bugün

bilimsel araştırma konusu olmakla birlikte daha ziyade zazaları ilgilendiren bir konudur.
(edit: sonunda bana da oldu! başlık başıma kalmış.)
Ne kadar Türk değillerse o kadar da Kürt değillerdir.
zazalar kürt değildir.
(bkz: türkiye deki 20 milyon zaza)

coming soon.
(bkz: zaza/#6202289)
zazalar kürtleşmiş ermenilerdir. bu yüzden diğer kürtlerden bir nebze daha güzeldir tipleri.

(bkz: mahsun kırmızıgül)
kürt değildir kardeşim. değilim! ve şunu diyeyim hazar gölü kıyısından gelen bir ırk nasıl oluyorda kürt oluyor veyahut tamamen başka bir saçmalık bunu da ilk kez duyuyorum ermeni. eğer ki bir ırk veyahut bir ırk'a ait bir kolsa bu Türklükten başka birşey değildir. bir zaza olarak diyorum ki nasıl ki Türkler hazar gölü kıyılarından anadolu'ya geldi bizimde aynısı nasıl oluyorda ırkımız Türklük dışına çıkıyor hala anlamış değilim!...
(bkz: otu boku sorunsal etme sorunsalı)
şeyh sait isyanının önderinin zaza olduğu millet bunu kürtlük adına yapıyorum diyorsa kusura bakılmasın buz gibi kürttür.

(bkz: şeyh sait isyanı)
(bkz: dersim isyanı)
ikisininde önderi zazadır.

fikir belirtmek açısından alacağımız kıstas yukarıdakiler olmalıdır.
bu topraklarda yaşayan diğer etnik gruplar gibi bu ülkenin evlatlarıdırlar.

(bkz: ırkçılık sorunsalı)
italyanlar ne kadar fransızsa zazalarda o kadar kürttür.
(bkz: anan zazaaa xD)
(bkz: her kuşu tuttun bir leylek kaldı)*
zazaların tüm kültür özellikleri,dil yapısı,diğer tüm argümanları kurmanci lehçe kullanan kürtlerden tek farkları vardır.aynı kökene sahip kelimeleri söyleyiş tarzları.zaza kürtleri
tarihte kurdukları devletler ve edebiyata verdikleri eserlerle bu sorunsal denen sorun oluşturma çabalarına güzel bir cevaptır.
"zazaların kürt olmadığı"
söylemi cumhuriyet tarihiyle hemen hemen yaşıttır.kürtleri asimile etmek için tüm çabaları deneyen "sistem" böl-parçala-yut taktiğini bu konuda da gösterdi. 2.hitler zamanın da bu zıvanıdan çıkmış teoriler daha bir sistematik şekilde işletilmeye çalışılıyor.
--spoiler--
kürt tarihi (13) zazalar
09 ekim 2010 cumartesi 23:07
fktyasar@mail.com
med i̇mparatorluğunun mirasına konan pars /persler tüm anadolu’ya hakim olduktan sonra doğuda hindi kuş dağları, batıda afrika’nın kuzey kıyıları, kuzeyde ise kafkaslara kadar hakimiyet sağladılar.

ancak, m.ö.331 yılında büyük i̇skender pers imparatorluğunun iktidarına son verince pers saltanatı yıkıldı ve bu geniş alanda bulunan kavimler roma’ya bağlı -ama nispeten- özerk yaşama kavuştular.

iskender babil’de yakalandığı hastalıktan ölünce yerine komutan selefkus geçti.

iskender’den sonra yönetimi devralan selefkus (selefkeliler / rum selçukluları) med yönetim tarzını benimseyerek bölgeyi yönetir.

selefkus ölünce oğlu antokios kral olur ve antakya şehrini yaptırarak başkenti babil’den antakya’ya taşır. başkentin akdeniz kıyısına taşınması devletin bölgeler üzerindeki etkinliğini azaltır ve meydana gelen otorite boşluğu yer yer isyanların çıkmasına sebep olur. (m.ö.255)

bu isyanlar sonrasında mezopotamya’da pek çok aşiret bağımsızlığını ilan ederek krallığını kurdu..

bu krallıklardan bazıları:
1-sophene - zaza krallığı,
2-koma gene (koma geli)
3-kordu ene krallığı (kurtiler)
4-ad-ya-bene krallığı (a.mezopotamya yahudi kürtler krallığı m.ö.1.yy.)

romanın doğu sınırında yaşayan partlar, mezopotamya’da küçük krallıkların ortaya çıkması üzerine bölgeyi işgal ederek krallıkları vergiye bağladılar.

