bugün

sabah yapıldığı zaman soğukta yapanı mahveden insan hareketi.
yazın her sabah hazır hava serinken yapılması çok sağlıklı olan eylem, hele bir de ormanda yapabilme imkanınız varsa yaşadınız.
bir şeyleri protesto etmek için toplu halde yürümek.
bahar ve yaz aylarında çekirdek çıtlatma eşliğinde sahillerde yapılası güzel eylem. * * *
temiz hava almak, güne zinde başlayabilmek ve beyin hücrelerini yenilemek için sabahları çıkılan kısa yolculuk.
diğer sporlarla karşılaştırıldığında gayet ucuz olan buna karsilik en az bir saat olmak uzere tempolu bir sekilde gerceklestirildiginde oldukça etkili olan bir spordur.
gecenin bir yarısı, herkesin uyuduğu ve gürültünün esamesinin okunmadığı zaman dilimi içerisinde, yenilenme çabası.
tertemiz hava yalnızca size aittir ve ne depresyon ne de kırık bir kalp mani olabilir size. gönlünüzce yürürsünüz, yürüdükçe kafanızdaki karanlığa eğilme ve onu terbiye edip ağır ağır uzaklaştırma fırsatı bulursunuz. eve dönecek kişi yine sizsinizdir, depresyon ya da cnbce' nin tekrar dizileri sizi beklemektedir. siz de seçiminizi yapar ve ya uykuya dalar ya da hüngür hüngür ağlarsınız. belki rahatlamak için, belki de delirmekten korktuğunuzdan.
duzenli olarak hergun yarim saat ila 45 dakika arasinda yapildiginda duygudurum duzenleyici*, yada antidepresan islevi gorebilen hede.
yapiniz, yapmayanlari uyariniz. *
haftalık çıkan parti-cephenin dergisi. bir ytl dir aynı zamanda.
karnı içe çekerek, kalçayı sıkarak ve kolların öne arkaya salınımı unutulmadan yapılması tavsiye edilen eylem.
grup yorum'un 2003'ün aralığında kalan müzik tarafından yayınlanan albümü. enteresan bir kapağı vardır ve yanılmıyorsam elindeki alevi tutan kişi özcan şenver'dir.

kadro:

özcan şenver: solo, vokal
ihsan cibelik: solo, vokal
beril güzel: solo, vokal
cihan keşkek: bağlama, vokal
ali aracı: orkestra flütü, kaval
muharrem cengiz: klasik gitar, akustik gitar
hakan alak: bas gitar, vokal
inan altın: tuşlu çalgılar, vurmalı çalgılar, vokal
ufuk lüker: tuşlu çalgılar, vokal

albümdeki kayıtlar:

1-bu ülkeyi yangın sarar (söz:ümit ilter / müzik:grup yorum)
2-özlem (söz/müzik: grup yorum)
3-işte buradayız (söz/müzik: grup yorum)
4-zafere kadar (söz/müzik: grup yorum)
5-dağlar koynunda (söz:köroğlu / müzik:grup yorum, gürsel akmaz)
6-yara mina bedewe (güzel yarim) (söz/müzik: anonim)
7-kahramanlar ölmez (söz/müzik: grup yorum)
8-kuşatma altında (enstrümantal) (müzik: grup yorum)
9-bu vatana nasıl kıydılar (söz: nazım hikmet / müzik: grup yorum)
10-keskin bıçak yarası (söz/müzik: grup yorum)
11-önce analar düşer (söz/müzik: grup yorum)
12-kalbu falestini (kalbi filistinli) (filistin halk türküsü)
13-yastadır ey deli gönül (erzincan türküsü)
14-atışma (enstrümantal) (müzik: grup yorum)
15-biz varız (söz/müzik: grup yorum)

sunuş yazısı:

uzun, çok uzun zaman önce başlayan bîr yörüyüş adımlanıyor! ilk adımını, ne siz ne de biz gördük. tarihin en şanlı sayfalarından görüp, okuduğumuz bir yürüyüş bu. biz, kendi çağımızda aldık yerimizi. olgunlaşmış adımlarına kattık genç adımlarımızı. mağrur ve vakur çağında, sarıp sarmalandık.

bazen durup soluklanarak, bazen koşa kucaklaya, sara sarmalaya süren yürüyüşün öyküsünü anlatmak düştü payımıza.

