bugün

demek ki gerçekçi filmler çekiyordur.
zeki demirkubuz iç dünyasında kadınlarla alakalı neler yaşamışsa artık, dedirten yerdir.
sözlükte yer alan bazı saygıdeğer arkadaşların mümkünse recep ivedik dışındaki filmleri ve onların yönetmenlerini eleştirmemeleri gerektiğini göstermiştir.
kadınlar hakkında belirgin ve köşeli yani dramatik bir yapıya sahip olduğu için izleyiciye kadının kendi kendini metalaştırmasını seyrettirir. nasıl açık kapı ile erkeği betimlemesi var ise kapalı kapılar ardında ise genelde filmlerinde kadınların olumsuz planlarını gösterir. işte zeki demirkubuz böyledir. kadına değer vermez bir sinema anlayışı vardır.

edit: eksileyen arkadaşa bu arada ben çekmiyorum filmi. bilin.
demirkubuz filmlerindeki kadın karakterlerin 'femme fatale' olup olmadıklarını ile ilgili tartışmaları hatırlatan başlıktır. yönetmen, filmlerini genelde çilekeş, zayıf ve güçsüz bir erkek karakterinden gözünden anlattığı için, kadınlardan yediği darbelerin de altı çizilmektedir. örneğin masumiyet'te derya alabora'nın canlandırdığı uğur'un aslında ne yusuf'a, ne de bekir'e bir zararı vardır. kendi kararlarını veren, sonuçlarına katlanarak o kararlarla yaşamayı kabullenen, güçlü bir kadındır. ister şeytani, ister kahpe (ki haklı olunan noktalar var) ya da ister güçlü olarak tanımlansın, bu kadınlar, en azından bir stereotipi yıkmaktadırlar. 'ben bilmem eşim bilir' mentalitesini yansıtmayan ve sadece bu sebepten dolayı bile türk sinemasında önemli bir yere sahiptirler.
Geçenlerde kocaeli üniversitesinde düzenlenen bir söyleşide bu konu hakkında konuşmuştur.

--spoiler--
"Aldatmayan kadından bir hikaye olmuyor.
Erkek aldatırsa çok büyük bir trajedi olmuyor. Kadın aldattığı zaman erkeğin halini görün, işte benim filmlerden veya çevrenizden. O baya böyle sorgulayıcı, insanı olmayan kanallara götürebiliyor. Onun etkisini de biraz değerlendirebiliyorum"
--spoiler--

http://m.radikal.com.tr/k...an-hikaye-olmuyor-1522914
Kadın haklı veya haksız değildir. Toplumsal gerçeklerin kadının bilincaltında oluşturduğu benliğin ifade biçimini sergilerler.
yeri nerede olursa olsun gerçeği yansıtmaktadır. çoğu filmlerinde erkek de kadından pek geri kalmamakta fakat bahsedildiği gibi sadakatsizlik dendiğinde kadınlar daha çok ilgi uyandırmakta, dikkat çekmektedir.

bunun nedeni kadın erkek eşitsizliğinden ya da çifte standart göstermekle alakalı değil, tamamen yaradılışla alakalı bir şey. bir aile yaşantısında kadın için sadakat nasıl erkeğe göre daha yakışık kalıyorsa, sadakatsizliği de o kadar dikkat çekiyor. yönetmen karaktere bir de şeytani özellikler eklediğinde tadından yenmez oluyor. işte al sana kadın diyor.