bugün

Otobüs şoförünün haklı, polisin anlaşılamamış, arkadaşının ise mal olduğu durum.

Karakterleri tahlil edecek olursak;

Otobüs şoförü:
Engin tecrübesi ile proaktif bir kriminal yaklaşımla değerli eşyaların otobüste bırakılmaması gerektiğine dair gerekli mahiyette ikaz ve ihtarlarını yapmış. Aklı selim düşününce hak vereceksin ki sorumluluğu bulunmuyor. Belli bir saatte belli bir noktaya varması lazım bu yüzden arkadaşının telefonun çalınması nedeniyle otobüsün beklemesinin mantığı yok.

Arkadaşın:
Bir arkadaşla otobüs yolculuğu yapabildiğinden hareketle akıl baliğ olduğunuzu farzederek konuşuyorum lakin süzme malmış. Ben olsam o arkadaşla selamı sabahı keserim. Ulan mal otobüste telefon mu bırakılır. Bırakırsan çalarlar tabi gerizekalı.

Polis:
Herkese atar yaptığınızdan mütevellit polis olayla ilgilenmemiş zannediyorsun. Otogardaki polisin görevi bir soruşturmacı birim(karakol) gibi ifade almak kamera bakmak değil. Herhangi bir suçtan yakalanan kişiler ilgili birim gelene kadar muhafaza etmek. Aslında bu yönden polisi gereksiz meşgul etmişsiniz.

Hırsız:
Hırsızlığının gereğini yapmış görüyorsunuz anlatmaya gerek yok.

Peki yapılması gereken neydi?
Olay farkedilir farkedilmez 155 aranmalıydı. Telefondaki görevliye olayın oluş saati, yeri ve görgü tanıkları beyanlarına göre şüphelinin eşkali verilip tanık kişilerin telefon numaraları alınıp otobüs gönderilecekti. Şoföre çemkirmenin alemi yoktu.

Yapmış olduğunuz ihbar neticesi asayiş ekipleri otogar çevresinde şahsı araştırırken siz de otogar mıntıkasındaki polis karakoluna gidip ifade verecektiniz. Evet siz gidecektiniz. Taksi mi lan bu polis götürsün. Altı üstü bi telefon çalınmış otogar mıntıkasında akşama kadar kafa koptu kelle gitti kaç ceraim oluyor biliyor musun sen?

Karakola gittin. Artık çoğu karakolda bankalardaki gibi numaratör var basıp sıra fişi alıyorsun sıranı bekliyorsun. Evet senin altı üstü bir telefonun çalınmış ama emin ol senden önce müracaatta bulunan adamların kuvvetle muhtemeldir ki anasını kesip bacısını sikmişler. Boru mu Antep la bura? Türkiye’nin 4. Büyük şehri derken suç oranları da istatistiğe dahil.

Evet bekledin ve nihayet sıra sana geldi. ifadeni verdin. Otobüsteki yolculardan şahısları tarif edecek kişilerin telefon numarasını da verdin. Onların ifadesi daha sonra alınacak çünkü. işte bu nedenle otobüsü bekletmenin mantığı yoktu.

Olay artık adliyeye intikal etti. Hazırlık savcılığı olayı kayda değer bulursa mahkemeye intikal ettirecek bulmazsa takipsizlik verecek. Takipsizlik verirse gözün aydın uzun bir mahkemeler zincirinden kurtuldun. Yok mahkeme açarsa o kötü işte. Rahat bi 2-3 sene gider gelirsin. Bulunmaz da o telefon. Ama Allah’a şükür içinde bulunduğumuz milenyum çağında her türlü teknolojik bok püsüre bloke koymak imkan ve kabiliyetine haiziz.

Şimdi bu noktada tekrar otogar polisine dönelim. Bir komandoyu bile kıskandıran über süreç/sonuç mekanizmasını saniyenin 0,0000012 süresinde işleten polis olayı çok güzel özetlemiş aslında;

-çaldırmasaydın kardeşim.
çalanın hiç mi suçu yok?
Polise olan güveni sıfıra indiren polis söylemidir. Antep otogarında arkadaşımın telefonu çalındı. Adamı tarif edebiliriz diyen 2 tanede otobüsten şahit var. Ha bu arada otobüs şoförü de niye bıraktın otobüsün içinde, otobüs polisi mi bekleyecek!?! Gittiğin yerde karakola git şikayetçi ol! Bilmem ne ne ne... bir ton kafa ütüledikten sonra arkadaşımın ses tonunu yükseltmesi ve yolcuların destek çıkmasıyla polis efendi gelir. Beklentimiz halihazırda 5 dk olmamış hırsızlık olayıyla alakalı tanıkları dinlemesi, eşgalini tarif ettirmesi vs. Olan neydi biliyor musunuz? "Kardeşim sen niye telefonunu bırakıyorsun otobüste?" ,"şoför muavin demedi mi bırakma diye?", "çaldırdıysan ben ne yapabilirim?", tabii herkes otobüsten bağırıyor yahu sen polis değil misin?? Adamın cevaba bak sen "ben tek polisim, ben ne yapabilirim ki? Gittiğin şehirde şikayetçi olursun" yahu adamı tarif edelim çok uzaklaşmış olamaz yakala?bu şahitleri nasıl bulacağım? içinde kart bilgilerim kayıtlıydı polis bey!? "Çaldırmasaydın kardeşim öyleyse!"

Çok güzel değil mi yahu, polislere bak. Birde bağıra çağıra, edepsiz bir şekilde...
Ben onun derdini biliyorum. Otobüs gideceği yere geç kalırsa ceza ödeyecek, bu da bi ihtimal laf yiyecek. Yada hırsızlarla beraber. Yazıklar olsun.