bugün

bir tekirdağ yunanı olarak içinde bulunduğum medeniyettir. medeniyet düşmanı milletler bilmez.
Maalesef Selçuklu ve Osmanlı sıkıp atmıştır bu medeniyeti.
kaynağı sümerlilere dayanan medeniyet. yani türklere herşeyiniz çalıntı derler ama tek övündükleride sümerlerden çalıntıdır.
git gide geriye giden medeniyet.
(bkz: Kynodontas)
Tarafsız konuşacak olursak. Dünyanın yüzde 85 ini etkilemiş bir medeniyettir. Bir bilimsel türk milliyetçilisi olarak kabul ediyorum bunu.
(bkz: Antik yunan)
insanları canlı canlı kazığa oturtan voyvoda denen keferenin medeniyeti olmaz olamaz denilesi boş beleş yunan medeniyetidir. net...
Yanyana karşıkarşıya geçip umumi halka Açık, açık hava tuvaletlerini yaparlarken sohbet muhabbet edebilmeleri hayranlık..! Vericidir.
Aslında yunan değil helen medeniyetidir.
Felsefenin doğduğu hakikat için canından vazgeçmiş büyük filozof Sokrates'in mensup olduğu medeniyet.

Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez.
Bir şey biliyorum o da hiçbir şey bilmediğimdir.

Not: iki sözde Sokrates'e ait
En önemli şehirleri atina, korint, tebai, larissa ve sparta'dır. Şehir devletleri olarak örgütlenmişlerdir ve bu şehir devletleri kendi içinde fazlasıyla özgürdür. Zaten bu topraklarda bilimsel faaliyetlerin bu kadar fazla olması da bununla ilgilidir. Sparta köle politikasını en sert uygulayan şehir devletlerinden biridir. Helot adı verilen köleler çok zor şartlarda yaşadıkları için sıkça ayaklanmıştır. Atina ile ilgili olarak tarihteki en önemli olay perslerle atinalılar arasındaki savaşlardır. Bu savaşlar sırasıyla maraton, thermopylae, salamis savaşları olarak geçer. Salamis deniz savaşı atina'nın galibiyetiyle neticelenmiştir. Savaşlar sonucunda callius barışı imzalanmıştır. Yunan tarihindeki bir diğer önemli savaş ise peloponnesos savaşı'dır.atina ile sparta arasında 27 yıl süren bir üstünlük mücadelesidir.
Arhonlar köylünün desteğini alarak asillerin haklarını sınırlayan orta direği ifade eder. Yunan medeniyeti içerisinde yasa koyucu olarak geçen üç arhon vardır. Bunlar; drakon, solon ve kleistenes'tir. Kleistenes Yunanistan coğrafyasında tam demokrasiyi uygulamayı başarmış, halkın desteğiyle arhon seçilen ve beşyüzler meclisini açan kişidir.
Felsefe yunan medeniyeti'nde doğmuş; ilk filozoflar olan sokrates, platon ve aristotales bu topraklarda yetişmiştir. Ayrıca tarihteki ilk tıp okulu da yine yunan medeniyeti tarafından knidos'ta kurulmuştur. Hipokrat yunan medeniyeti'nin yetiştirdiği bir tıp alimidir.
görsel
görsel

Bir çift altın kol bandı. Grek kültürü, yaklaşık MÖ 200. Metropolitan Sanat Müzesi, New York.

Bu etkileyici kıvrımlı kol bantları, her biri küçük birer kanatlı Eros tutan erkek ve dişi olmak üzere iki tritonu temsil ediyor.

https://www.facebook.com/...3/posts/2629187540628456/
'medeniyet' denince aklımıza gelmesi tarihin en eski dönemlerinde bile bir şekilde özgür düşünce ortamını bulabilmesidir bence.limanı olan şehir devletleri,coğrafi konumu ve tabiiki roma.Helenistik dönemde çok geniş coğrafyalara ulaşması,medeniyetinin de çok renkli olmasında rol oynamıştır. Yunan medeniyetini yunanistan'dan değil;romadan ayrı düşünemeyiz.
görsel

