyorsa, kız çocuklar sağında erkek çocuklar solundadır.
18- Bir çerkesin kurduğu liderlik, ruh enerjisinde ve vücut dilini iyi kullanmasındadır.
19- Selam verme önceliği her zaman küçüktedir.
20- El sıkma, hal hatır sorma önceliği büyüğündür.
21- Geleneklerde öpüşme ve el öpme asla yoktur.
22- El sıkışılırken büyüklerden başlanır.
23- El kuvvetlice değil, içtenlikle yavaş sıkılır.
24- El sıkılırken kişinin gözlerinin içine sıcak şekilde bakılır ve sağ el uzatılır.
25- Tokalaşma sırasında göz teması kurmamak ve ciddiyetsizlik büyük görgüsüzlüktür.
26- Seyrek görüşülen dostlarla tokalaşırken sağ el bırakılmadan kalp kalbe bir kez getirilir.
27- Yaş farkı büyük olan iki kişi tokalaşırsa, küçük büyüğün sağ elini iki eliyle tutar.
28- Yaş farkı büyük olanla karşılaşıldığında tokalaşmadan önce hafifçe öne eğilmek şart.
29- Selamlaşmada kadın ve erkek akraba ya da çok yakın dost ise kucaklaşabilir.
30- Yaşlılar isterse küçüklerin alınlarının üst ortasından öpebilir.
31- Yaşlı bir kadın veya erkek oturan grubun önünden geçerse, oturanlar ayağa kalkar.
32- Her zaman selamı erkek verir, el uzatmayı kadın yapar.
33- Genel yerlerde oturan, selamı başı ile alır ve hafifçe kalkıyormuş gibi yapar.
34- Uzaktaki kişiye selam, sağ elin içi baş hizasına kadar kaldırılarak yapılır.
35- Mağrur olmadan hürmet ettirmek, zaaf göstermeden adil olmak esastır.
36- Teklifsizlik ve sabırsızlık büyük saygısızlıktır.
37- Şiddet göstermeden kumanda etmek çok önemlidir.
38- Büyük aile topluluğu ( Sülale-soy ) içinde her birey yakın akraba sayılır
39- Her sülalenin (soyun) kendine özgü bir arması vardır
40- Aynı sülale içinde evlilik bağı kurulamaz.
41- Aynı sülale içinde bir bireye yapılan saygısızlık sülaleye yapılmış sayılır.
42- Geleneklerde dilencilik yoktur, sürgünlerde bile bu tavırlarından ödün verilmemiştir.
43- Hiçbir şart altında kimseden bir şey talep edilmez.
44- Geniş ailede yaş olarak en büyük olan kadın veya erkek en büyük saygıyı görür.
45- Yaşı ne olursa olsun zekâsı, bilgisi, sosyal becerisi yüksek olan ailenin gizli lideridir.
46- Ailenin lider bazen evin çocuğu, hanımı veya bazen amca olabilir.
47- Aile sorunları çocukların yanında asla tartışılmaz,
48- Tartışmalar mutlaka sohbet havasında ve uygun zamanda yapılır
49- Bir ailede anne asla öne çıkmadan en önde olduğunu hissettirme becerisi gösterir.
50- Anne erkeğinin egemen imajını zedelemeden onu yöneltip yönlendirir.
51- Anne tutumlu, titiz düzenli ve görevlerini eksiksiz yapar
52- Anne kocasının akrabalarıyla iyi geçinir.
53- Çerkes kültüründe evin sahibi annedir buna ’Tıbısım’ denir .
54- Kadın evlendikten sonrada kendi soy ismini taşımaya devam eder.
55- Koca eşine soyunun adıyla hitap eder.
56- Gelin kocasının annesine guaşe yani prenses diye hitap eder.
57- Babanın eşine ve çocuklarına olan sevgisini dışarıda göstermesi görgüsüzlüktür.
58- Baba dışarıdan bakıldığında eşi ve çocuklarıyla ilişkilerinde resmi olmak zorundadır.
59- Çocuklar hantallaşmasın diye doyuncaya kadar yedirilmez.
60- Çocuklar dik ve düzgün yürümesi için sert ve düz yatakta yatırılır.
61- Çocuklar anne bağımlılığından kurtulunca 15-20 yaşına kadar eğitici ailelere verilir.
