bugün

ilk teori benden olsun.
kütlenin enerji döngüsü keşfedildiği zaman, zaman döngüsel bir zamansızlık haline dönüştürülebilir.
ama benim metafizikten ayrı düşünemediğim gerçeklik için en sağlam tezim, zamanda yapılan her türlü değişimin sadece değişimle etkileşim içinde olan varlığı etkileyebileceği, mutlak zaman üzerinde hiçbir tesiri olamayacağı yönünde.
mutlak zaman nedir. mutlak zaman platonun idealar evreni gibi bir yerdir. etkileşim faktörlerinin tümünün birbirini etki altında tutabildiği idealize edilmiş bir evren, gölgeler evreninin hemen yanıbaşında ondan bağımsız ve etkilenmeden varlığını sürdürmektedir.
aslında sonsuz evrenler paradoksunun içinde, ideal evrenle kuşatılmış olarak yaşadığımıza inanıyorum ben.
sonsuz evrenler paradoksunun izi nasıl sürülebilir.
bir eylemin, eylem olabilmesi için sınırlı algılarımızla oluşturduğumuz şartlar çatısı gerçeği görmemizi engelliyor.
aslında eylemsizlik hali olarak algıladığımız düşüncelerimiz, rüyalarımız eylemler kadar var ve gerçekler. yalnızca kütle enerji döngüsüne ya dahil değiller ya da kütle olarak ele aldığımız maddi gerçekliğin farklı bir boyutunda anti madde sürecine enerjisel olarak gerçeklik katıyorlar.
işte idealar evreninin paralelinde sonsuz griftlikle uzanan gölgeler evreni bu gölge gerçeklerimizle dolup taşıyor.
bir yol ağzına gelip, sağa gittiğimizi düşündüğümüzü ele alalım. düşünmeye başladığımız anda enerjisel bir tepkimeyle anti madde boyutunda aslında sadece düşündüğümüzü varsaydığımız yolda bizden ayrılan anti biz, yol almaya ve alternatif bir anti madde evreni var kılmaya başlıyor. bizim eylemde seçicilikle idealar evrenimizde yol aldığımız gerçek yol, aslında, zamansal algımızın kavradığı tek yol.
daha basit bir örnek varirsek;
bir insanın geçmişine yolculuk ettiğimizi düşünelim. örneğin fatih sultan mehmet le sohbet etmek istiyoruz. zamanı geriye doğru büktük ve fatih sultan mehmet le karşı karşıya geldik ve koyu bir sohbete koyulduk. sohbetin ana temasını da fatih in ölüm süreci olarak yönlendirdik ve olmaması gereken yerleri, yapamayacaklarını zihninde sivrilttik ve geleceğimizi değiştirdiğimizi umarak kendi zamanımıza geri döndük. baktık ki her şey bıraktığımız gibi; ben hiç bir şekilde geçmişi, idealar evreninde değiştirmenin mümkün olmadığına inanıyorum. çünkü idealar evreninin gölgesel bir paradoksu yok. yani kesin ve etki edilemez karmaşıklıkta, sonsuz etkenlerin kontrolünde ve tek ya da bir kaç etkenin, onun şartlarını şekillendirmesi imkansız;
neyi yanlış yaptığımızı düşünerek, kendimizce ikinci bir koşullar analizi yaparak, bu sefer fatih sultan mehmet in öldürüleceği zamanın 1 saat öncesine gittik ve onu zehirlemeye çalışan insanı öldürdük ve tekrar gerçek zamanımıza dönüş yaptık. şaşkınlık verici şekilde her şeyi tekrar aynı bulduk. anlam veremediğimiz bu değişmezlik karşısında, geçmişi taradık ve fatih in hayatının, zaman yolculuklarımızdan önceki gibi kaldığını, öldürdüğümüz adamın yine de fatih i öldürdüğünü gördük.
gördüklerimizin hayal mi yoksa gerçek mi olduğunu analiz etmek için, fatih sultan mehmet in olası katilini öldürdüğümüz ana geri döndük. işte o an acı bir gerçekle yüzleşmek zorunda kaldık. zamanının içinde zamanı görebildiğimizi ve aslında o zamanda olmadığımızı. yanıbaşımızda öldürdüğümüz insan beliriverdi, arkasından geçmişimizde zaman yolculuğu yapan biz ve tetiği bizden bağımsız bir gölge gibi çekti, gözümüzün önünde adam öldü ama ölmeden önce kendi içinden bir başkası yürümeye devam etti ve gidip fatih sultan mehmet i zehirledi. şaşkınlık içinde farkettiğimiz gerçeği birilerine anlatmak, bir çözüm yolu aramak için gerçek zamana geri döndük. hemen çalışmalarımızı bir tanıdığımıza anlattık fakat sanki o bizi dinlemiyor, duymuyor, görmüyordu. sonra kızgınlık içinde evimize döndük ama evin kapısını açamadığımızı farkettik. tam da o anda kapı açıldı ve tanımadığımız biri içimizden şaşkınlığımıza ve korkumuza aldırmadan geçiverdi. ve farkettik ki zaman yolculuğu yaptığımız ilk anda kendi gerçekliğimizi idealar evreninin gerçeklik eşiğinden silivermişiz. artık bizim gerçek bir varlığımız yok ve gölge evrenler arasında yolculuk edebilen ama hiçbir enerji madde etkileşimi sağlayamayan gölge bir varlık faktörü olmuşuz yani bir nevi hayalet. bir nevi anti madde.
peki bu tezi mantıklı kılan ana unsur nedir?
- kelebek etkisini görmezden gelmemiz ve kendi gerçekliğimizi şekillendiren, vareden sonsuz etkenleri devre dışı bırakmış olmamız.
o etkenlerin herbiri tarafından silinen gerçekliğimiz, bizim gerçeklik algımıza rağmen silinip gider.
zamanda yolculuğa çıkmak demek, zamanın, maddesel varlığın ötesine, dönüşü olmayan bir şekilde savrulmak demek.
kendini sonsuzluğun sonsuzluğu içinde savurarak, gölge evrenlerin, gölge gerçekliklerini sonsuz kez ve sonsuz seçenekle izlemeye mahkum bir izleyici.