adımlarımızın sayısını unuttuk. kalabalıkların görkeminde eridi gitti adımlarımız. geçmişten gelip, geleceğe uzanan bir yürüyüş bu. ezilenlerin, öfkeli kalabalıkların, yoksulların; fukara denip, altı harfli bir kelimeye sığdırılan, hor görülenlerin yürüyüşü. keskin bıçak yarasını tenlerinde taşıyanların yürüyüşü. öfkeleri, kalabalıkları kadar büyük olanların yürüyüşü.

her biri, bir vatan parçası yiğitlerin ellerinde; kırmızı kırmızı, dalga dalga büyüyor yürüyüş. şarkılarla, şiirlerle senlenip, ağıtlarla hüzünleniyor. yastadır ey deli gönül! kıyılan, satılan vatanın ağıdıdır yakılan. ağıt, nefretle bileniyor. beyler, bu vatana nasıl kıydınız!

onlar, kendi şiirini arıyor. her biri için yazılmış tek şiir. bir nehir gibi gürül gürül. bir işçi gibi çalışkan.

öfkelerini durultacak, susuzluklarını giderecek şiiri arıyorlar; peşindeyiz, bulacağız. yazılmış olanların en güzeli... ve yazılacakların... ahlaksızlığın lekelemediği, saf bilgiyi taşıyor o şiir; dünyayı aydınlatacak ateşi besliyor. bin yıllardır, o şiirin peşindeyiz. o şiirin aşkına besteleniyor türküler.

kalabalıkların yürüyüşü, bizim yürüyüşümüz.

konaklamaları, bir taze soluğa hasretliklerinden değil; konakladıkları yerler, savaş alanlan. konakladıkları yerlerin mazlumlarını katıyorlar saflarına. eğer, bir yerden ezilenlerin iniltisi yükseliyorsa ve oradan hala dumanlar yükselmiyorsa; bu, daha savaşmaya başlamadıklarındandır. ezilenlerin olduğu her yerden, savaş çığlıkları yükselir. ezilenlerin sömürüldüğü her yeri, yangın sarar.

işgal altındaki toprakları, bir uçtan bir uca katediyorlar. coşkuyla sesleniyorlar, işte buradayız, şimdi burada! pimi çekilmiş fedailer büyütüyor kalabalığı. düşenleri eksiltmiyorlar aralarından. onlar yaşadılar ve öldüler. ölüm, sadece yaşayanları yakalar. kucaklayıp ölülerini, gidecekleri yere taşıyorlar. varılacak yere, küsenlerle varılacak. onlarla birlikte adımlanacak yollar, zafere kadar.

açlığın ve adaletsizliğin biriktirdiği bir öfkenin yürüyüşü bu. ekmeğe ve adalete doyulacak bir zamana yürüyüş.

teşekkür:

yasaklanan albümümüz feda'nın ardından, tek şarkılık albümünüz, biz varız'la ulaşmıştık size; amerikan işgalinin ilk günlerinde, ırak'ta, amerikan işgali sürüyor. ırak halkının direnişi de... amerika, tez elden bestelediği zafer şarkılarına, gözyaşı yüklü ağıtları ekliyor. ortadoğu; filistinlilerin, ıraklıların teslim olmayan haykırışlarına eklenen, anadolu'nun direniş türküleriyle şenleniyor. türkülerin dizelerini yazıyor ortadoğulu devrimciler, fedailer; türkülerimize ses oluyor, soluk katıyorlar.

yürüyüş, grup yorum'un adıyla özdeşleşen kolektivizmden bir an bile kopmadan şekillendi. sınırlar, duvarlar, demir parmaklıklar yine vız geldi türkülerimizin ateşine. ufuk; sınırların ötesinden, albümün her aşamasına dahil oldu. egemenlerin cezaları, kendilerine kaldı. ayrılık, sadece görünende. görünen, gerçek olsaydı... her notasında, her dizesinde, türkülere dönüşmüş payın, sahibidir ufuk. bu kolektivizmin onuru ise grup yorum'un.

hücreler, hastaneler yani tecrit, özgür tutsakların coşkusu ve direniş kararlılığıyla sarsılıyor. yürüyüş, tüm grup yorum albümlerinde olduğu gibi. özgür tutsakların da emek verdiği bir albüm oldu. önerileri, eleştirileri ve hepsinden önemlisi, dizeleri ve şiirleriyle. onlar, hayatın içinde... ve hiçbir şey değiştiremiyor bu gerçeği...

