bugün

yeni nesil, internet vesilesiyle olağanüstü bir bilgi havuzuna erişebilmektedir. ancak ne yazık ki, kişiye bilginin bu şekilde hazır ve genellikle 3. ağızdan aktarılması, hem bilginin yarım yamalak olmasına, hem de yeni nesilde "ben her şeyi biliyorum" sanrısına yol açmıştır. yazar kalitesi de, bu toplumsal yozlaşma sebebiyle yokuş aşağı yuvarlanmaktadır

(bkz: yeni nesil yazarlardaki yapısal kalitesizlik)
(bkz: uludağ sözlük te elit tabaka olmaması)
(bkz: uludağ sözlük ün twitter benzerliği)
kesinlikla kitap ile hasr-u nesr olmakla yakindan alakali bir mevzu. tamamen sanal ortamlarda iki uc makale okuyarak belki, yahut populer kitaplarla oyalanarak, tek amaci amacsiz olan kisiler sitenin halet-i ruhiyyesine sû-i tesir etmiştir. sitenin müstevliler tarafından behimiyet derecesine indirilmiş oldugu ortadadır.
Bu yuvarlanmanin da nedeni bilhassa lâzım üyelerin ve kaliteli cedide ibda edemeyen zihamın istikrah ettirmesidir. nesiller arasi fark yas farkindan kaynaklanan durum degildir, bence.
kerameti kendinden menkul kişilerin oluşturduğu kirliliğin sebebidir.

bi tanesi bi entrymi beğenmemiş mesaj atmış hani nasıl oluyormuş diye kendi çapında mantıklı gördüğü şeylere dayanarak. cevabını görünce o alt etme meraklısı yavrucak cevap bulamadı heralde ki hemen şöyle bir cevap atmış. bunlar sanal ortam kahramanları genelde özenti sosyalistler olması ise ayrı bir konudur. sosyalist olduğunuı düşünen her yeni yetmede bu tip görgüsüzlükler görülebiliyor.

--spoiler--

çok uzman dediğiniz adamları ağlattım karşımda. o yüzden uzatmaya gerek yok boşwer. herkese saygı sewgi.
--spoiler--
yazar 3. nesil olduğunu hatırlatmak istemiştir. beğenmeyen başlığını kendisi açar dediğimdir.
(bkz: kuşak çatışması yaşayan sözlük)
yuvarlanırken kapağını bir türlü bulamayan yazar kalitesidir.
"insan kendini yalnızca insanda tanır".
(bkz: goethe)
biraz da sözlükte yeterince tanım gayretinin, bilincinin olmamasından, okuyanlara ve diğer yazarlara karşı özen borcu hissedilmemesinden kaynaklanan sıkıntıdır.
düşen yaş ortalamasıyla orantılı olduğu isviçreli bilimadamları tarafından ispatlanmış.
bu kalitenin düşüşünün sebebi guerilla ve benzeri takım elbiseli gergedanlardır efenim. somalili bilimadamları tarafından ispatlanmıştır.
düşüşü sadece "formatın kavranmamasıyla" açıklanamayacak olan kalitedir. elbette bizim insanımız okunması gereken şeyleri asla okumaz daha doğrusu, okumaz. misal ilaçların prospektüsünü okuyana dahi "kıl herif" muamelesi yapan bir toplumuz.

nedir kardeşim bu sözlük formatı? 5 dakika 10 tane adam akıllı başlık incelesen, hiç değilse ilk 20 entrynde saçma sapan "hebüüüüvee" profili çizmeyeceksin. ha gelelim eski nesil yazarlara. adamın 3000 entry, 1000 başlık, 300 de nick altı var ama hala "dedirten başlık" diye entry giriyor. yuh lan.

yani bir kaç yerde daha dile getirilmiş; açıkçası çoğu yeni nesil yazarın çaylaklık entrylerini okuyun, inanın o yazarlar 5. sınıf bir forum sitesine dahi alınmazlar. oranın moderasyonuna gösterin "hocu alalım mı bunu" deyin, sizi repleriyle boğar. zaten çoğu da dikkat çekmek adına bilinçli şekilde sikertiyor formatı, orası ayrı.

