bugün

adliyelerde bulunan onsuz iş yürümeyen personel kişisi.
olabilmek için kpss sınavından 70'i geçmek ve bilgisayar sertifikası, daktilo sertifikası, bilgisayar ile ilgili bölümlerden mezun olmak, ticaret lisesi mezunu olmak gibi şartlardan birisini geçtikten sonra 3 dakikada yanlışsız 90 kelime yazmak gerekiyor.

2007 haziran ayında istinaf mahkemelerinin çalışmaya başlayacak olması sebebiyle adliyelerde katip ihtiyacı olacağından önümüzdeki 2-3 ay içinde yeniden zabıt katibi alımı yapılacağı kesin gibi bişey.
zabıt katibi olmayı düşünenler için

türkiye genelinde 1040 zabıt katibi alımı;

Başvuru tarihi: 16 Nisan 2007 - 27 Nisan 2007 Cuma
Uygulama sınav tarihi ve saati: 12-13 Mayıs 2007 Cumartesi-Pazar günü

http://www.pgm.adalet.gov...ligi/zabitkatipligiun.htm
Benim de dahil oldugum, en yogun tempoda calisan memurlar icerisinde en basta gelmekte olan, adliyelerin tum is yukunu ceken, onlar olmadan hicbir isin yapılamadigi, son derece seri ve hizli calisan (calismasi gereken) cefakar memur populasyonu.
içerisinde bulunduğum zümre. insanın severek yapabileceği işlerden biri adaletin yerine gelmesine* çok hafifte olsa katkı sağlıyorsunuz ve bu sizi vicdanen rahatlatıyor.
edit : diğerleri nere kaçtı başıma kaldı başlık.
cumhuriyet başsavcılığı ve mahkeme kalemleri ile icra dairelerinde çalışan takım elbiseli maraba. her ne kadar bayan mesleği ile özdeşleşmiş ise de erkeklerin bu işte daha başarılı ve daha azimli olduğu gözlemlenmektedir. dışarıdan gözüktüğü gibi memur değildir, katiptir o katip.
(bkz: yaz kızım gereği düşünüldü)
f klavyenin efendisidir. artık bu meslek grubuna mensup kişiler zabıt tutup hazırlamaktan çok Ulusal yargı ağı projesi ile veri hazırlama işletmenine dönüşmüştür.
annemin de dahil olduğu meslek grubu.
(bkz: yaz kızım)
garibandır ne gibi zorluklarla olmuştur. mülakatının sonuçlarını beklemek can yakıcıdır. *
hakimlerin erkek olan katibe bile "yaz kızıım " diye hitap ettiği cinsiyet ayrımcılığı imajı verdiren bir meslek grubu

hakim : Yaz bakalım kızım

katip : Hakim Bey ben erkekim.

hakim : Tamam kızım tamam yaz.

katip : hönggg..
asla bir devlet mumuru konforu yaşayamamıştır, bulunduğu şehrin büyüklüğüne göre yüzlerce, hatta binlerce dosya ile boğuşur, sabah 9da koltuğa oturup, öğleden sonralarına kadar hakimin sözlerini tutanağa geçmeye çalışır, kendinizi onun yerine bir koyun, önce biraz kollarınız ağrır, sonra sırtınıza bir şeyler saplanır, çünkü rahat değilsiniz, tepenizde hakim söylüyor, taraflar konuşuyor, tutanağa geçmelisiniz, sanık biraz sussun ben dinleneyim diyemezsiniz, hele hele sinirli bir hakimle beraberseniz işler daha da zorlaşır.

Her gün yeni davalar, yeni dosyalar, bu dosyaların işlemleri, ctesi pazar mesaiye gelmek sizin için rutin bir eylem olur, mazallah hasta filan olup rapor alırsanız, işe döndüğünüzde büyük ihtimalle işlerin dağ gibi yığıldığını görürsünüz, eve gittiğinizde işlem yaptığınız dosyaları düşünürsünüz, bir falsonuz olursa başka memurlar gibi valilikten izin alınması beklenmez, anında soruşturma geçirirsiniz.