yürüyüş'ün hazırlıkları sırasında, tüm güçleriyle, özveriyle bu çalışmayı sırtlayan; kolektivizmimizin yapıtaşları olan idil kültür merkezi. ankara idilcan kültür merkezi ve kültür sanat yaşamında tavır dergisi emekçilerine; özgürlük türküsü, grup yorum korosu elemanlanna; fotoğraf ve sinema emekileri-fosem'e...

tecrit hücresinden yazdığı şiirler ve şarkı sözleriyle, üretimlerimizi besleyen ümit ilter'e; f tipi hapishanelerde, ölüm orucunda, direnişin türküsünü besteleyen; bu çalışma sırasında coşkularını heyecanlarını her dakika hissettiren, özgür tutsaklarımıza ve ölüm orucu gazilerimize...

yürüyüş'ün konuk sanatçıları, dostlarımız aynur doğan ve nazlıl öksüz'e; kahramanlar ölmez ve bu vatana nasıl kıydılar isimli şarkılarımızın düzenlemelerine katkılarından dolayı, müzisyen dostumuz levent çoker'e; albümün ritm kompozisyonlarında, büyük emeği geçen ömer avo'ya; arapça türkü kalbu falestini'nin çevirilerini yapan filistinli dostumuz ihab el falah'a...

yapımcımız hasan saltık ve kalan müzik çalışanlarına; hasan bitmez, mustafa karaduman ve stüdyo metropol çalışanlarına.

yürüyüş'ün kapak tasarımında ve fotoğraf çalışmalarında emek veren, yakup taşkınsoy, vedat özdemir, özer bal, nuran gündoğdu ve v. bülent aydemir'e...

albüm çalışmalarımız sırasında desteklerini esirgemeyen 92.9 anadolu'nun sesi radyosu çalışanlarına...

bir kere tanıyınca, kopmaz bağlarla sarıp sarmalayan; vefayla, öneriyle, emekle büyüdüğümüz, büyüttüğümüz o eşsiz, büyük ailemize...

tüm kalbimizle teşekkür ederiz!..
Grup Yorum'un sırf müzikten olşan muhteşem eseri. Bazen Ana haber bültenlerinde çalar.
Oligarşinin hazmedemediği ve Mahir Çayan üzerinden DHKPC propagandası yaptığına karar getirdiği için 1 ay kapatılma cezası alan sosyalist dergidir . Dergileri pdf formatında okuyabilirsiniz.
(bkz: http://www.yuruyus.com/)
derginin kapatma kararı ile ilgili olarak yaptığı açıklama.

"Oligarşi sadece bu saldırıyla kalmamış aynı zamanda, Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş, Halk Gerçeği dergilerine el koyma ve 1 er ay kapatma, Yeni Kurtuluş dergisinin 1.-2. ve 3. sayılarına el koyma kararlarını vererek, hak hukuk tanımadan nasıl saldırdığını, ellerinde oyun hamuruna dönen ve işlerine geldiği biçimde kurallarını uyguladıkları yargının faşist yapısını göstermiştir"
islamcı dergi

http://img299.imageshack....299/7287/nisanmk61pd7.jpg
http://www.cdmarket.web.tr/urun_resim/815.jpg
Dünya Halkları Sovyetler Birliğini Arıyor. başlığı ile güzel bir yazı yazmış dergi.
Bu, asla umutsuz bir arayış değil;
Bu, belirsiz bir arayış değil;
Dünya halkları, yeni Ekimlerin nasıl yaratılabileceğini biliyor.
Kışlık Sarayları yine yerle bir edeceğiz!
Yine kuracağız sosyalist sistemimizi ve blokumuzu!
165. sayısı da toplatılan dergi.
Surekli toplatilmaya mahkum dergi. Bu sistemde siz dunyaya gelmeden once koyulmus kurallari kabul etmek durumundasiniz aksi takdirde 'yuruyus' gibi olur sonunuz. 'Teror propagandasi', 'sucu ve sucluyu ovme' gibi nedenlerden kapatilir genelde. Ama teror nedir? suclu kimdir ? gibi mantikli sorular sorulunca da aslinda olaylarin trajik boyutu aciga cikar.

kurallari onceden koyulmus bir oyun oynadiginizi dusunun. oyle bir oyun olsun ki siz bunu oynamak mecburiyetindesiniz. size mantikli gelmeyen kuralllarin disina ciktiginizda sizi 'illegal' ilan ederler.

