bugün

Ete kemiğe büründüm,
Yunus diye göründüm.
Sıyırın eti kemiği,
işte onun sesi, işte onun kendisi.

Hallac-ı mansur’un günahı, düşüncelerini daha dolaysız anlatmasıydı, sanırım.

Bir dostum bana; yanlış şaka yoktur, yanlış yer ve zaman vardır, demişti.. belki de bu, diğer her şey için de geçerlidir.

Öte yandan, üstteki dizeler belli bir vezin ölçüsünü takip etmiyor.. yunus’un dizelerine tahrifat yapılmış ya da yunus adını kullanan başla bir şairin muhdes durumdaki bir eklentisi de, yunus emre’ye mal edilmiş olabilir.
üst düzey bir şairdir.

gel gör ki, yer yer tarikatçılığı yadsınamaz düzeydedir. bir şeyh eteğine tutunmayı zorunlu görür.

Ama hiç değilse tarikatı maddi bir rant alanı olarak tasarlamaz. Hatta tam tersine bunlara hevayı men eder.

Dervişlik dediğin hırka ile taç değil,
Gönlünü derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil.

Ak sakallı bir koca,
Hiç bilmez kim hal nice,
Emek vermesin hacca,
Bir gönül yıkmış ise… vb.

Hakkında rivayet edilen menkıbeler de özünde tevazu barındırır.

Mevlana denilen moğol yalamasından kat be kat evladır.
Bir garibin duasına gir. Kurtarırsa o kurtarır.

Cennet Cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri
isteyene ver sen onları, bana seni gerek seni

ete kemiğe büründüm
yunus diye göründüm.

Hakk’ı gerçek sevenlere cümle alem kardeş gelir.

Hiç kimseye yan bakma! Öfkelenip sert çıkma! Kalp Allah’ın evidir, bu evi sen yıkma.
yaradanın sözcüleri en kötü zamanlarda bile bizimle beraberdi, yunus emre bu insanlardan biri. ışığın rabbine varmak ve maddi prangalardan, sahte kurtuluş vaazlarından kurtulmak için sığınılacak tek liman.

türkiye özelinde.
Böyle bir insan gercekte var oldu mu
Yasadimi çok merak ediyorum.
"yalancı dünyaya konup göçenler
ne söylerler ne bir haber verirler
üzerinde türlü otlar bitenler
ne söylerler ne bir haber verirler

kiminin başında biter ağaçlar
kiminin başında sararır otlar
kimi masum kimi güzel yiğitler
ne söylerler ne bir haber verirler

toprağa gark olmuş nazik tenleri
söylemeden kalmış tatlı dilleri
gelin duadan unutman bunları
ne söylerler ne bir haber verirler

yunus derki gör taktirin işleri
dökülmüştür kirpikleri kaşları
başları ucunda hece taşları
ne söylerler ne bir haber verirler.."
Kendini bilmemde dizisi güzeldi.
görsel
Ramazanda, iftarı beklerken izlerdik güzel diziydi. Ramazan ayını özledik.
200 tl'lik banknotların üzerinde resmi bulunan osmanlı şairi.
işitin ey yarenler aşk bir güneşe benzer
Aşkı olmayan kişi misali taşa benzer

Demiş.
karacaoğlan ve köroğlu gibi hakkında pek çok değişik rivayet bulunan, anadolu' nun değişik şehirlerinde adına mezar olan halk ozanı.
gelse de celalinden cefa,
yahut cemalinden vefa,
ikisi de cana sefa,
kahrı da hoş lütfu da hoş.

demiştir.
türkiye'den filozof çıkmıyor diyenlere verilecek en güzel cevap.
Bir Anadolu ozanı.
görsel
görsel
"Ballar balını buldum kovanım yağma olsun.."
görsel
ete kemiğe büründüm
yunus diye göründüm.

benim en beğendiğim dizeleri.
Yunus'un Türkçesi, kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ başındaki el değmemiş Ab-ı Hayat Suyu'nu kana kana içmek gibidir. Kelimelerini elbetteki günümüzde bile anlayabilirsiniz; çünkü Yunus Saf ve arı duru Türkçe kullanır.
Benim adım dertli dolap,
Suyum akar yalap yalap,
Böyle emreylemiş Çalap,
Derdim vardır inilerim.

Ben bir dağın ağacıyım,
Ne tatlıyım ne acıyım,
Ben mevlaya duacıyım,
Derdim vardır inilerim.

Dağda kestiler bezeyim,
Bozuldu türlü düzenim,
Ben bir uslanmaz ozanım,
Derdim vardır inilerim.

Yunus bunda gelen gülmez,
Kişi muradına ermez,
Bu fanide kimse kalmaz,
Derdim vardır inilerim.

***

Arı duru Türkçe konuşan; halktan ve haktan yana, gariban; paradan puldan yana alayının ervahına güzelce! okuyan; sözleri ve yaktığı odunu bile doğru, adam gibi adam...

Yunus Emre çağları aşan, sözleriyle ve yaşayışıyla Türk insanının ve Anadolu'nun yüz akı simalarından biridir.
Pir Sultan abdaldan sonra en sevdiğim kişilik.
halk dili ile saray dili farklıdır arkadaşlar..
selçuklu'nun yıkılma sebeplerinden biri de devletin halktan tamamen kopuşu ile oğuz isyanları çıkmasıdır.
bunu anlatmaya çalışıyoruz ve halk diline de saf diyen yok.

dil devrimi ile resmi türkçe saray dilinden halk diline evrilmiştir, yeniden bir dil üretilmemiştir.
ve yeni bir alfabeye geçiş yapılmıştır. dil halkın diliyle aynı dildir.

1920-30'larda eklenmeye çalışılan pek çok yapay kelime halkta karşılık görmeyerek kullanımdan geri kaldırılmıştır mesela..
halkın dili yüzlerce senedir bellidir. eğitim seviyesi düşük bir halkın dilini yapay müdahaleler ile değiştiremezsiniz; ne Osmanlı, ne Selçuklu, ne Cumhuriyetin ilk yılları..

gevheri'nin dağlara gel, dağlara..
dadaloğlu'nun ferman padişahın dağlar bizimdir sözleri ve daha nicesi günümüz ile aynı dildir.
halk türkçesidir.
halk Türkçesi..

17. yüzyıl Kozan dağlarından, Karacaoğlan..
"Kozan dağından neslimiz, Arı (saf) Türkmendir aslımız.."

halkı divan-saray dili konuşuyor sanmayın lütfen.