bugün

ufak bi matematik hesabıyla ülkenin yaklaşık %0.13 ünün fahişe olması.
herkesin nüfus kağıdında müslüman doğduğu bir ülkede yaşıyor olup aslında %90'ımızın islamdan uzak, deist bir düşünceye sahip olduğu düşünülürse normal durumdur.

edit: şimdi düşündüm de, %90 deizm de çok abartı olmuş, %60 deist %30 falan ateist diyelim.
(bkz: her sakallıyı deden zannetmek)
emek harcamadan para kazanmayı ilke edinmiş insanlar için, ister yüzde 99 u müslüman bir ülkede yaşa, ister hintlilerle birlikte ineğe tap, farketmez. bunu ülkede dinle bağdaştırmak ne alaka? zekat ve fitre nin de kimlere verileceği bellidir. sen asgari ücretle çalışan, üç çocuğu okuyan, kirada oturan bir komşuna fitre zekat verebilirsin, ama dediğim gibi kolay yoldan para kazanma çabasında ki bir hayat kadınına versen ne yazar vermesen ne yazar. bu ancak insanlara balık tutmak yerine, balık yemeyi öğretmektir. ha belki hepsi isteeyerek düşmemiştir bu pisliğin içine, fakat devam ettirmek zorunda da değildirler. bu ülkede binlerce kadın var düşük ücretlerle çalışan, temizliğe giden, bulaşıkçılık yapan, ne bileyim buna benzer bir sürü iş.
artı parantez; belki gereksiz bir matematik hesabı olucak ama, 75 milyonun yüz de biri 750 bin yapar.
resmi kayıtlara bu kadar tamah edilmemesi gerekir. bu ülkenin yüzde 99'u müslüman değildir. ayrıca fahişelik resmi bir iş olsa da bu ülkede milyonlarca fahişe bulunmaktadır.
oran ile rakamı kıyaslamanın mantıksızlığıdır. 75 000 000 nun yüzde biri 750 000 eder. bu da belirtilen vesikalı rakamın 7.5 katı yapar. ayrıca normal şartlar altında bile 100 000 vesikalı hayat kadınını 81 ilimize dağıtırsak 1234,56 gibi çok düşük bir rakam çıkar ortaya(istanbul nüfusu 13 255 685/1234= 10742 bunların yarısı erkek desen 5371 kişiye bir hayat kadını düşer). ülkemizin 74 412 nüfusu ile en düşük popülasyonuna sahip olan bayburt ilimizde bile yaklaşık 1/74 eder. anlayacağımız arkadaşlar bu 100 000 vesikalı azdır. bu eksikliğimizi bir an önce gidermek ve vesikalı kadın ithalatına girişmemiz gerekmektedir. * * zira @3 teki arkadaşın dediği doğruluğunu kanıtlayabilir.
bu ülkede kayıtlı 100 bin fahişenin olması değil de, kayıtlı olmayan yüzbinlerce fahise ruhlu insanın olması daha korkutucudur.

