bugün

Kafka'nın banko karakteri.

Bir dava.
"yaz kızım" diyen hakimin bekleyecek hali yok ki.
Evrak teslimi yaptığım an itibarıyla içinde bulunacağım meslek grubudur.
Yüksek mühendislik yolunda adımlarken kpss de mühendis ya da düz memur olarak atanamazsam seçeceğim meslek.

Mesleğimizden vazgeçmek zorunda kalıyoruz böyle böyle.
(img:#1841896)

Ne güzel lan. Saat 08:33 mesai başlayalı yarım saat olmuş ama kapı duvar daha teşrif etmemiş zatı alileri. Ama saat 5 i 10 geçe çıksa 3 gün konuşurlar.

Taşrada devlet memuru olmak ne güzel skinin keyfine istediğin saatte geliyorsun işe.

Biz gece 3 lerde çıkalım işimize olan saygımızdan yollara beyzadeler teirif etmesinler ama.
(bkz: yaz kızım)
(bkz: Eğitimsizler topluluğu)
kıçıkırık 2 yıllık okul bitirip kıçını devlete dayayan bir de bundan dert yanan gruptur. kimseyi küçümsemiyorum haşa yanlış anlaşılmasın lakin ülkede 4 yıllık üniversite mezunu milyonlarca işsiz varken bu eğitim seviyesi ile devlete çalışıp bir de şartlarını beğenmemek nankörlüktür. utanmadan bir de hakime savcıya yapılan zammı eleştirirler. ulan siz kim...hakim savcı kim.. kendini nasıl onlarla kıyaslıyorsun sen pardon da? alt tarafı uyaptan karar yazıp tebliğe çıkartıyorsunuz bu kadar artislik yapacak kadar ne yaşadınız.
hakime savcıya 2700 tl maaş zammı biraz abartı doğru ama zabıt katipleri de yaptıkları iş itibari ile 4000 tl hak etmiyorlar açıkcası.
adalet bakanlığı tarafından her zaman üvey evlat muamelesi gören adalet bakanlığının %70 personelini oluşturan meslek.
daha dün hakim savcılara 2700TL maaş zammı yapıldı. katibin maaşı ne biliyor musunuz ? 2200-2500 arası!!
mesleki yeterlilik olarak son yılların en kötü zamanlarını geçiren arkadaşlardır. evet aldıkları maaş ve yıpranmaları hiç kimsenin umrunda değildir. ancak, hükümetin yandaş politikası sayesinde o kadar boş beleş ve hatta zır cahil insanları katip yaptılar ki kafayı yememek elde değil. çalışan, aldığı maaşın hakkını sonuna kadar veren ve fazlasını bile hak eden yok değil mi? elbette var ama azınlıkta.
çok bile amk. ülkede millet 1400 tl ile 1 ay geçiriyor, bunlar cahil insanlarda değil en kötüsü lise bitirmiştir. tek özelliği 10 parmak yazabilmek olan katip daha ne istiyor anlamış değilim. bak ben katip değilim 1 aylık çalışmayla sadece işim bilgisayar üzerine olduğu için, işime olan saygımdan 10 parmak öğrendim ne var bunda bütün bankacılar bilgisayarcılar 10 parmak yazabiliyor.
adalet bakanlığı tarafından her zaman üvey evlat muamelesi gören adalet bakanlığının %70 personelini oluşturan meslek.
daha dün hakim savcılara 2700TL maaş zammı yapıldı. katibin maaşı ne biliyor musunuz ? 2200-2500 arası!!
işin çoğunu onlar halleder. bazen nefes alacak vakitleri olmayabilir. stresli olurlar.
Zannedilenden daha zor zabit katibi olmak, kpss puanın yeterli olması ardından uygulama sınavı baraj puanını geçmek, uygulama sınavında 90+ üzeri yazmak ve son olarak komisyondan geçmek.
Bunlarda bir hava var sanırsın ki cumhuriyet savcısı. Avukatlara bir kompleks, bir yokuş yaparlar ki akıllara zarar. Alt tarafı "yaz kızım" sın lan sen.
kazanması en kolay memurluk değildir.
öncelikle kpss den 70 almak o kadar kolay bir iş değildir bu 1. si.
yok kolaysa madem hani analttığın kadar şeker bir işse al 90 ını paşa paşa başka yere gidiver değil mi?