62- Eğitici aileler okuma yazma, saygı, iletişim, ata binmeyi, ve silah kullanmayı öğretir.
63- Bu aileler selamlaşma, yemek adabı komşuluk ilişkileri ve misafirlik adabını aşılar.
64- Çocuklara hak etmediği sürece her arzusunu yerine getirmez
65- Özgüvenin gelişmesi için mümkün olduğunca az eleştirilir.
66- Eğitici aile annesi, çocuğa her zaman bir prens gibi davranır
67- Eğitici aile çocuğa kişisel nitelikler kazandırdığı ölçüde toplumda saygı görür.
68- Çerkes kızları aile sorumluluklarını bilerek delikanlılarla arkadaşlık edebilir.
69- Kızlar kılık kıyafet konusunda herhangi bir taassubun etkisi altına girmezler.
70- Çerkes kadınlarının kendilerine özgü bir baş örtüsü modeli vardır.
71- Boyun bölgesi ile saçların önemli bölümü açıkta kalan bir modelde baş örtüsü takar.
72- Çerkes kızları, komşu evi kendi evi gibi kabul eder
73- Komşularına gelen misafire hizmet etmeyi onur sayar.
74- Gelen misafire "aç mısınız?" diye sorulmaz,yemek vakti beklenmeden sofra kurulur.
75- Misafirin kirli giysilerinin yıkanıp ütülenmesi evin hanımının görevidir.
76- Misafir yatacaksa sakız gibi perdeli bir odada kar gibi çarşaflı yatak hazırlanır.
77- Genç kız kendisine evlenme teklifi edeni reddedecekse onur kırmadan reddeder.
78- Evli kadınlar yaş farkı gözetilmeksizin statü olarak bekar kızlardan üstün tutulur.
79- Çerkes kızlarını bekarlıklarında babasının ve ağabeylerinin korumasına gerek yoktur.
80- Toplumda tek eşlilik esastır. Mirasta kadın erkek eşittir.
81- Çerkeslerde ölen kocanın ardından ağlamak ayıp sayılır.
82- Kadın eşini seçmekte özgürdür ve genç yaşta evlendirilemez.
83- Ahlaki ve kültürel değerlerle barışık her kız, özgürdür ve altın üzengili atlara binerler.
84- Yolculuklarda yemek yenecekse kadına hizmet ettirilmez, işleri erkekler yapar.
85- Savaşlarda şehit düşenlerin dul eşleri için köyün en iyi evleri zenginlerce bağışlanır.
86- Çerkes evleri, köylerde yeşillikler arasında beyaz renkli ve zariftir.
87- Evlerinde bahçe avlularından komşular birbirlerini görebilir.Yüksek duvarlar yoktur.
88- Sofraya büyükten önce oturulmaz büyükten önce kalkınmaz.
89- Candan önce onur gelir ve esaret asla kabul edilmez.
90- Hapishane kavramı yoktur. En büyük ceza çerkes toplumundan dışlanmaktır.
91- Çerkes müziklerinin ilham kaynağı atların nal sesleri ve kalp ritmidir.
92- Çerkesler öz kültürlerini islamiyetle özgün şekilde harmanlayarak araplaşmamıştır.
93- Kafkasya'da evlenecek gencin sınırı aşıp Ruslardan bir at çalıp getirmesi yiğitlik sayılır.
94- Puşkin çerkesleri ‘Tavır itibariyle demokrat,fakat kalpleri aristokrattır’ diye tanımlar.
95- Tolstoy: "Çerkesler, temiz denizlerde yaşayan deniz kestanesi gibidir. Gidip üzerine basmadıkça dikenleri ayağınıza batmaz."der.
96- Bir çerkes için ağızdan çıkan söz, namludan çıkan kurşun gibidir.
97- Çerkesler 300 yıl Ruslarla savaşmış ve nüfusunun % 75 kısmı kıyıma uğrayarak 1814-1964 yıllarında sürgüne uğramıştır.
98- Sürgün sırasında açlık, hastalık ve deniz kazaları yüzünden 400.000 kişi kaybedilmiştir.
99- Göç sırasında, Karadeniz'de yaşanan deniz kazaları yüzünden çerkesler çok uzun süre balık yememiştir.
Ben de bu güruhun içimdeyim fakat daha bir numarasını görmedim amk.

Hayır bari bunu belirtince iri memeli kızlara denk gelsek öyle bir dürüm de yok.