Helenistik dönem Mısır'da üretilmiş Serapis ve koçbaşlı tasvirli altın bilezik (Atina Milli Arkeoloji Müzesi)
*Serapis bir Mısır Tanrısıdır. Zeus-Serapis veya Serapis-Helios gibi ikili adlarla, bazen de Mısır ana tanrıçası isis ile aynı tapınakta tapılırdı. Sütun şeklinde bir başlık giyen sakalı bir adam olarak betimlenir. Güneş ve boğa simgeleridir. Mısır firavunu Ptolemy I döneminde adına tapınaklar yapılmaya başlayan Serapis, yunan tasvirlerinde yanında üç başlı köpek Kerberos ile gösterilir. Roma imparatoru Septimius Severus döneminde Serapis inancı zirveye çıktı.

https://www.facebook.com/...6863160/?substory_index=0
görsel

Ahtapot betimli amfora. Minos seramiği, MÖ 15. yüzyıl. Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi'nde bulunuyor.
Helen kanı taşıyan medeniyettir.
yunan medeniyeti yada uygarlığı girit adası, yunanistan, makedonya, trakya, Batı anadolu ve ege adalarında yaşayan toplulukların meydana getirdiği uygarlığa verilen addır.
görsel

Anne terliği evrenseldir ...

MÖ. 2. yüzyıla ait bir aynanın altın ve gümüş işçiliği ile oluşturulan arka kısmında, Aphrodite ve oğlu Eros tasvir edilmiştir.

Eros annesinin kaplarından (alabastron) birini kırmış, parçalanan kap ayaklarının dibinde, Aphrodite ise oturduğu yerden öne doğru uzamış, elindeki terliği (sandalet) az önce alabastron kıran ve duruşu ile yüz ifadesinden bu durumdan üzüntü duyan oğlu Eros'a tehditkar bir tutumla göstermektedir.

16 cm çapında ve 375gr ağırlığındaki ayna, New York’daki Christie’s müzayede salonunda 2010 yılında gerçekleştirilen müzayede 116.500 USD'ye satılmıştır.

https://www.facebook.com/...3/posts/1414140918973955/
görsel

Tanrı Dionysos'u bir elinde thyrsos, bir elinde kapla tasvir eden şeritli akik taşı. Grek kültürü, Helenistik dönem, MÖ 4.-3. yüzyıl sonları. Metropolitan Sanat Müzesi'nde bulunuyor.

1.3 x 0.4 x 2.3 cm boyutlarında.
Thyrsos; şarabın simgesi olan asma dallarıyla sarılı değnek.

https://www.facebook.com/...9/posts/3025498960821483/
uygarlık tarihinde bir mihenk taşıdır.

tekrardan dönüp dönüp referans alınmalarıyla meşhurdur. rönesans bunun en büyük örneğidir. ne zaman ki sanatta yahut felsefede "modern, çağdaş" olanın zırvalığından sıyrılıp "doğru" olanı ararsak, yüzümüzü döneceğimiz yerdir.
Temelini Fenike ve mısır uygarlığından alır

(bkz: kara atena)

Ama fenike ve mısır kültürü antik Yunan kadar reklamı yapılmamıştır malesef bu sebepten medeniyetin temeli zannetmeniz normaldir kızmıyorum.
hırsızlıktan başka bir şey değildir.

yunan medeniyeti "hırsızlık" üzerine kurulmuş, başka milletlerin, medeniyetlerin bulduklarını kendine mal etmekten öteye gidememiştir.

binlerce yıldır bu böyleydi.

hatta, geçtiğimiz yüzyılda da selanik'te bunun pek güzel bir örneği yaşanmıştı.

selanik...
burnumuzda tüten, zorla sökülerek atıldığımız kutsal vatan rumeli'nin kalbi olan güzel şehir...

sene 1924...mübadele sonrası...

