bugün

ahmet altan ın kemal kılıçdaroğlu nun vahim tablosunu ortaya seren yazısının başlığıdır.
hemen eksilemeyin okuyun ahmet ya da mehmet bunu kimin dediğinin bir önemi yok,ne denildiği daha önemli.
--spoiler--
Üstünde kuşku bulutları uçuşan bir umutla bekledi herkes.
Sonra Kılıçdaroğlu konuşmaya başladı.
Televizyon konuşmalarında ilk işaretleri verdi.
Kurultay konuşmasında da partisinin ve kendisinin ana hedefini ortaya koydu.
Söylediği basitti.
Doğrudan yoksullara hitap ediyordu:
Size biraz ekmek, biraz para verelim, siz bu sistemi değiştirmekten vazgeçin.

Baykal;ın CHP si,yoksulun ekmeğiyle, parasıyla; ilgilenmeden, yoksula bir şey vaat etmeden, ordunun ve yargının gücüyle sistemi savunmaya çalışıyordu.
Kılıçdaroğlu, özgürlüğü verilmeyecek kitlelere, esaret karşılığı; biraz ekmek sunma yüce gönüllülüğü gösteriyordu.
Kürtlere ;iş bulunacak, Et ve Balık kombinaları; açılacak, Kürtler de buna karşılık ;etnik kimliklerinden; vazgeçecekler, ben Kürdüm, Kürt olmak istiyorum, eşit olmak istiyorum, demeyeceklerdi.
Varoşlarda oturan muhafazakârlar, kendilerine bulunacak iş karşılığında kızlarının ;başörtüsünü; sorun etmekten vazgeçeceklerdi.
Anayasa değişimine aynı Baykal gibi karşı çıkılacaktı.
Kemalist sistemle halk arasındaki büyük kavga, Recep Bey itişmesine indirgenecekti.
Ergenekon savunulacak, HSYK savunulacak, ordu ve yargı vesayeti savunulacaktı.

Kemal Bey, halka ;dağıtacağı; işle parayı nereden bulacak tam bilemiyorum, ciddi bir kaynak açıklamıyor ama bu halk ;biraz ekmek, rüşvetiyle bu sistem kavgasından caymaz.

Konuşmasında ;Kürt; kelimesini bile kullanamayan Dersimli Kemal Bey, ülkenin nasıl bir mücadelenin içinde olduğunu sanırım pek fark etmiyor.
--spoiler--
http://www.taraf.com.tr/ahmet-altan/makale-zavalli-kemal-bey.htm
(bkz: taraf)
(bkz: bok atma sanatı)
kemal kılıçdaroğlu'na bir şey bulabilmek için ahmet altan'ı bile kaynak gösterecek kadar küçülmenin sadece bir örneğidir

belli ki korku var ama "korkunun ecele faydası yok" diye güzel bir sözümüz var, unutmamak gerek.
ahmet altanın nasıl basitleştiğini gösteren yazıdır. ama "insanlar gerizekalı değil, artık devriniz kapanıyor" denmeli kendisine.
konuşmayı adam gibi dinleseydi, "biraz ekmek biraz para verelim" demediğini görürdü. hele "davanızdan vazgeçin" demediğini kesin görürdü. ama adam gibi dinlemek için evvelmirde adam olmak gerekir.
velev ki "size biraz para, biraz ekmek verelim" demiş olsun. "önce ekmek sonra ahlak" lafını hatırlamanızı öneririm.
genç kemalcikleri rahatsız eden söylem.
adını bile bilmediğim başka bir taraf yazarıyla aynı düşüncelere sahip bir yazı. dün 24 kanalına bir taraf gazetesi yazarı çıktı. bunlar aynı manıkta ilerliyorlar.

(bkz: taraf ın akp basını olduğu gerçeği)
ahmet altan'ın sözlük trollerine benzeyen yazısı.
kılıçdaroğlu'nun konuşması, akp'nin söylemlerinden daha içi doludur. en azından söyledikleri ve yaptıkları ortada olan akp'nin, kurduğu/kurmaya çalıştığı bu düzenden bir bk anlayan varsa gelsin gözlerinden öpeceğim. oy derdine düşmüş akp'nin, beyaz eşya dağıtması, kadrolaşmaya hayır dememesi, liboş olması ve daha sayılacak birçok etken sebebiyle, bunlar göz önünde bulundurulursa, akp'den daha umut vaad edici bir chp ve kılıçdaroğlu var karşımızda. insanlar, değişiklik istiyor. ve kimse de buna engel olamayacak. ahmet altan, halt etmiş.
"kemal" isminin, öte demokrat kolpa muhafazakar neo sermayeci yurdum şovenlerinde yarattığı hezeyanın bir göstergesi olan köşe yazısıdır efendim.