biliyorum bazı şeylerin siz de farkındasınız. bu paldır küldür yuvarlanmaya dur demek istiyorsunuz lakin; bu vasıfsız, vandal kitlenin elindeki en büyük silah sol framedir. onlara dair tek bir eleştirinizi gördükleri vakit, 0.22 ms gibi bir sürede sizi ikinci sayfaya atarlar. şüphesiz ki onlar hiç yılmayandır. kendi yazdıklarını dahi okumadan, sadece klavyeye bakarak sözlüğe yazanlardır. ve bu yüzden; artık bazı şeyleri dile getirerek, önüne geçme veya üzerine tartışma ortamı yaratmak oldukça zordur. ya örümcek ağı gibi o mevzuyu bkz' larla yok ederler, ya da sol framede vitesi boşa alırlar. öyle ya da böyle, sizi sikertirler.

bilmiyorum lakin söylendiği gibi zall' ın maddi kaygıları varsa ve sırf bu yüzden vites boşa alındıysa; bu kısa vadeli bir yatırımdır sevgili zall. 2 yıla kazancın sabitlenir ve zerre artmaz. zira sanal alemde firmalar için alternatifler çoğalıyor. ancak belli bir süre sözlüğe olan talebi kısarsan ve bu sırada vitrinin parlamasına fırsat verirsen, işte bu borulardaki tazyiği artıracaktır. hem kalite çıtası, hem de sözlüğe olan talep artacaktır. yani nedir bu sözlüğe "bim" muamelesi arkadaş? müşteriye göre raf mı dizilir? ayrıca bu; bugüne dek sempatiyle yaklaştığım zall' a, en net ve ciddi eleştirimdir.
şunu anladım ki, yazarlar bu olayda en az suçlanacak kesimdir arkadaş. sözlük yokuşsa, yazarlar ne yapsın? aşağıda okuyacağınız olay tamamen gerçektir. ancak kişi adları tam bir istanbul beyefendisi olmamdan mütevellit, gizlenmiştir. ve bu sebeple, kişilerin tespitini zorlaştırmak adına entrylerdeki esası bozmadan bazı bölümler değiştirilecektir. misal esası "mavi rengi çok seviyorum", modifiyelisi "kırmızı rengi çok seviyorum".

çaylaklık entryleri;

- isveçli olarak bastır isveççççççççççç. iyi olan kazansınnnn
- on birinci olay beni yardı. çok komik üye olabilirsemmm bende böyle komik bir olay yazarım inşallah.
- evet ya, şarj ediyosun gerekmediğinde duruyor, işe yaradığında bitiyor.
- ütteki arkadaşın dediğine tamamen katılıyorm.
- isveçin hakkıyla kazanacağı maç olacaktır tabi inşallah jorgensen oynar ya.

sözlük üzerine uzun uzun yazdığım entryler aklıma geldi ve ne denli gerizekalı olduğumun farkına vardım. o entryler, çaylakları yazar yaparken ne yazdığına bakan sözlük için geçerli olabilir ancak. pek özen gösterilmediğini biliyordum ancak şu tablo kahretti lan beni. kim bilir belki büyüyünce pırıl pırıl troll olurum ben de. ötesinde işim olmaz artık. sevgili sözlük kızları, size de ayıp olacak ama ne yapalım; kader.
yazarların kendilerini yazmak zorunda hissetmeleriyle alakalı bir durum.

yazarların kalitesini değerlendirirken de önce bir sözlüğün amacını, neden var olduğunu ve ne için kullanıldığının cevaplarını vermek gerekir. yani eğer sözlük bir zaman geçirme ortamıysa, ben size şunu söyleyebilirim: tüm yazarlar kalitelidir. adam geliyor, eğleniyor, keyfine bakıyor lan, ötesi var mı? ha yok, sözlük diğer insanlarla etkileşime geçme, onlardan bir şeyler kapma ve onlara bir şeyler verebilme, bunun yanında kaliteli yazılar okuyabilme yeri ise mevcut yokuş aşağı yuvarlanan yazarları tüm süper kahramanlar bir araya gelip, tutup düzeltmeye çalışsa düzeltemez. -çok uzun cümle oldu, ben bile ne dediğimi anlamadım.- neyse, diyeceğim odur ki; hayat kısa, kuşlar uçuyor.
(bkz: alt kulturun dunyaya egemen olmasi ve cokus)
(bkz: saldım çayıra mevlam kayıra)
tamam da aşşağı diye bir kelime zaten türkçe'de yok, "aşağı" olmasın o diye düşündürtmektedir... kara kara.
son birkaç entry'sine bakarak yazar eleştirenlerin de eleştirdiği kalite...

herkes kendi kapısının önünü s...
güncel Önemli Başlıklar