2. olarak 3 dakkada 90 yazabilmek hiç mi hiç kolay değildir.
antalya da 300 kişinin gireceği mülakata, sınava giren 1800 kişiden sadece 310 tanesi 90 ı geçerek bu mülakata girmeyi haketmiştir.
ve o elenen 1500 kişi içerisinde kpss den 90 alan denyolarda vardır. evet denyo diyorum çünkü 90 almışsın katiplik sınavına niye girersin be adam? git başka yerden atan? 90 la adam kı kalır lan?
zor meslektir.
işi bitmez kolay kolay.
bu işin kitabını yazacak değilim ama az zamanda bildiğim ama yaşadıkça daha da beterlerine şahit olduğum durumlardan ötürü hatırlatmak isterim ki alkollü araç kullanmayın.

----------------+18-------------------

evet bu işin doğası gereği bir de nöbetçi savcı ile birlikte olay yeri ya da morg sizin 2. iş yeriniz olacaktır. buna hazırlıklı olun. iyi halde temiz cesetlerle karşılaşacak, ölüden korkmamayı öğreneceksiniz.
kötü halde ise paramparça olmuş cesetlerle olay yerinde ya da morgda saatler geçirecek, artık ölü görmekle diri görmek arasında sizin için bir fark kalmadığını fark edeceksiniz. fatality olarak da trafik kazalarında parçalanan, ezilen, bir tarafı kopan, ölmesine rağmen açık damarından halen kan akan bedenler görecek, 3 ay önce ölüp anca kokusu duyulunca bulunan kurtlanmış, elini attığında elinde kalan bedenlerle yüzleşecek, yanmış cesetleri yakınları olması muhtemel kişilere teşhis ettirmeye çalışacaksınız.

----------------+18-------------------

pardon, biri göt üzerinde oturup 8-5 çalışılan meslek mi demişti hakkında?
dert yanayım biraz.
gelin ata binmiş ya nasip demiş misali birden girdim bunun sınavına. 3 saatte bütün hayatım değişti.
oturdum hesap kitap yaptım, ben bu işi yaparım dedim, sınava gireceğim şehri seçtim, iş yerindeki müdürü aradım böyle böyle bir sınav var katılmak istiyorum dedim. kendisi "lan nerden kazanacak, kazansa bile torpil yoksa nah girer" düşüncesiyle durumu önemsemedi.
velhasılı steno işinden yanlışsız 135 ile çıktım. mülakat 3 soru çalışılmış yerden geldi. biraz özgüven de yok değildi hani.
(herkesin takım elbise ile katıldığı mülakata casual modda gitmek ve gayet de durumu kurtarmak)
sonuçlar açıklandı ve 3200 kişilik gruptan yamulmuyorsam 61. olarak ben de bu kadroda yerimi aldım.
torpil mi?
yok kardeşim, bi sikim tanıdığım yok.
varsa da zerre-i miskal faydası olmamıştır iş hayatımda bu güne değin.
olmasın bundan sonra da. iş hayatımda kimseye mihnet etmedim, mümkünse etmek de istemem. hak ettiğini düşünen herkes sınava girip kazanabilir. sırf göt üstüne oturarak yapılan bir memurluk diyerek "benim hakkımdı yeaaa" demeyin. kpss'den 90 almak bu işi yapabileceğiniz anlamına gelmiyor. ben bu işi severek yapabileceğimi düşündüğümden, havalimanındaki çok daha iyi sosyal ve ekonomik şartlarda çalıştığım işi bırakarak yapmaya başladım.

