bugün

güzel bir haruki murakami kitabı. gerçeklik ve düşler arasında gidip gelmiş.
(bkz: toru)
haşlanmış harikalar diyarı ve dünyanın sonu okurken, gerçekten ihtiyacım olduğu dönemlerde beni, birkaç saatliğine de olsa, yaşadığım dünyanın dışına çıkarabilmiş hatta içine aldığı dünyadan başka bir dünyaya geçirmeyi becerebilmiş haruki murakami nin henüz başlamış olduğum kitabıdır. yer yer uzun ve gereksiz betimleriyle beni kendinden soğutmakta şu sıralar ama belki daha sonra işimize yarar diyerekten beynime soktuğu alakasız bilgileri şimdilik almaya devam edeceğim. yazar, 200 sayfa okumama rağmen henüz haşlanmış harikalar diyarı ve dünyanın sonu'ndaki gibi müzik dinletmeye başlamadı. halbuki çok eğlence ve anlam katıyordu hikayeye. neyse efendim kitap hakkındaki görüşlerimi kitabı bitirdikten sonra ayrıntılı olarak paylaşacağım. o zamana kadar beni bekleyin anacığım. byeeee
"Size japonya'da yaşadığımızı hatırlatırım: normal, demokratik bir ülkede, bir muz cumhuriyetinde değil. Bir politikacı ne kadar etki sahibi olursa olsun, gene de bir gazeteciyi öyle kolay kolay susturamaz. Fazlasıyla tehlikeli bir şey bu, ayrıca susturduğunu varsaysak bile, bu tür yöntemlerin kullanılması er geç, istenenin tam tersi sonuç doğuracak bir öfke yaratır ve bu da, toplumun dikkatini, eninde sonunda gizlenmek istenen şeyin üstüne çeker."

Haruki Murakami
Üstüne kavabata'dan Dağın sesini okudunuz mu güzel olur. Ama kavabata'nın o durgun ve bir o kadar dolu anlatımı murakami'nin bir tık üzerine geçecek sizin için.