bugün

Zeynep ile Kâmil

Genelde masallarda olur böyle aşk öyküleri. Ya da eski Türk filmlerinde.. Yoksul delikanlı, güzeller güzeli prensese aşık olur.. Bizimki de böyle bir öykü.. Ama gerçek! Tarihin sevgi bahçesinde yeşeren bir izdivaç…

Sürgünlere, tehditlere direnen, acıyı bal eğleyen bir aşk.. Mısır’da doğan, istanbul’da ölümsüzleşen bir yüce sevda.. Prensesimiz Züheyla Zeynep.. Yoksul delikanlımız ise Yusuf Kamil.. O zaman başlasın hikaye.. Yusuf Kamil yoksul bir ailenin çocuğuydu.. Malatya’nın Arapgir’in de doğdu ve küçük yaşta yetim kaldı.

Amcası Osman Paşa onu yanına aldı, okuttu. Zeki, becerikli, dürüst ve çalışkandı.. Bilgi ve yetenek olarak yaşıtlarından farklıydı.. 21 yaşında Divan-ı Hümayun Kalemi’ne katip oldu.. 4-5 yıl istanbul’da çalıştıktan sonra Mısır’a Vali Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın sarayına atandı.. Züheyla Zeynep.. Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın 3 kızından biriydi.. Hidiv Sarayının prensesiydi..

Duygusaldı, narindi.. Yüreği insan sevgisiyle doluydu…. Kahire’nin yoksullarına yardım eder, Herkesin dertleriyle ilgilenirdi.. Büyüdükçe güzelleşti.. isteyeni çoktu ama babası üstüne titriyor ve kızına layık ince ruhlu birini arıyordu. Kader Yusuf Kamil ile Züheyla Zeynep’i Kahire’de buluşturdu..

Katip Kamil, Hidiv Sarayında işe başladıktan sonra Vali Mehmet Ali Paşa ile tanıştı.. Kısa sürede gözüne girdi, güvenini kazandı.. Konuşması ve yazılarıyla öylesine etkiledi ki, bir süre sonra Mısır Hazinesinin katibi oldu.. Yeni görevi nedeniyle sık sık valinin yanına çıkıyor ve kızı Züheyla Zeynep’i görüyordu..

ikisi de birbirinden etkilenmişti.. Yusuf Kamil ne zaman valinin yanına çıksa, Zeynep’in yüzü kızarıyor, kalbi sanki yerinde duramıyordu… Gel zaman, git zaman Kamil, Mehmet Ali Paşa’ın evladı gibi oldu.. Sürekli rütbe atlıyordu.. 30’lu yaşlara gelince artık albaydı.. Ve bir gün Paşa çagırdı Kamil’i yanına.. “Zeynep ile birbirimize yakışıyorsunuz..Kızımı sana nikahlıyorum” dedi.

Dillere destan bir düğün yapıldı ve prenses Zeynep, yoksul delikanlı Kamil’e nikahlandı.. Ancak, sarayda bu evliliğe karşı çıkan çoktu.. Kim oluyor da bu Kamil denen sıradan bir halk çocuğu Kavalalı ailesinden kız alıyordu.. Nikah öylesine tepki almıştı ki, Sarayın huzuru kaçmıştı.. Mehmet Ali Paşa ortalık yatışsın diye Kamil’i kısa süreliğine istanbul’a gönderdi..

1845 yılıydı.. Sultan Abdülmecid, kızı Adile Sultan’ı evlendiriyordu . Kamil bizzat sultana Mehmet Ali Paşa’nın tebriklerini ve hediyelerini sunacaktı.. Sultan ile aralarında sıcak bir dostluk oluştu. Abdülmecid onu Mirimiranlık(beylerbeyi) rütbesine yükseltti. Kamil Mısır’a geri döndüğünde bütün kayınbiraderleri ile Mısır’ın ileri gelen eşraf ve devletlularını kendisine cephe almıştı..