m.ö.164 yılında partların zayıflamasıyla romalı kumandan pompeus bölgeyi tekrar roma topraklarına katar.

m.ö.100 yıllarına gelindiğinde part kralı mühürdüd ermenilerle birleşerek elde ettiği güç ile kuzey mezopotamya’yı tekrar romalılardan geri alır ve bölgeyi ermeni egemenliğine bırakır.

strabon bu dönemle ilgili şöyle der;” ermenilerin hakimiyetindeki kürtler, sanat, mimarlık ve fen dallarında çok ünlenmiş ve kral dikran / tigran bu yüzden kürtlere çok önem vermişti…”

romalı kumandan lukulus kaybedilen toprakları geri almak için ermenilerin üstüne yürüyerek kral dikran’ı devirir, ermeni ve part egemenliğine son verdikten sonra sophene krallığı ve diğer küçük krallıklara da özerkliklerini geri verir.(m.ö.70-60)

dr. asad khailany sophene (zaza) krallığı hakkında şöyle der:

” sophene krallığı dicle ve fırat nehirlerinin arasından kurulmuş bir krallıktır. ermenistan krallığının güneybatısında olan sophene krallığı birçok kere perslerin, ermenilerin ve romalıların hâkimiyetine girmiştir.
sophene krallığı, zaza kürtlerinin coğrafik yerleşim yeriyle kesişmektedir. bu krallığın zaza kürtleri tarafından kurulmuş olduğu tarihçiler tarafından söylenmektedir.
bu krallıkla ilgili ilk bilgiler; m.ö 201 yılında büyük antiochus’un kuzey mezopotamya’yı fethiyle ortaya çıkar.

antiochus, generallerinden zariadesi sophene valisi olarak atar.

ancak antiochus’un romalılara karşı m.ö 201 yılında yenildiği magnesia (manisa) savaşında, general artaxias ve sophene valisi zariades ayaklanırlar.

bu ayaklanma sonrası artaxias büyük ermenistan’ı, zariadres de sophene krallığını bağımsız olarak yönetmeye başladılar.

kral zariades’in yaptıklarına bakıldığında zaza kürdü olduğu izlenimi vermektedir.

zariades (zareh) kelimesi de kürtçeden kaynaklanıyor. zar kelimesi kürtçe ve zazaca “sarı” demektir…”

yabancı akademisyenler “a” harfini “e” , “ia” yı da “ya” gibi okurlar. yani zariades “zer-ya-des “ gibi telaffuz edilmelidir. akademik çalışma yürüten batılıların dillerindeki fonetik farklılıklar bize ait isimlere yansıyınca farklı telaffuzlara neden olmaktadır.

“..sophene (şupan, supani) krallığı, bir asır sonra m.ö. 95’te büyük ermenistan kralı olan ii. tigran tarafından devrildi. o tarihe dek bağımsız olan sophene ilhak edildi ve ermenistan’a bağlandı. ermenicede tsophk adıyla bilinen sophene krallığı bugünkü elazığ-dersim bölgesine tekabül ediyor.

o dönemde sophene kralı artanesdi . artanes, zariades’in soyundandı. (plutarch, lucullus, bölüm xxi), (strabon xi. 532)
kaynak: bydigi forum http://www.bydigi.net/showthread.php?p=1726911bazı kaynaklara göre urartu kralı menua’nın bölgedeki fetihlerini anlatan bagin’deki yazıtında da dersim ve elazığ yörelerine supani demektedir. bu adın sonraları sophene olarak değiştiğini görmekteyiz.

yine urartu kralı i.argistis de bazı yazılarında (kitabelerinde) zazalar’ı “zavaidi” diye belirtmiştir.

zaza kürtlerinden pers kralı darius da bahsetmektedir.
pers i̇mparatorluğunun hükümdarlığını yapan kralı i.darius, m.ö 515 yıllarında çivi yazısı ile yazdırdığı behistun yazıtlarıyla ün kazanmıştır. darius, yerden 100 metre yükseklikteki kayalıklara yazdığı behistun kitabesinde pers tarihinden bahsederken, birinci sütunda fırat nehrinin kenarında zazana adında bir bölge olduğunu yazarak dersim ve elazığ havalisini “zazana” adı ile anmaktadır.