Adliye sarayının köleleri derler zabıt katipleri için, onlar bir köle gibi asla isyan etmezler, asla üstleriyle atışmazlar, (bir savcıya hakime posta koymak kolay değil), onlar sadece yazarlar, dosyaların işlemlerini yaparlar, akşama kadar adliyede işi olan dertli binlerce vatandaşın derdini dinlerler, sonunda da kamudaki en düşük ücretleri alırlar, böyle bişeydir zabıt katipliği.
ilk iş haftamdan izlenimlerimi aktarmak isterim, öncelikle çok sıkıldım, ilçedeyim, yalnızım ailemden ayrıyım vs vs vs.. sonrasında ise alışmayı umuyorum, hakim savcı diyaloğu amir memur ilişkisine alışma çabasındayım, çok zorlanıyorum, çok yalnızım sözlük.
Askeri mahkemelerde yapılması daha kolay olan meslek. Sivil mahkemelere göre çok daha az dosya sayısı olması ve askeri hakimlerin yanında yazıcı askerlerin de olması memurların işini daha da kolaylaştırmaktadır. 13 ay askerde icra ettiğim meslek.
henüz görev tanımları üst yönergelere tamamı ile yazılmamış ünvan tipi.
adalet işçileri. sivil askerler.
sorumlulukları ne kadar fazla ise yetkileri de o kadar az olan adliye memurlarına verilen isim.
sorumluluğu ağır,

yetkisi evraka (teoride) 'aslı gibidir' yapacak kadar bile olmayan,

her an soruşturma tehdidi ile karşı karşıya kalabilen,

üç kuruşluk mesai ücreti üzerinden bile üzerinde hakimiyet kurulmaya çalışılabilen,

doğru dürüst eğitim verilmeden iş başı yaptırılan,

kıçı kırık elektronik imza sertifikası edinmek için bile tüm bürokratik işlemler üzerine yıkılan,

stajyerlerin staj evrakından tutun da istatistik formlarına kadar esas dışı işlerle muhatap bırakılan,

yol geçen hanına dönen mahkeme kalemlerinde hukuki danışmanmış gibi vatandaşın sorularına muhatap olan,

binlerce dosyanın arasında aranılan bir dosya bulunamadığında geceleri uykusu kaçan,

kimi hakim ve savcıların ego tatmin aracı haline dönüşmüş,

uyap'ın hatalarını, uyap'ı dolanarak işi kılıfına uydurup kafa patlatmak suretiyle giderebilecek derecede kafa patlatan,

uyap şifresini bilmeyen hakimlerle savcılarla nöbet tutmaya mahkum edilen,

diğer tüm mesai arkadaşları da dahil olmak üzere, hakim ve savcılarla aynı asansörü kullanamayacak kadar öte tarafta tutulan,

yıllık izin kullanmak istemenin bile stresini yaşayan,

diğer üç katip arkadaşı ile birlikte 1(bir) printerı paylaşmak zorunda olan,

üzerine yüzlerceyi geçin binlerce dosya zimmeti yapılan,

yeri geldiğinde tek başına yakalama bürosu olan,

yeri geldiğinde eşya taşıyan,

nöbet gecesi eve dönüşte nöbetçi şoförün bile iplemediği,

açık tebligatın bile ne olduğunu bilmeyen hakim ve cumhuriyet savcısı adaylarının tafralarına maruz kalabilen,

bir haftalık eğitimle uzman kullanıcı statüsü elde etmiş meslektaşlarına iş icabı yağ çekmek durumunda kalan,

sanki gün boyu lak lak yapıp internette sörf yapmakla meşgulmuş muamelesi yapılarak; internette haber okuma serbestisi bile kamu kuruluşlarında internet uygulamalarının sınırlandırılması kapsamında çok görülen,

hakimin savcının dikte ettirerek yazdırması gereken kararlar bile "bunlar matbu, bunlar şablon" denilerek üzerine yıkılan, yani dosya tetkik etmek zorunda bırakılan yani adı katip de olsa hakimlik yaptırılan,

çalıştığı ikinci sicil amiri olan hakim ve savcının maaşının 1/4 ü kadar maaş reva görülen,

mesai kavramı olmayan, haftasonlarını işi istediği saatte gidebildiği için seven, yani fazla mesai kavramının allahını yapan,

bir avukatın "savunmaya ekleyecek bir husus yoktur, serbest bırakılsın" sözüyle 200 lira kaldırdığı adalet sisteminde; saati 4 lira bile etmeyen fazla mesai ücretiyle şereflendirilen(!),

bir yıl öncesinden bayramda nöbet denk geliyor mu diye hesap yapan,

itin, kopuğun, esrar-keşin, delinin, agresifin, sapığın yasal haklarını zabıt üzerinde hatırlatmayı es geçtiği için hemen yukarısında bulunan zat tarafından; onca insanın içinde onuru rencide edilen,

asli görevini bir kenara bırakıp elinde çantasıyla gezintiye çıkan bir amiri varken, tüm usul tüm hukuk tüm insaf bir kenara bırakılarak kendileri kalemde talimat duruşması yapmak zorunda bırakılan,

sesi gür vicdanı hür mübaşir kardeşiyle yarın yapacağı duruşmasını düşünerek yazısını burada sonlandıran ve aslında daha çok şey var diyen:

işte

kişiliğinden ve sosyal hayatından fedakarlık ederek en başta söylediğim o ağır ve bir o kadar da hukuk içinde hukuksuz sorumluluğun altında başı dik olarak ayakta durabilen türkiye cumhuriyetinin en cefakar ve teammüllerin ötesinde en aykırı memur sınıfıdır. candır, yine bulur o pembe dosyaların arasından yüzünü güldürecek, yüzleri güldürecek bir mes'ele...