savcılık hazırlık kalemi ile başlamak benim adıma ilk günleri sancısız atlatmama yaradı. askerde alayda yazıcı olmanın bir benzeri saydığım bir süreçti. ilk günden yazışma usullerine yabancılık çekmeden ortama ayak uydurdum. tck, cmk, hmk derken yaldır yaldır karar, iddianame, takipsizlik yabıştırmaya başladılar. gerçi bi daimi arama olayı girmedi değil ya neyse.*
evvelce yukarıda da belirtmiştim, ufak yerde çalışmak bu mesleğin hızlı öğrenimini sağlar. nitekim bana da olan bu oldu. savcılıkta geçirdiğim fazla hareketli 2 ay sonrası sulh hukuk mahkemesiyle tanıştım. evet belki savcılık kadar hareketli değildi (içerik burada kasıt) ama iş yükü bitmek de bilmiyordu. ekmek dağıtır gibi veraset ilamı dağıtmak, sürekli vasilere evrak hazırlamak, duruşma sonrası ara karar ve kararları yazıp gereklerini yerine getirmek. bitmiyor anlayacağınız ki bu benim yaşadığım iyi hallisi. olayın bir de asliye kısmı var ki evlerden ırak. onların durum içler acısı, yürek yakan yeşilçam draması gibi. ufak yerlerde çoğu konu asliye mahkemelerine itelendiğinden gariplerimin iş yükü haliyle kat be kat daha fazla oluyor. biz kalemde 3 kişi 1 hakimle çalışırken asliyedekiler 6 kişi 6 hakimle çalışıyor. hakimlerin herkese ayrı ayrı iş vermesi de cabası.

bahsedilmiştir mutlaka, bu işi çekilir hale getiren çalışma arkadaşlarınız ve onlara karşı tutumunuz. eğer siz kıl bir tip olursanız (cinsiyet önemli değil) adliyenin tamamı size ters gelebilir. bu sizin iş performansınızı da etkiler, yabancı bir yere gittiyseniz sosyal hayatınızı da etkiler. ama lafı dinlenir, nazı çekilir, kimle nasıl konuşacağını az buçuk bilirseniz insanlar sizi sevmese de sizlere yardımcı olur. bu da sizin işi daha iyi, daha hızlı ve doğru öğrenmenizi, böylelikle işinizi severek yapmanızı sağlar.

8-5 insanı oldukları söylenir ama siz ona pek inanmayın. sabah 9 da gittiğimiz keşiften sonra öğlen yemeğini saat 4 de yediğimi biliyorum. bak mesela önümüzdeki hafta idari izin var, 2.5 gün tatil vermiş devlet bize. ama ben yarın ve pazar günü adliyeye gidip duruşmalardan çıkan kararları yazacağım ki insanların işleri yetişsin. neden, çünkü işimi seviyorum. alternatifim olmadığından falan değil, ben yapmasam bir başkası yapar ve o iş yürür. lakin ne gerek var, işim gücüm yok, boş vaktim çok. gidip sakin kafayla rahat rahat inceler, gerekli şekilde kararları yazarım diyorum. gelen giden vatandaş derdi olmadan.
kazanması torpilsiz gayette mümkün olmayan meslek grubu.
kazanması torpilsiz gayette mümkün olan meslek grubu.

3 dakikada 90 yazmak da söylendiği kadar kolay değildir, antalya adliyesinde 1000 küsür kişinin girdiği sınavda 90 ı aşan 100 kişi olduğu görülmüştür.
neredeyse geçen herkes mülakata kalmış, kalanlarında ciddi bir oranı memur olmuştur.
Bu işe niyetlenenlere yegane tavsiyem taşra teşkilatlarındaki adliyeler için çabalayın, büyük şehirlerden özellikle uzak durun. 4-5 sene mevzuyu iyice kaptıktan sonra girin kurtlar sofrasına. tabi taşranın 10-15 dk yürüyerek işe gidip gelebilme rahatlığına alışıp hangi salak istanbul'da metrobüste iğfalin eşiğinde hayat sürdürmek ister orası ayrı, tercih meselesi.
bu işin özü, ne kadar az o kadar iyi. dava, personel, nüfus, savcı, hakim, karar, müzekkere vs vs artık aklınıza ne gelirse.
Bakırköy adliyesinde işe başlayacağım meslek. Bilgi isteyen yeşillendirsin.
an itibari ile sınavlarını kazandığım meslek.
erkek olanları yaz kızım espirilerine maruz kalanlardır.