bugün

yunus günçe'nin defne joy foster'a yazıp blogunda yayınladığı yazıdır.

Çok insanla tanıştım. Çoğunu unuttum çoktan. Onlar da beni unutmuştur eminim. Kızmam hiçbirine. Alınmam. Üstüme almam.
Hayat çok hızlı bir tren gibi. Senin camından baktığın çok hızlı bir tren. Ne çok şey görürsün o camdan. Ne azını hatırlarsın.
Seninle tanıştığım günü hatırlıyorum mesela.
Bilindik, alıştığımız "Tanışmalar"a benzemediğini hatırlıyorum. Bir "Buluşma" gibiydi daha çok. Bir "Kavuşma". Beni, benim seni sevdiğim kadar sevdiğini gördüğümde çok rahatlamıştım. Çok korkmuştum beni sevmiyorsundur diye.
Dokunurdu öyle olsaydı.
Senin beni seviyor olman lazımdı.
insan yaşarken hep bir "Aferin" arar ya, toplar ya bulduklarını. Senin beni sevmen benim "Aferin"imdi.
Neden sevdiğini bimiyorsan gerçektir o.
Başka çaren yoksa eğer, sevmekten başka çaren yoksa gerçektir.
Ben bilmiyordum neden seni sevdiğimi.
"Başka" türlü bir kızdın sen. "I am a virgin, but this is a very old t-shirt" yazan bir tişörtün vardı.
Çok iyi yemek yapardın. Zetinyağlı fasulyeni hatırlıyorum.
Beslemeyi severdin. Misafiri severdin.
Sıkılınca "Sıkıldım.Git biraz." derdin.
Ben de giderdim. Bazen sen söylemeden anlardım, giderdim. Ayakkabılarımı giyerken ben, sen bana bakar, gülümserdin.
Çok yan yana uyuduk. Hiç sevişmedik. Kimseyi de inandıramadık.
Zaten bir müddet sonra inandırmaya da uğraşmadık.
Yan yana uyumaya devam ettik.

Kızardın bana.
"Oğlum sen salaksın.Sen salak mısın? Niye böylesin?" diye azarlardın.
"Peki sen niye böylesin?" dediğimde, susardın.
Ben çok özlerim seni Defne! Çok !
Uyandığımda öldüğünü duyacağımı bilseydim, uyanmazdım.
Bir daha yatsam, uyusam?
Sen dönene kadar uyanmasam?

Ağlamadım ilk duyduğumda, Defne.
Ama bak...
Şimdi ağlıyorum!

http://kafamdaboceklervar...2/defne-joy.html?spref=tw
bak işte bu tarz hareketler bana hiç samimi gelmiyor. ölen bir insanın arkasından bu ağzına sıçtımının beş para etmeyen internet ortamına bik bik bişeyler yazıp döktürmek çok basitce değil mi? madem özel arkadaşındı özel şeyler paylaştınız bırak içinde kalsın işi şova dönüştürme kelimeleri süsleme. tribünlere oynamaktan başka bişey değil bu satırlar. reklam kokan hareketler bunlar.
yemin ediyorum o yazıyı okuduğum da gözlerim dolmadı değil..

"insan yaşarken hep bir "aferin" arar ya, toplar ya bulduklarını. senin beni sevmen benim "aferin"imdi."

bu sözler bile beni duygulandırmaya yetmiştir..
uludağ sözlük yazarı. afferim başarılı yazmış.
geride kalanların kendilerini iyileştirme çabaları... gözlerim dolmadı desem yalan olur.
reklam kokan harekettir. hayır madem o kadar seviyorsun, neden daha önce yazmadın?
yanyana yattık sevişmedik...
bunlar dobralık değildir böyle bir anda.
ancak ve ancak bir ölünün ardından meze toplama arzusunun karın ağrılarıdır.
biz tabut taşımayı seven bir milletiz derken işte bu yavşaklıkları kastediyordum.
bu yazıyla o insana olan sevgisini anlatmıyor blok yazarı.
bu yazıyla, defne joy foster üzerinden sansasyonel bir yaklaşımla konuşulmak istiyor b(l)ok yazarı.
ve işte birilerini kandıramıyor.
ve işte bunca samimiyetsizliği ile ölümün yaraladığı bir çocuğu, bir eşi, bir aileyi bir daha, bir daha, bir daha yaralıyor.
yazık, gerçekten çok yazık.
mektubu yazana "siktirsin ordan" dediğim yazıdır. ne gözüm dolar ne de bişe.
ölüm tabii ki kötüdür, allah başa vermesindir falan ama ölenin geride bıraktıklarını düşünmek gerekir bi kere "yanyana yattık ama sevişmedik" de ne lan? ödül mü istiyorsun bunun için, nedir?

boş işler bunlar, gidin ateşi falan bulun. olmadı fatmagül'ü izleyin.
gerçekten dandik bir yazıdır. en iyi yazısı buysa bu herifin o yazılarından çıkardığı kitap kağıt israfından başka bişey değildir.