bugün

türkiyeye has bir durumdur. hadi yolunu izini bildiğimiz şehirlerde pek sıkıntısı çekilmese de, özellikle bilmediğimiz illere veya istanbulun pek bilmediğimiz yerlerine gittiğimiz vakit yol tabelalarına bakma ihtiyacı hissederiz. ve yol tabelaları ise takip edilmesi icap eden uygulamalar olmalıdır görev itibariyle.

fakaaat, güzide ülkemizde bu yol tabelalarının takip edilmemesi için çok değişik taktikler uygulanmaktadır. gidilecek yer yolun ilk başlarında bir isim olarak belirlenir ve oklar vasıtası ile birkaç yol ayrımına kadar götürür kişiyi. daha sonra bir anda bir yol ayrımına gelirsiniz, aaaaa hiç bir tabela yok. ulan biraz evvel her bakkalın önünde gösterirken hani nerede şimdi, nereye döneceğiz biz. sonra rastgele ve mantık arasında kalan o taralı alan içerisindeki bölgede olmak beklentisi ile bir taraf seçilerek devam edilir yola. eğer doğru tahmin ettiysen bir sonraki yol ayrımında görürsün tabelanı. haa eğer yanlış yola döndüysen, onu ne kadar erken anlarsan o kadar kazançlısındır. sevgili karayolları iki koyar bir koymaz tabela. amaç tasarruf.

bazı tabelalar da yol içerisinde isim değiştirirler. mesela, sol taraftaki yolu a ve b diye gösterir. girersin ve ileride de bir a ve b ayrımı görmen gerekir mantık olarak. fakat yolun ucunda b ve c diye bir ayrım görürsün. ulan hani nereye kayboldu a, ya ben a ya gitmek istiyorsam ne diye sallamıyorsun beni. hadi c ye gitmek istesem ben müneccim miyim be taa ana yoldan burada c ayrımı olacağını çözeceğim.

bazen de güzelim tabelalarımız renk değiştirirler, yeşil renkteki otoban tabelaları yerini bir anda maviye bırakır, sonra fellik fellik otoban nerdeydi diye ararsın. meğersem geçici koyulmuşmuş oraya.

haa bir de son bir örneği ile denizlide karşılaştım. antalya diye kocaman tabela var tepede ama yol kapalı. göbeğin sol tarafını komple kapamışlar. eee nasıl gideceğiz şmdi antalyaya biz. sonra bir bakarsın ki sol taraftaki marketin yanında yerden 50 cm yükseklikte bir tabela konmuş seni mahalle arasından otobana çıkarıyor bir 15 dakikalık yolculukla. o marketin oraya baktın baktın rastgele, bakmadın ayvayı yedin. şahsen ben güzel bir kız geçiyordu diye baktım da gördüm. herkes o kadar şanslı olamaz (güzele bakmak sadece sevap değil, şans da getiriyormuş öğrendik)

ayrıca istanbul tabelalarında bir güzide özellik de, olmayan yolları gösteren tabelalardır. yol artık oradan geçmediği halde tabelalar orayı gösterir. sonra ara dur ben nereden gireceğim, döneceğim diye.

türkiyede ve hatta istanbulda araba kullanıp gideceği yeri bulabilen her insan, bağdatı da, madagaskarı da, hatta nikua munga kabilesini bile sormadan bulabilecek yön duygusuna sahip demektir.
benzer bir durum olarak, tem * otoyolunun yeni açıldığı dönemlerde, tabelalarının, e5 tabelaları ile karışması.
bir de tabela sıkıntısı olmayıp miyop olma durumu vardır evlerden uzak. gözlükle araba kullanmaya alışık olmayan bir bünye zırt diye miyop olursa tabi bunda sözlük başı aktivitelerinin de parmağı var biranda lağğnn sapma ordan dübük düz gitsene topkapı istikametine dümdüz uyarısıyla kendine gelir ani bir manevra burnu sok yola falan stresli işler bunlar genç yaşta saç ağırtır. en güzeli çizdir retinayı rahatla. hele birde güneş varsa numaralı güneş gözlüğü falan off off işin mi yok çizdir dedik ya...
güncel Önemli Başlıklar