Bir süre sonra Kamil ile Zeynep’in mutlu hayatı kabusa dönüştü… Önce Mehmet Ali Paşa, ardından yerine geçen oğlu ibrahim Paşa öldü.. Yeni vali Abbas Paşa, Kamil’e diş bileyenlerin başında geliyordu.. Koltuğa oturur oturmaz Kamil’e boşanacaksın dediler..

Direnince Asvan’a sürgüne gönderdiler.. Hastalandı, doktor istedi vermediler.. “Ya boşanacaksın, ya zindanı boylayacaksın” dediler.. Tam zindanı boylayacakken, prenses Zeynep’in gönderdiği terliği aldı Kamil.. Ve terliğin astarındaki gizli aşk mektubunu okudu.. “Hastasın, zindana girme..Seni ömrümün sonuna kadar bekleyeceğim” Kamil bu satırları okuduktan sonra gönül rahatlığıyla ve hiç tereddüt etmeden kendisine zorla uzatılan boşanma belgesini imzaladı.

Zaman su gibi aktı.. Kamil’in sürgündeki üç ayı dolmuştu.. Bir yolunu buldu ve Sultan Abdülmecid’i durumundan haberdar etti.. Çok sinirlenen sultan Abdülmecid, Mısır Valisi Abbas Paşa’ya sert bir ferman gönderdi. “Bizzat kendin Asvan’a gidip, Yusuf Kamil’i sağ salim buraya göndereceksin” Ferman padişahındı.. Sürgün bitmiş, Kamil istanbul’a dönmüştü.. Sıra prenses Zeynep’i getirmeye kalmıştı..

Yine bir yolunu buldu ve derdini sultana açtı.. Abdülmecid, Abbas Paşa’ya yine bir ferman yolladı.. “Tez elden Züheyla Zeynep hanımı istanbul’a gönder” Abbas Paşa tez elden gönderdi Prenses Zeynep’i.. Yıllar sonra Kamil ile Zeynep nihayet birbirine kavuşmuştu.. Eski evlilere ikinci kez nikah kıyıldı.. Damadın şahidi Sadrazam Reşit Paşa, gelinin şahidi ise Şeyhülislam Arif Hikmet Bey oldu.. Üsküdar’da bir yalıya yerleştiler.. Zeynep, kocasına kavuşmasının mutluluğuna tutunmuş, iyiliklerini de artırmıştı.

Nerede bir şeye ihtiyaç var, koşuyordu. Tüm bu iyiliklerin ve aşklarının arasında yaş aldılar. Ama bir çocukları olmadı işte. Onlar da hayıflanmak yerine birçok yetime ana baba oldu. Sonra Üsküdar Nuhkuyusu’nda bir arsa aldılar ve 100 yataklı bir hastane kurdular. Hastalar burada ücretsiz bir şekilde şifalarını buldu. Geri kalan her şey de en ufacık bir noktasına kadar düşünülmüştü. Göz kamaştıran bahçesi, külliyesi… Hatta külliyeyi bir de camii ile taçlandırdılar.

Hatta zamanı geldiğinde yan yana ölümsüz aşklarıyla yatacakları türbeyi bile unutmadılar… yıllar sonra bugün, Hastanenin bahçesindeki türbede Prenses Zeynep ile yoksul delikanlı Kamil yan yana yatmaktadır.. Çok insan Zeynep Kamil’i tek bir kişi sanır. Oysa bu hastane bize Zeynep hanım ile Kamil beyden kalan bir hatıradır.. 1862’de kurulmuş bu hastane, bugün bulunduğu semte de adını veren, “Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi” adıyla bildiğimiz o yer.

Mısır’da doğan, tarihin sevgi bahçesinde yeşeren ve istanbul’da ölümsüzleşen bir aşktır “Zeynep Kamil Aşkı” Onlar 19’ncu yüzyılın “Ferhat ile Şirin’idir.. ..Ve bu aşk hikâyesi efsane değil, gerçektir.. 1,5 milyona yakın doğum ’un gerçekleştiği Zeynep Kamil Çocuk Doğum Hastanesinde doğan, Barış Manço, Bülent Ersoy, Burcu Esmersoy, Zara, Nadide Sultan ve Murathan Mungan gibi, meşhur olmuş çok sayıda siyasetçi, sanatçı ve sporcu bulunuyor.