yunanlı ksenofon’da bu bölgede (m.ö. 401 yılında), “susa” adında bir şehirden bahsetmektedir. bu şehir, zazalar tarafından kurulduğu söylenen “sophene” krallığının merkezi olarak kabul edilmektedir.
ünlü yunanlı tarihçi, felsefeci ve coğrafyacı strabon; “ roma imparatoru pompey, sophene’yi tigran’dan aldı ve nero (m.s. 54-68) onu ayrı bir krallık olarak sohaemus’a geri verdi. sophene, daha sonra ise ayrı bir krallık olarak tarih kaynaklarda gösterilmeye başlandı” der.
tarihçi büyük pliny, m.s. 2. yüzyılda anadolu ve mezopotamya cıvalarındaki ülkeler ve eyaletlerden bahsederken birçok kere sophene adını kullanmaktadır.
tarihçi prof. dr. mehrdad izadi, sophene’yi (şupani) elazığ’ın büyük subhan aşiretinden saymaktadır. bu aşiret halen mevcuttur.
ünlü suriyeli arap tarihçi, yakut i̇bn el hamavi 12. yüzyılda sophene’nin başkenti arsamosat kentinin %25’inin ermeniler, geriye kalan %70-75’inin de zaza kürtleri tarafından mesken tutulmuş olduğunu belirtmektedir.
sophene’nin başkent adının kürtçe olduğuna dair görüşler:
başkentin kürd dilindeki adı şemşat'tır.

şatır eski dilde site ya da şehir yöneticisi anlamında olup, “şat” sözcüğünden türetilmiştir. şat sözcüğünün i̇rani dillerde 'şar', 'şahr', 'şehr' gibi versiyonları da vardır. “şat” şeklinde söyleneni en eskisidir. şah sıfatı dahi bu şat kelimesinden türetilmiştir. “şem” ise şems, yani güneş (arapça) anlamında kullanılmış olup, güneş şehri anlamını taşımaktadır...”

ancak burada bir yanılgı olduğuna inanıyorum. “şem“ kürtçedeki “çem”dir. “çem” ve “şet” kürtçede ırmak ve nehir anlamında kullanılır. kentin murat nehri kıyısında olması bu ismin verilmesine sebep olmuş olabilir.

“..şemşat, elazığ’ın palu sınırları içerisinde, murat ırmağının güney kıyısındadır. palu merkez bucağa bağlı xaraba köyü'nün şupani krallığının tarihi başkenti olduğunu aynı yerdeki şemşat kalesinin varlığından biliyoruz. “

i̇smi 'örencik' olarak türkçeleştirilmiştir.

”yunanlı coğrafyacı strabon sophene’nin başkentini karkathiokerta olarak göstermektedir. bu şehrin elazığ (harput) şehrine yakın olduğu anlaşılmaktadır (xi.14.2).
20. yüzyılın ünlü tarihçilerinden marquart’a göre karkathiokerta kenti aslında argatiokerta kenti olarak düzeltilmesi gerekir. argatiokerta kenti sophene kralı zariades’in oğlu argatyas tarafından kurulmuştur.

marquart’a göre bu kentin kalıntıları dicle nehrinin kaynağı eğil veya arghana (ergani) suyu yakınlarındadır.

strabon’daki artanes, c. toumanoff’a göre, sophene kralı zariades (zareh)’in oğlu mithrobuzanes olup, doğru adı me(h)ruzan’dır.

zariades (zareh) ise bağımsız sophene’nin krallığını yapmıştır ve zaza kürdlerindendir. mehruzan ile zareh adları kürtçedeki mihrican, mîrzeban, zara ve zarê adlarıyla etimolojik olarak çok yakınlık göstermektedir…”

yabancı akademisyenlerin geneli zazaların aryan boyu olduklarını, hititler gibi güney hazar ve zagroslar’dan anadolu’ya göç ettiklerini belirtmektedirler.

hititlerle aynı yolu, aynı kaderi, aynı dili ve aynı coğrafyayı paylaşmaları aynılıklarını göstermektedir.

avesta kürtçesinin de daha çok zazaca kürtçesiyle benzerlik gösterdiği yine araştırmacılar tarafından ileri sürülmektedir.

zazaların sadece fonetik özellikleriyle değil, diğer tüm kültür öğeleriyle ari bir özellik taşıdığı genel kabul görmektedir.

bundan da anlaşılıyor ki, zazalar bir ari boyudur, yani kürtlerle aynı soydan gelmektedirler. bu sebeple yukarıda adı geçen tarihçiler zazaları kürt olarak ifade etmişlerdir.

ancak tc, 1980 sonrasında zazaları kürtlerden ayırmak amacıyla böl yönet politikası uygulamış ve zazaların kürtlerle bir ilgisi olmadığı tezini ortaya atmıştır.