Anadolu'dan Selanik'e mübadele ile gelen Rumlardan Efigenya hanım, 1924'de yerleştiği Selanik'teki evlerinde bir kutu ve eski yazıyla kağıtlar bulur.
Evin ilk sahibi burada bir şeyi açıklamaya çalışmaktadır. Şemalar, bahçe duvarları, boru şekilleri hatta ağaçları bile çizmiştir.
görsel

Gayet muntazam ve bir ressam elinden çıktığı izlenimi veren sokak görünümü çizimlerinde de işaretlediği kısımlarda okla zemini gösterip 2,5 m, 1,5 m gibi bilgileri de vermiş.
Aile bunun bir define olduğunu da düşünmüş ama detay fazla.
Hem neden bir tahta kutuyla meydanda olsun?

kutunun içerisindeki notlar 1927 yılına dek çevirisi yapılmadan kalır.
1927'de Selanik başkonsolosu Mehmet Hayri Bey'in kapısını bir kadın çalar.
Kutuda birbirine yapıştırılmış kağıtlar ve şema.
Kadın bunları okuyamamakta ama iyi Türkçesi ile elçimizden kibarca yardım istemektedir.

Başkonsolos bakar ve birkaç saat ayırır.
Kadın akşama doğru tekrardan gelir, beraber elçilikte bir kahve içerler. Elçimiz meseleyi anlamıştır. Bu bir su terazisi haritasıdır.
Hem de nadir bulunan bir durumdur çünkü su, evin altında depo edilmektedir.
Ayrıca uyarılar da vardır.
Evin ilk sahibi olan Türk, bahçenin planını çizip bahçeyi gösterdiği bu haritada çeşmenin de yerini tarif etmiştir.
Çeşmeye 40 metre mesafedeki bu ev, çeşmeye su sağlamaktadır.
Ev, çeşmeyi yaptıran vakfın sahibi aileye aittir.
Bu çeşmeyi de asırlarca korumuşlardır.
görsel

Tabanında çeşmenin su deposunu barındırmakta olan evdir. Ev tabanının altında çeşmenin ve diğer birkaç çeşmenin basıncını oluşturan su terazisi depo da bulunmaktadır.
Çeşmeyi yaptıran aile,bunu bir vakıf olarak muhafaza etmiş ve yanıbaşında yaşamışlardır. Şemada uyarılar vardır.

bu uyarılarda; Bahçenin gösterilen kısımlarında kazı yapılmaması, keser ve Külünk ile derine girip vurulmaması, buradan aşağıya giden toprak boruların zarar görebileceği belirtilmitirş.
Ayrıca bahçenin hiçbir yerine tuvalet yapılmaması, evde iki hamamcık olduğu ve kâfi geleceği da yazılmıştır.

lakin evin yeni sahibi olan Aile "belki define vardır" diye çoktan kazı yapmış ve boş, pişmiş topraktan borular bulmuştur.
hatta bunu yaparken evin altından ciddi şekilde su da boşalmıştır. Aynı gün de sokaktaki çeşme kurumuştur.
Tüm bu sistemi mahvettiğini düşünen kadın, elçimizin önünde ağlar.

Yazılanların en sonunda bir not daha vardır. En sonda, sayfanın kenar çerçeve çizgisi gibi tüm sayfayı dolaşan bir incecik yazıda şu yazar;
"Olur da harap edilmiş hale gelirse, kale bedenine doğru 4 ev arkada Mehmed Fevzi'nin evinin altından da bir hat gelmektedir.
pek tabi ki Bu hattan da istifade edilebilir. ancak bu sudan istifade edecek evlerin sayısı fazladır ve suyun arzında muşkilat yaşanabilir. Her durumda bir ab-rane ce(su mühendisi) tetkiki faydalı olacaktır.

malesef bu örnek tek örnek değildir. zira Selanik'te yukarı mahallede Su problemi Türkler gidince başlamıştır.
görsel

hikaye kaynak: yüksel hoş...

işte böyle...
daha suyun medeniyet olduğunun farkında olmayan, su şebeke sistemine sahip çıkamayıp, gelir gelmez hazıra konduğu yerde define arayan bir medeniyettir yunan medeniyeti dediğiniz şey...

#tarih
güncel Önemli Başlıklar