bugün

atalarımızın bundan asırlar önce keşfettiği fiziksel gerçek. yalnız içen kişinin içmesini bilmesi şart.
(bkz: üniversitede kızlar teklif ediyormus) gibi büyük bir mit..hatta efsane..hala inanlar vardır..mesela ben cehennem gibi sıcakta çay içmeye,içtikçe mahmut tuncer show'a cıkmıs ismail türüt e dönmeye ve tüm bunlara rağmen bu mottoya inanmaya devam ediyorum..
doğrudur.çay varolan hararet alır çünkü size daha fena bir hararet verecektir.
buzlu olması durumunda canı gonulden katılacagım hatta altına imza atacagım iddaadır.
(bkz: ice tea)
"getir de ferah ferah bi çay içelim" diyenler de var. *
"sigarasızlık baki kalır" diye devam eden atasözü.

edit: "çay harareti alır" idi başlık...
külliyen yalan bir şehir efsanesidir. buz gibi bi kola dururken çaya halt yemek düşer. tecrübeyle sabittir.
(bkz: çay harareti alır)
içilen çayın,iç mekan* ve dış mekan* arasındaki sıcaklığı dengeleyerek hararetin vız gelip tırıs gitmesini sağlamasıdır.
(bkz: o zaman bi siktir git cay koy)
(bkz: yaniyor antalya)
güvenparktaki dolmuş şoförlerinin güneşin altında çay içerek sıralarını beklediğini gördükçe insanın inanasının geldiği olay. kim bilir belki de bir türk efsanesidir.
yazın çay satışları düşen çay üreticilerinin ortaya attığı bir palavra olduğunu düğündüğüm iddia. kışın ortasında soğuk birşeyler iç için ısınsın demek gibi saçma birşey.
hem sıcak hem de rüzgarlı bir yerdeyseniz (çeşme) çay terlettiğinde, teninize rüzgar değdiğinde hararetinizi alır.
büyük türk yalanlarından biridir. yazın sıcağında, nispeten pahalı görünen soğuk meşrubatların yerine özü itibarıyla hesaplı (ucuz) olan çay zıkkımını misafirlere dayatmak ve misafirlerin dırdırlanmamasını sağlayabilmek amacıyla uydurulduğu düşünülmektedir.
çay tiryakisi bir insan olarak doğruluğuna inandığım bir olaydır. her gün kupa kupa çay içerim ama su asla.
gerçeklik payı olan hadisedir.
birinin çıkıp da somut bir şekilde kanıtlayamadığı olaydır. herkes der ki vallahi öyle, billahi öyle. sen git çalış tarlanın ortasında, öğle arasında da güneşin altında çay iç. olur mu ya? soğuk, buz gibi suyun yerini tutar mı. yazarken bile içim serinledi düşün artık.
teorik olarak muhal, ampirik olarak hakikat.
(bkz: çivi çiviyi söker)
(bkz: donanı buzla ovarlar)* * *
soğuk meşrubat içecek parası olmayan züğürdün tesellisidir.

var mı öyle bedavadan serinlemek? kapıp da kaçan mı diye sorarlar adama.
x: abi araba hararet yaptı.
y: çay koyalım ozaman.
geceleri tırnak kesmek günahtır derlerdi, sebeb belli; geçmişte gaz lambasıyla aydınlanan evlerde sağa-sola sıçrayan pis tırnakların bulunma zorluğu.

ateşe işemek içinde günah derler, çükün yanmasını engellemekten başka bir nedeni var mı bilemem, ancak ben akıl edemedim.

işerken destur çek derler, tuvalette olduğunu duysunlarda haşırt diye içeri dalmasınlar diye olabilir.

tabi bir de çayın harareti alma olayı var. küçükken, küçücükken annemle her dışarı çıktığımızda " anneeee bana sarı gazoz allll " diye tutturduğumda " gazoz hararet yapar, çay iç " derdi. çayı içerdim içmesinede, madem harareti alıyor annem neden çayın yanına sürekli açık bardakta su isterdi onu bir türlü anlayamadım.

bilmem konuyla alakalı olur mu ama lise yıllarında angut bi arkadaşım vardı. herifçioğlu her kara kedi gördüğünde geriye doğru beş adım atardı. pislik değil mi? bi keresinde evlerine götürmüştük kara kediyi, beş adımlık alan olmadığından kafasını duvara çarpmıştı ibne. o günden sonra kara kediyi kucağıma aldım diye beni her gördüğünde üç kere saçını çekiyordu avuna kodum adamı.

öyle işte.
özellikle yaz aylarında harareti aldığı söylenir şayet neden hep ters etki yapar bilinmez.
"bi siktir git çay koy" da bakalım alıyor mu gerçekten denilesi yalan. yahu şu yaz sıcağında oturduğumuz yerde terlerken, fokur fokur çay nasıl alsın harareti. kahvaltıda bir bardak içince oturma organımdan bile ter akıyor zaten. bırak allanı sen yaa.
bilimsel olarak kanıtlanmıştır. gelgelelim çay harareti alır ama eşşeklik baki kalır.