resmi tarihin çürük tezlerle yok etmeye çalıştığı kürt hafızası ve moral değerleri aydınlanan gerçek kürt tarihiyle birlikte aslına dönmeye başlamıştır.

sorun, zazaların kendilerini kürt sayması ya da saymaması değil...

farklılıklara karşı gösterdiğimiz tepkidir! (devam edecek)

kaynak:
-e.xemgi̇n - kürdistan tarihi
-dr. asad khailany's - researches based on thousands of historical resources.
what the ancients referried to
--spoiler--
nasıl türkler tek tip değil ise kürtlerde tek tip değildir.

öncelikle kürt diye bir ırk yoktur. kürtler bir fars kabilesidir. -türklerde de oğuz, kıpçak, tatar vs var.-

işte kürtlerde kırmancı ve zaza diye ikiye ayrılır. tıpkı oğuzların 24'e, kırgızların 40'a ayrılması gibi.

evet zazalar kürttür. ama her kürt zaza değildir.

ilk başlarda zazaların eski bir türk kabilesi olan gurlulara yakınlığı nedeni ile onları kürtlerden çok türklüğe yakın buluyordum ama son okuduğum kaynaklar beni yukarı da yazdığıma itti.
zazalar kürttür.

edit: horasandan gelen türkmen boyları olduklarını zanneden asimile zazalar da yok değil.
almanca çok kaba fransızca zarifin modası geçti! artık kürtçe çok kaba zazaca zarif var!
zazaca duymak isteyen (bkz: metin kemal kahraman)dinleyebilir.
zazalar kürt değildir. kürt olduğunu kabul eden zazalar vardır fakat onlar kürt asimilasyonuna yenik düşmüştür. zazaların kendilerine ait dinleri inançları vardır. zazaca kürtçenin bir kırılması değildir, zerdüşlük inancının 3 bin yıllık kitabı avesta zazacadır ki, buda zaza dilinin kadim bir dil olduğunun göstergesidir. zazalar fars değildir çünkü gene avesta örneği iran tarihinin başlangıcında farklı bir halk ve farklı bir dil olarak vardır. zazalar kafkaslardan ve orta asyanın batısından anadoluya çok kadim zaman önce göçmüş bir halktır. kürtlerle içiçe yaşadıkları için dillerinde benzeşmeler olsa da zazalar kürtçe'yi anlamazlar. bunların hepsini kendimden biliyorum.
kesinlikle değildir.

adı üstünde, zazadır. gerçek zazalar yüzyıllar önce tarihe karımışlardır. anadolu yarımadasında yaşayan bir halk devlet kurmamışsa, savaşmamışsa ayakta kalamaz. yok olmaya mahkum olur.

bu yüzden ne gerçekten zazalar vardır, ne de kürtler.

ancak o bölgeye yerleşenler onların mirasına sahip çıkabilir, bu daima olmuştur.
doğu anadolu tamamen bir türk toprağıdır. osmanlı devleti buralara türkmenleri yerleştirmiştir ve bölgede türk olmayanı geçin türkmen olmayanı bulmak bile zordur.

bir kısmı kendisini tamamen korur. bir kısmı türkmenliği unutur da türk olduğunu unutmaz ve bazıları tamamen benliğini kaybedip kürt ve ya zaza olduğunu ilan edebilir.

tunceli'ye dersim diyen andavallar bunun en güzel örneğidir. tunceli'deki bu kürtleşmiş kesim türk olduklarını kabul etmezler.
zazaca ile kürtçe birbirine zerre kadar benzemez. zazaların konuşmasını kürtler, kürtlerin konuşmasını zazalar anlamazlar.
zazalar kürt olmadıklarını bilirler.
Zazalar kürt değil olamaz da. Tarihleri farklı, kültürleri farklı, dilleri farklı, giyim kuşamları farklı.
zazalar kürttür. kırmanclarla beraber türkiye'deki kürt varlığını oluştururlar.
zazalar kürttür ve kürt olduklarını kabullenemeyen bir topluluktur*. ek olarak; türk milliyetçileri zazaları peçenek vs gibi başka halklar olduğunu iddia etmezler.
bilinmeyen ayrımdır. bilinmesine gerek de yoktur.

(bkz: zaza enden)
(bkz: zaza pachulia)*
insanların kendilerini nasıl hissettikleri herşeyden önemli. ancak bir de bu konuyla ilgili yapılmış bilimsel çalışmalara bakmak lazım.