bugün

Kar yağmayan Mersin'de bir nesli kartopu oynamış bir okuldur. dağın başında ve yeşillik içinde olmasından mütevellit oksijen zehirlenmesi yaşayan ergenler olarak uzun eşek mi oynasak kayış mı oynasak bilemezdik efendim. (bkz: 35 40 erkeğin kemerle birbirine kafa göz dalması)
Koduğum dağının eteklerine yapılmış, sessiz sakin bir okuldur dışarıdan. Tabii öyle göründüğüne bakmayın ortamı çok farklıdır... Partileri, garip olayları, tuvalete takılan duman sensörleri, öğrenci ilişkileri her şeyiyle olay olmuş bir okuldur. Bir katta nöbetçi olmassa o kat özel bölge ilan edilir ve duman altı olmaya mahkum kalır... Kedileri vardır tabii okul gibi kedileride normal değildir, tek amaçları kızların eteklerinin altında gezip oraya buraya dayamaktır. En azından 1 senenizi geçirebileceğiniz Mersin'de gidebileceğiniz en ilginç okuldur.
ağaçların arasında, duvarı olmayan anadolu lisesidir.
bizim zamanımızda sınavla alıyorlardı. şimdi bilemiyorum.
bir okulun duvarının olmaması özgürlük demektir.
ya da okuldan kaçmayı kolaylaştıran şey. emin değilim.
çalıların arasından, keçi gibi seke seke okuldan kaçardık.
hey gidi günler.
(bkz: binnur kalkavan)
allahın dağına yapılmış, sessiz, sakin, etrafı ormanla kaplı, uzaklardan denizi görebildiğiniz, mezun olduğum lisem. mersinin ikinci anadolu lisesi olarak geçer kendileri. mezun olana kadar disiplin olaylarımdan dolayı iyice beni kendinden nefret ettirmiştir bu okul. birkaç hocası ve iyi dostluklar dışında aklımda kalan tek şey de ekose etek.
eskiden, elini sallasan bir anadolu lisesine çarpmadığı zamanlarda ( hoş şimdi o da kalmadı, artık elini sallayınca düz lise veya anadolu lisesinden bozma imamhatiplere çarpıyor) mersinde kalitesi herkesçe bilinen iki üç anadolu lisesinden biriydi. öğrencileri idareciler yönünden mutlu edemedi ama öğretmenler bu eksikliği giderdi. biz 2008 mezunları olarak son hazırlık okuyan dönem olmamızdan dolayı dokuzuncu sınıfta ezikleyecek kimseyi bulamadık ama alışılagelmiş dönem kavgaları yine de devam etti. her sene en az bir geleneksel ykal meydan muharebesine şahitlik ettik ve hatta yeri geldi hücuma kalkan iki devasa grup arasında bahçede, koridorlarda mahsur kaldık. yine de bakınca fantastik idarecileri, öğretmenleri, hademeleri, kantincileri, güvenlikçileri ( evet, hepsi de fantastikti, bilenler bilir kastedilen insanları ve olayları) ile akla kazınan bir macera imiş. şimdi ne durumdadır bilmiyorum ama bana güzel bir dört sene yaşattı. değişikliğe uğramadan yaşlanabilmesini isterim.
(bkz: yılmaz abi)
bu sene mezun olduğum okuldur. kantincisi ve bir iki öğretmeni dışında hiç özlemeyeceğim okuldur. gittiğimin ikinci günü başlayan disiplin maceralarım en son okul kantinini boykot edip uzaklaştırma almamla son bulmuştur. ayrıca dönem kavgaları meşhurdur. işin ilginç yanı hep üst dönemler dayak yer. ayrıca ah, mişel hoca yaktın bizi.
2006 yılında mezun olduğum hiç sevmediğim hiçte özlemediğim okulum.
üç senede mezun olduğum dört senelik eğitim kurumu. * * öğretmenleri ve idarecileri için aynı şeyleri söyleyemesem de, öğrencilerinin hepsi candır, biri var ki o da canandır.
(bkz: lise aşkı)
her cinsten öğrencinin yanında öğretmenide bulunan okul. ülkücüsü devrimcisi dincisi dinsizi evrimcisi sosyalisti kapitalisti hepsi vardı arkadaş. güzel kızlarıyla diğer okulların dilinden düşmeyen, ekose eteği efsane olmuş okul. Kürşat olayıyla yankılanmış ama ben öğrendim çakan kürşatmış sorun yok o yüzden helal be koçum.
(bkz: ykal)
dagın basında allahın belası okul.ayrıca her gün disipline gittiğim ve içinde 5 para etmeyen hocaların bulunduğu okulm.
kardeşim nie eksiliosunuz yalan mı...
(bkz: allah ın dağı)
mersin'in ikinci anadolu lisesi olarak anılan mezun olduğum okul. değişik bir okuldu. öğrencileri birbirini tutuyor görünür ama en ufak olayda birbirine girerlerdi. okulun öğrencisi olmayanlar tarafından kerhane ismi yakıştırdıklarını bile duymuşluğum var. sadece 3 sene okudum. ilk başlarda alışamamış olsam da daha sonra çok sevdim bu okulu. dinci hocalar, ülkücü hocalar, solcu hocalar... hepsine ayrı konuşmak zorunda kalırdık. okuldan kaçtığınız zaman dolmuşun biran önce gelmesini istersiniz çünkü dağ başında bir okuldu. eğer erken davranamazsan hocalar anında sırtından tutup okula götürürdü. hatta vakt-i zamanında 2 evli hoca arasında aşk dedikoduları ortaya çıkmıştı lakin bizzat kendilerine sorulması üzerine "hayır yok öyle bir şey" demişlerdi. gerçi ateş olmayan yerden duman çıkmaz ya neyse...

kuyuluk'ta bulunan anadolu lisesi.
bir zamanlar basket maçlarında yavşak kürşat anadolu lisesi diye anılırdı bu okul. bunları inadına hakemlerin arkasına oturturlardı, her türlü hareketi çekerlerdi karşı takım seyircisine ama kendilerine bir ''yusuf'' yapılsa hemen görülürdü. sonra da yavşak yavşak gülerlerdi uyarı anonsunun ardından. öyle kötü insanlar var. okuldan kaçılıp maça gidildiğinde hocalara bahane olarak sunulurdu ''ama maç ykal'eyleydi hocaaam''. hoca da takımın antrenörü ya neyse..
içel anadolu lisesi'yle ilgili bir kuyruk acısı mı desem, sidik yarışı mı desem öyle bir şey var işte. ellerine bir defa okulun adının bir ara ''mersin anadolu lisesi'' olmasından tevellit bir koz geçmiştir, yıllarca onun ekmeğini yediler. ''mal oldunuz lan siz mal, insan olun öyle gelin'' dediler. yenilerde başka uğraşacak nokta buldular mı bilemiyorum.
o değil de kızların ekose etekleri çok güzeldi, bu okulun özendiğim tek şeyiydi.