buram buram kokusu geldi, şiddetle bakınız: (bkz: ekmek parası)
bir çok işsiz üni. mezunu için umut kapısı.
olabilmek için, on parmak sınavında 3dakikada 90 kelime yazmak gerekiyormuş öncelikle.
kpssden 70 i geçmek bu sınava girmek için ön koşul.*
en sonda da mülakat var.
çiledir zabıt katipliği. hep boyun eğmek, ses çıkaramamak, sayısız haksızlık karşısında yutkunmak, geç saatlere kadar kazık gibi çakılıp duruşma yapmak, sonra her biri birinden dertli insanlara meram anlatmak, adliye işte var mı ötesi, Allah düşürmesin dediğimiz yer, işte o yerde çalışır zabıt katibi, ömründen ömür gider, ama ne yıpranma payı alır, ne doğru dürüst maaş alır, ne de adam gibi muamele görür, adı yoktur katibin, mübaşirler bile küçümser onları, dosyaların altında ezim ezim ezildiklerini gördükçe acırlar, bi mübaşirin ne sorumluluğu var ki, getir götür, askerde yazıcı olma derler ya hani, işte böyle bişey, katip oldun mu her şeyden sen sorumlusundur, kalemde 2 bin dosya vardır, bi tanesi kaybolur, zabıt katibine soruşturma açılır, soruşturma açılması için başka memurlar gibi izin de alınmaz, çünkü orada adalet bakanlığının değil hsyknın memuru durumundasın, senin iplerin komisyonun elindedir, komisyon dilerse seni fizana sürer, ses edemezsin, seni yıllarca çalıştığın mahkemeden pat diye alıp alakasız bi mahkemeye verirler, noluyo kardeşim diyemezsin, hakim savcıya noluyoruz kardeşim filan deme lüksün zaten yoktur, yeri gelir çay kahvesini götürürsün, yeri gelir şahsi işlerini yaparsın, yapmam kardeşim dersen de en ufak bi falsonda senin sicilini bozabilir veya seni başka mahkemeye sürebilir.

çok dramatikleştirdim belki de, en nihayetinde devlet kapısıdır, kimseye girmeyin diyemem, dışarda daha beterleri de var biliyorum, ama zabıt katibi olunca sakın kendinizi sabah 8, akşam 5 devlet memuru olduğunuzu filan düşünmeyin, o tiril tiril takım elbiseleriniz tozlu dosyaların arasında toza bulanınca ne demek istediğimi anlayacaksınız, akşam 8.lere kadar işlerinizi bitirmek için mesai yaptığınızda anlayacaksınız ne demek istediğimi.

Şeker insanlara çatarsanız da tadından yenmez bu meslek, işi yoğun bile olsa işe yaradığınızı hissedersiniz, o yoğunluğun altından kalktığınızı görünce kendinizi değerli görürsünüz, bazen bir karar, bir müzekkere yazdıp bakarsınız, özenle dosyaya takarsınız, ama işte başınızda adam gibi amir olursa..

Sabrınız yoksa, aşırı gururluysanız, her lafı kaldırmıyorsanız bence hiç bulaşmayın derim bu mesleğe, çünkü adliye her ne kadar adaletin dağıtıldığı yer olsa da, asla kendi personeline adil bir yer değildir, zabıt katipleri hala adalet saraylarının köleleri durumundadırlar, yaptıkları ağır işin yarısı kadar bile karşılığını bulamadan, ses etmeden, karşı çıkmadan çalışanlardır.
olabilmek için makul bir kpss puan barajını tutturmalı, sınavından üç dakika da 90 kelime yazmalı e bir mülakattan geçmeli.
bu mesleğin bu yıl ki uygulama sınavında hem kadroluda hem sözleşmelide 90 barajını geçtim, bu hafta sonu mülakat var hayırlısı bakalım inşallah bizde bu yorucu mesleği icra eden insanlardan oluruz. * * *
olabilmek için bugün mülakatına katıldığım meslek grubu. elemek için saçma soruların sorulduğu torpili olana basit soruların sorulduğu ilginç bir mülakattı.
kazanan arkadaşlara hayırlı olsun diyeceğim meslek grubu. ama asla kendiniz devlet memuru olduk rahat ederiz diye düşünmeyin, devletin en amelelik işidir adliye.. kazanamayanlar da çok üzülmesin fazla.
hakim ve savcılardan ana avrat küfür yiyen. yine de makamından dolayı sesini çıkaramayan personel.