edit: bu entry yi sürekli eksileyenler sanırsam, türkiye de yaşayan tüm insanların melek olduğunu düşünüyorlar. iyiymiş, ama ben şaşırdım doğrusu.
ekmek parası .
acaba para verince alışveriş gibi mi geliyor bu çakma müslümanlara yani zinadan mı saymıyorlar yoksa onlarla ancak fahişeler mi sevişiyor diye düşündüren o çokk müslümanların o ramazan ve ya cuma ve ya iktidar müslümanlarının hiç hoşuna gitmeyecek tespit.
bu fahişelerin her birini en az beş* müslümanın da * züktüğünü düşünün* ve dahi, bi dünya hırsız, uğursuz, katil, dolandırıcıyı da eklersek, ülkedeki müslümanların yüzdesinin gerçek miktarını görmüş olursunuz.
öncelikle Ülkenin %99 unu müslüman sanan bir kişi fahişe sayısını 10 milyon olarak da kabul edebilir. Malum ikisine de aynı zeka seviyesi inanabilir ancak. Ayrıca fahişeliğin dinle felan da bir alakası yoktur. işsizlik, geçim sıkıntısı, kötü yola düşmek, hayatı boşvermek vs bunu doğuran sonuçlardır.
müslüman bir ülke ya da müslüman olmayan bir ülke... ne fark eder arkadaşlar? durum kötü, insanlık onuru, bu insanlar ihtiyaç sahibi mi, insan neden bu kadar küçülür ve biz ne yapabiliriz...önemli sorular bunlar.
ironinin dibidir.
(bkz: her insan biraz fahişe ruhludur)
100 de yüzü müslüman arabistanda, 240.000 izinli fahişe pardon cariye olmasından daha vahim değildir. hatta arabistan nüfusu da türkiye nüfusunun 4 te 1 idir.
süleyman demirel in o tarihi lafını akla getiren olay.
şöyle demiştir kendileri, genelevleri kapatalım da millet bizimle mi sevişsin?
edit: telefonumda tırnak işareti olmadığı için bu işareti kullanamadığımdan dolayı özür dilerim.
aslında "yüzde 99'u müslüman olan ülkede 100 bin fahişe olması" başlığı yerine "yüzde 99'unun kimliğinde müslüman yazan ülkede...bla bla" şeklinde açılması gereken başlıktır.
aslında "yüzde 99'u müslüman olan ülkede 100 bin fahişe olması" başlığı yerine "yüzde 99'unun kimliğinde müslüman yazan ülkede...bla bla" şeklinde açılması gereken başlıktır.
kişi başına düşen fahişe oranının epey düşük olduğunu gösteren bilgidir. sonra da millet niye birbirini sikiyor diyorlar.
utançtır. bu 100 bin fahişe için değil özellikle bunların dışında kalanlar için utançtır. nadirdir isteyerek bu işi yapan; çevre ve devlet tarafından sahip çıkılmayan, bu yola bir şekilde düşürülen, mecbur bırakılan insanlardır bir çoğu. düşene vururken vicdanı sızlamayanların daha çok utancıdır, talep etmeseler arz bu kadar olmayacak, bu kadınların satıcılığını yapan şeref yoksunu insanlar talebi karşılamak için yeni yeni kurban arama peşine düşmeyeceklerdir.
yüzde 99 u müslüman bir ülke icin gayet normaldir. Aslinda sayinin bu kadar yuksek olmasinin baslica nedeni cinselligin cok ayip bir seymis gibi bize gosterilmesi. 80ler ve oncesi dogumlu olanlar hatirlar. (bkz: tutti frutti) aman kizlar goguslerini acacakta gorecegiz diye gecenin bir yarisi herkes tv basindan ayrilmazdi. Muslumanlik elbette kusursuz bir din. Ancak herkesin dinin gereklerini yerine getirdiginizi dusunsenize. Hayatiniz boyunca cinsellik hakkinda ki tek bilgileriniz okullarda gosteril"ebil"digi kadarla sinirli. Hic kiz/erkek arkadasiniz olmuyor birakin sevismeyi, opusmeyi falan el ele bile tutusmak nedir bilmiyorsunuz. Sonra evleniyorsunuz. Halkimizin tamaminin hala esnek kizlik zarinin ne oldugunu bilmedigini dusunursek, o sartlar altinda insanlar tam bir cinsel buhran yasarlardi. Kulturumuz geregi bu konuda avrupa kadar esnek olmadigimizdan, hala cok kizla cikan erkegin "babasinin oglu, bickin delikanli, heyt kocum benim" sayilirken, cok erkekle cikan kizlarin "kasar, or.spu, verici" etiketi yemesi bu durumu dogurmustur. Biz hala ilk kez regl olan kizin suratina tokat atalim. Sonra da bu hayat kadini sayisi niye bu kadar fazla diyelim.
rusya, ukrayna, moldova gibi ülkelerden gelenler sayesindedir.

gerçi bunların önemli bir kısmı travesti kategorisindedir eminim çünkü bizim sözde delikanlılar fahişelerden çok travestilere rağbet gösteriyor.
sektöre hakim olan kişinin söyleyeceği sözdür.
vergi rekortmenliğini altı kez genelev patroniçesinin kazandığı ülkedir. (bkz: matild manukyan)

öyle ki, kiraya verdiği bazı mülklerinin arasında kamunun kullandığı binalar vardır, şey içinde yatsın.
100 bin az gibi geldi bana daha fazladır kesin.