daha çok göreceğiz bu minvalde yazılar. daha çok şahit olacağız bel altı siyasi manevralarına. çünkü bilgileri, görgüleri, dünyayı kabulleniş biçimleri bel altı vurmaktır bu arkadaşların ve tayfasının. o yüzden yok sünnet, yok aşiret, yok türk kürt, yok akraba evliliği çok zırvalar gelir geçer daha sözlük semalarından. telaş etmemek lazım.

son tahlilde, bizim millet böyledir işte. zat-ı muhteremin eşi ülkesi aleyhinde aihm'ne dava açar bunu dert etmez de kemal teyzesinin kızı ile evliymiş, o dert olur içine.

nihayetinde, dikkat etmek lazım, bu milletin aklından "kemal"leri çıkarmak zordur biraz, bu işe kalkışacaksanız da biraz destekli sallayın bari !!
yazıyı okuduğumuzda; kemal kılıçdaroğlu'nun kürt meselesini ekonomik bir soruna indirgediğini ama asıl sorunun ekonomik değil etnik kimlik olduğu, yani ya federe bir sistemle kimliklerinin tanınması ya da tam bağımsızlık istemi olduğu çıkarımı yapılabilir.

diğer bir konu ise; kemal kılıçdaroğlu'nun büyük kentlerdeki varoşlara dair ekonomik sorunlardan bahsederek yine konuyu yanlış noktadan yakaladığı. buradan da, kent varoşlarındaki muhafazakarların en önemli sorunlarının yoksulluk değil türban meselesi olduğu çıkarımı yapılabilir.

yargı konusundaki görüşlerine değinmiyorum bile.

meseleye türkiye'den değil de amerika'dan bakınca bu çıkarımların yapılması beni hiç şaşırtmıyor. ülkede kimse yoksulluktan şikayetçi değil, çünkü bunlara göre yoksulluk nasıl olsa bir torba kömür ve iki kilo pirinçle halledilebilecek bir şeydir, mübalağa etmeye gerek yoktur. doğudaki adamın terörist olmasının nedeni, yiyecek bir ekmek bile bulamaması ve kendisine ekmek vaadedenlerin peşinden körü körüne dağa çıkması değil, sadece ve sadece kürt kimliğinin tanınmasını istemesidir! kent varoşlarında aylık 800 tlye 5-6 kişilik aile geçindiren bir aile reisinin tek derdi 7 yaşındaki kızını hangi parayla okula yazdıracağı, önlüğünü, kitabını nasıl alacağı değil, o kız 17 yaşına geldiğinde türbanıyla üniversiteye girebilmesinin yollarını düşünmesidir!
--spoiler--
Kemal Bey, halka ;dağıtacağı; işle parayı nereden bulacak tam bilemiyorum, ciddi bir kaynak açıklamıyor ama bu halk ;biraz ekmek, rüşvetiyle bu sistem kavgasından caymaz.
--spoiler--
buyurmuş bir de kendileri. biraz ekmek, biraz rüşvetle fakir fukarayı etnik kimlik ve türban meselesinin peşinden sürükleyen bizzat kendisi ve uşaklığını yapmış olduğu adamların ideolojileri oysa ki, göz göre göre bu kadar saçmalamak her uşağın harcı olamaz, bu adam görevini gerçekten çok iyi yapıyor...
(bkz: zavallı taraf gazetesi)
'kemal bey'in yoksulluk edebiyatı yapan ama somut bir çözüm önermeyen, kendisi de beyaz kürt olduğu için kürt sorunundan bihaber, bol keseden para dağıtan ergenekoncuları eksiksiz sahiplenen ama üstüne bir de faşizmden bahseden söylemlerine kemaldaş medyanın yapamadığı eleştirileri ortaya koyan bir yazıdır. kemal beyci zatlar görüşleri zaten belli olan yazara çamur atacaklarına nasıl bir ekonomik programla ülkenin terör, adalet vb. bütün sorunlarını çözüp yeni bir dünya kuracaklarını açıklasınlar, içi boş sloganlardan öte kendi çözüm önerilerini ortaya koysunlar. gerçekten baykal'ın çözümsüzlüğü çözüm haline getiren dinozor partisinden farklılıkları var mı yoksa herkese sorunlarını unutturan sihirli kasket mi dağıtacaklar?

(bkz: çakma karaoğlan kemal bey)