Digerleri de kurallarin yanlis oldugunu anlamasin diye izole etme takdigir bu.siz yilmayip her seferinde bunu digerlerine de anlatmaya calistiginizda ise fiziki, psikolojik baskilar artar.
Sanırım DHKP-C'nin yayın organı olan stalinist dergi.

(bkz: stalin)

Her sayılarında Stalin'i överler. sanki bir haltmı gibi. bildiğin kendini 1960 larda zanneden sovyet kuyrukçusu dergi.
(bkz: dhkp c/#7067983)
halk cephesinin çıkardığı haftalık dergi.grup yorum konserleri ve halk cephesi etkinlikleriyle ilgili ilanlar verirler bazen.düzeniçi ''sola'' ve düzen partilerine karşı yayın yaparlar.bu dergiyi sattıkları için işkencede ölenler,sakatlananlar olmuşlardır.bu derginin çalışanlarına terörist diyenler acaba bunları biliyorlarmı?bilipte böyle diyorlarsa sormak isterim,hiç mi allah'tan korkmuyorsunuz?
bir çeşit mouse pedi. ciddiyim başka da bir işlevi yok zaten. toplu mouse kullanan birisi olarak* bir zamanlar bu dergiyi mouse pedi olarak kullanırdım. derginin kaygan bir yapıda olması farenizin içinin pislik yuvası olmasına rağmen kolay bir şekilde kullanılmasını sağlar.

edit: ya aslında neden biliyor musunuz? zorla satmaya çalışan şu adamlara deli oluyorum. ulan daha dergiyi okumadan diğerini getiriyorlar. bi bekle yahu. yoksa faşist değilim hani.
deniz kenarında yapılan yarım saatlik bir yürüyüş ( kulağınızda sevdiğiniz müziklerle birlikte tabii ki, ama deniz kenarına en uyacak olanlar ise, scorpions ve pink floyd) ten sonra yapılacak bir banyonun ardından kendinizi daha rahatlamış ve huzurlu hissedersiiz.hiç kuşkunuz olmasın. kafanız dağılır, dertlerinizi kafanızda çözümlersiniz , düşünürsünüz..
kısaca çok iyi gelir.
yapabildiğim dönemlerde, ciddi anlamda kendime güven,eklemlerime bir fingirdeklik, kemiklerime sağlık sıhhat veren ama az kalan boş vaktimi pc başında veya uyuyarak geçirmeyi sevmemden dolayı mahrum kaldığım durumdur..

yataktan kalkarken gün ışığıyla cihat eden bünyem kendini erken kalkmaya alıştırmak ve sağlıklı bir birey olmak adına evli tanıdıklarımdan birini ayartmış, "kız sen çok kilo aldın..eşin akşama kadar dışarda bir sürü kadın görüyor, bu halin ne hemen spora başla " diye gaza getirmiştim..

yürüyüş yapmaya karar verdik..bir gün, sabah saat yedide buluştuk..o da arkadaşını çağırmış..yürüyoruz..ben az çok alışkınım dışarda koşturmaya..eee insan derse geç kalcam korkusuyla yaşaynca bayağı bi antrenmanlı oluyor..neyse beni hoca seçtiler..ben koşar adım yürüyorum..5 dk geçti geçmedi dilleri dışarı çıktı..nooldu dedim..yorulmuşlar..

durmak yok dedim..ebru şallı geldi aklıma.."çek karnı çeek çeek çeek" diyerek tempo tutturuyorum bunlara...

bi tanesi pes etti, dönüşte yarı yoldan aldık..diğeri de garibim çek,ndiğine ses çıkaramadı ama, sabahın o vakti yiyip de çıkmış, az daha gidiyordu..

ertesi gün uyanamadık(bizim sporumuz bu kadar olur)

akşama doğru telefonum çaldı..arayan o abla.."kbus benim her yerim ağrıyor..yürüyüşü bırakmaya karar verdim..eşim sen bu halinle de güzelsin dedi" dedi..

anlayacağın sözlük, yeni bir partner bulana kadar yürüyüş işim yattı...

evlilerle yola çıkmadan önce eşlerini de kna etmek lazım anladım..

aman canım bu erkekler de kadın dırdırı dinlememek için, he deyip geçiyorlar herşeye...
Yürüyüş, 2005 yılında kurulan, haftalık bir dergidir. Dergi bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm ilkelerini savunmaktadır. ilk sayısını 22 Mayıs 2005 yılında çıkartan Yürüyüş dergisi devrimci bir yayın çizgisine sahiptir.