Üsküdar’ın Zeynep Kâmil semtine adını veren Zeynep Kâmil Çocuk Hastanesinde, yüzyılı aşkın bir süreden buyana dünyaya gelen tüm kız bebeklerin göbek bağları Zeynep, erkek bebeklerin göbek bağları ise Kâmil adıyla kesiliyor…

Alıntı
istanbul'da hala yaşayan mahallelerden biridir. insanların birbirini tanıdığı, camdan cama 'horeeey rıza ağbi' şeklindeki nidaların duyulabileceği, ilginç şekilde her apartmanda 2-3 evcil hayvan beslendiği, kapısının önünde içip deli gönüüüül diye bağıran adama 'sabaha kadar seni mi dinliycez pezevenk' şeklinde çıkış yaptıktan sonra tanıdık olduğunu anlayınca aşağı inip ona eşlik eden sevimli insanların yaşadığı mahalledir. Ses asla eksik olmaz.Ramazan'da insanlar sahura kadar sokaklardadır.Kısacası çocukların hala sokaklarda oynayabildiği bir yer.Mahallenin aşağısında çingenelerin çokça yaşadığı Selamsız mahallesi bulunur. Haftada 2 3 gün bu mahalleden gelen akordeonlu çocukları da görmek mümkündür.
Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa devrilince çok sevdiği kızı ile damadı arasına da ayrılık girer.

istanbul'a girişi yasaklanan damat, sürgün hayatı yaşarken, valinin kızı neredeyse her gün kapısını aşındırır, Osmanlı Sarayı'nın...

Kocasının affedilmesini ve istanbul'a gelmesine izin verilerek eskisi gibi mutlu bir yaşam sürmelerini isteyen kadının bu dileği kabul edilir sonunda...

Uzun bir aradan sonra kavuşan iki sevgilinin hiç çocukları olmaz...

Ama onlar, günümüzde çocuk sesleri arasında yatıyorlar!..

Mehmet Ali Paşa'nın kızı Zeynep hanım ile Kamil bey bir çocuk hastahanesi kurarlar.

Hastanenin bahçesindeki türbede yan yana yatan iki sevgili sayesinde de aşk, istanbul'un bir semtine ad olur: Zeynepkamil!

Sunay Akın
artık farklı bir isim verilmesi lazım dediğim yer.Zira hangi hastane bukadar doğurtma oranına sahiptirki.
istanbul'da doğan canlıların %65 i bu adı taşıyan doğum hastanesinde doğmuştur. Şayet her doğan çocukdan bir bonus sevap kazandıkları düşülürse .... . Kaldığımız yurda yakın olduğundanmıdır nedir sürekli kendimi oraya ait hissederim. Boş zamanlarımda gider önünde bekle içerden hızla çıkanlara - Kan lazımmı abi ? diye sorduğum hastanenin bulunduğu semt. Aynı zamanda acaip delikanlıları ve aynı ismi taşıyan okul'da bu semttedir.
Mısır'a çalışmaya giden ve orada katiplik yapan Kamil Bey, Kavalalı ailesinden Zeynep Sultan'a aşık olur. Karşılık bulan bu sevgi evlilik ile sonuçlanır. Evlenirler evlenmesine ama Osmanlı ile zıtlaşan aile, çifti birbirlerinden ayırır. Uzun bir ayrılıktan sonra istanbul'da tekrar bir araya gelen çift, istanbul'u hayır eserleri ile donatırlar. işte Zeynep Hanım ve Kamil Bey'in yaptırdıkları Zeynep Kamil Hastanesi. Bugün de, Osmanlı Devletinde çiftlerin birbirlerine olan derin muhabbetini anlatırcasına bu hastanenin bahcesinde beraberce yatmaktadırlar. *
üsküdarın bir mahallesi. orta direk insanlar oturur.
güncel Önemli Başlıklar